​Bahçeli'den sert tepki: Bedelini öderler

Akdeniz'deki gelişmeleri ilişkin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Akdeniz veya Ege'de donanmamızın ve araştırma gemilerimizin karşısına çıkmaya cüret eden olursa bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Akdeniz veya Ege'de donanmamızın ve araştırma gemilerimizin karşısına çıkmaya cüret eden olursa bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir." ifadelerini kullandı.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, ABD'nin Demokrat Partili Başkan Adayı Joe Biden'ın 7 ay önce dile getirdiği "husumet ve hıyanetle perçinlenmiş çarpık açıklamalarının, siyaset ve ülke gündemini derinden etkilediğini" belirtti.

Biden'ın karanlık mazisi ve karmaşık müktesebatının Türkiye'nin egemenliğine ve kutlu varlığına yönelik suikast teşebbüsünün hiç de tesadüfi olmadığını çok net gözler önüne serdiğini vurgulayan Bahçeli, ABD'nin Başkanlık makamına talip bir siyasetçinin müttefik bir ülke hakkında akla ve hayale sığmayacak değerlendirmelerde bulunmasının hiçbir şekilde masum ve mazur gösterilemeyeceğinin altını çizdi.

Bahçeli, Biden'ın Barack Obama döneminde ABD'nin Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmesinin, son 7 ay içinde Demokrat Parti'den başkan adaylığı seviyesine ulaşmasının, Türkiye karşıtı sözlerinin ciddiye alınmasını gerektirdiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Geçmişte ülkemize reva görülen baskı ve dayatmaların Obama ve Biden'ın döneminde daha da şiddet ve sürat kazandığı milli hafızalarda kayıtlıdır. Ortadoğu'ya düzenlenen sistematik ve kanlı saldırıların, Türkiye aleyhine terör örgütleriyle kurulan bağ ve bağlantıların bilhassa bu iki lekeli ismin iktidar zamanına rastladığı gayet iyi bilinmektedir. Dahası 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsünde ABD'nin o tarihteki yönetiminin ne kadar tazyik ve tesirinin olduğu bir başka muammalı ve şaibeli tartışma konusudur. Bir ülkenin seçimle göreve gelmiş Cumhurbaşkanını devirme hedefi neresinden bakılırsa bakılsın hem demokrasi düşmanlığı hem de darbeciliktir. Biden mayası ve mizacı itibariyle yakayı ele vermiştir. Özellikle 1945 yılından beri Türkiye'nin içine düştüğü sosyal, siyasal ve ekonomik buhranların iç mihrak ayağı olduğu kadar sevk ve idare noktasında bulunan dış mihrak ayağı da vardır ve bilinmektedir. Bu kapsamda dış mihrak vakıasını hayali olarak gören mağlup ve müflis siyasi garabetlerin Türkiye'nin yakın tarihinde önemli görevler üstlenmiş olmaları düşündürücü ve üzüntü verici bir başka açmazdır."

Bahçeli, Türkiye'nin yakın tarihinin aynı zamanda darbeler tarihi olduğuna işaret ederek, bu tarihin içinde dost görünen, müttefik olduğunu iddia eden ülke ve ülkelerin tezgah ve kumpaslarının iç karartıcı derecede fazla olduğunu belirtti.

"Türk ve Türkiye düşmanlığının şifresi kırıldı"

"Milli Mücadele yıllarında bileğimizi bükemeyen, yüreğimizi teslim alamayan, bağımsızlığımızı tasfiye edemeyen Haçlı zihniyeti, ilerleyen yıllarda dolaylı vasıtalarla Türkiye'nin yıkımına odaklanmış, bu nedenle de saçtığı zehri kızılcık şerbeti diye yutturmaya çalışmıştır." ifadelerini kullanan Bahçeli, Biden'ın çürük ifadeleriyle yetiştiği sömürgeci muhitin bütün dokusuna nüfuz eden zalim ve hunhar anlayışını hezeyan içinde temsil ve tescil ettiğini vurguladı.

Devlet Bahçeli, Türkiye yükseldikçe, ayak bağlarından kurtuldukça, kendi kaderine sahip çıkıp kendi geleceği hakkında tek belirleyici oldukça, zalimlerin dimağlarında sakladıkları alçak senaryoları gün ışığına çıkarmaya başladığının altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Düne kadar demokrasi, özgürlük ve insan hakları gibi parlak kavramların içine döşenen, yalan ve riyayla süslenmiş aldatıcı sözlere iliştirilen emperyalist arzular geldiğimiz bu aşamada volkan ağzı gibi patlamıştır. Türk ve Türkiye düşmanlığının şifresi artık kırılmış, failler, figüranlar ve fiilleri ulu orta meydana çıkmıştır. İktidar olmak için ruhunu iblise bile satmaya hazır vaziyette bekleyen köksüz ve kimliksiz devşirmelerin küresel güç merkezlerinde icazet arayışları, sadece iktidarın değil, Türkiye'nin de kaybına hizmetleri çürümüş Biden kadar tehlikeli bir vaka olarak karşımızdadır. Onursuz bir kazancı şerefli bir duruş ve vatan sevgisine değişmeye amade olan siyasi bedbahtların varlığı ülkemiz adına tarifsiz ve talihsiz bir sorundur. Biden'ın bedel ödemesi gerektiğini vurguladığı Cumhurbaşkanımızı ve iktidarını, darbe yerine seçimle devirme çağrısı, bunu ise muhalefeti öncekinden farklı olarak daha güçlendirip destekleme amacı iki tarafı keskin bir bıçaktan farklı değildir."

"Muhalefetin mesajı cılız, çürük ve zorakidir"

Biden'ın, muhalefet olarak kast ettiği partilerin bugüne kadar verdiği tepkilerin sönük, silik ve etkisiz olduğunu belirten Bahçeli, "CHP Genel Başkanıyla birlikte parti sözcülerinin Biden'ın açıklamasının içeriğini değil de zamanlamasını, bununla kalmayıp hükümeti eleştirmeleri Türkiye sevgisinden yoksun, millete mensubiyet şuurundan mahrum bir siyaset köhneliğinin vahim örneğidir." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"İş birlikçi ve kukla HDP ile yine bu ülkenin eline avucuna bakan İP'in ürkek, korkak ve çekimser tavırları ibretlik bir durumdur. Muhalefeti desteklemekten bahseden bir emperyaliste muhalefetin mesajı cılız, çürük ve zorakidir. CHP'nin 37'nci olağan Büyük Kurultayı'nda 'dostlarıyla iktidar olacağını' ilan eden Kılıçdaroğlu'nun, dost kataloğunun hangi sayfasında Biden'in bulunduğunu, bugüne kadar iki tarafın teyit ettiği aracılarla temas kurup kurmadığını açıklaması aziz Türk milletine namus borcudur. Açığa kavuşturulması, üzerindeki esrar perdesinin kaldırılması gereken bir diğer mühim ve muhataralı konu ise şudur, Cumhur İttifakı'nın karşısında tesis edilen ve birbirleriyle uzaktan yakından alakası olmayan zillet ittifakının ana ortaklarını çatısı örülmüş bir siyasi proje şemsiyesi altında bir araya getiren menfur el, melun göz kime ya da kimlere aittir?"

Biden'ın İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimleriyle ilgili ahkam kesmesinin de her açıdan şüphe uyandırıcı olduğuna dikkati çeken Bahçeli, bu aşamada Millet İttifakı'nın sütunlarını diken zulmet lobisinin açık hüviyetini bilmenin Türk milletinin en doğal ve ertelenemez hakkı olduğunu vurguladı.

"Joe Biden, CHP'nin üst aklıdır"

"Atatürk’ün kurduğu partinin FETÖ ile PKK’nın çekim alanına kapılması, emperyalizme sessiz kalması, milli meselelere duyarsız ve duygusuz yaklaşması, hepsinden önemlisi takip ettiği muhalefet stratejisini Türkiye'nin aleyhine icra etmesi bir yanda akıl tutulmasıyla diğer yanda siyasi tutsaklıkla izah edilebilecektir." ifadelerini kullanan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"CHP geçmişini çiğneyip geleceğini temlik ve haciz ettiren yozlaşmış ve iş birlikçiliğe gömülmüş bir siyaset modelidir. Joe Biden, CHP'nin üst aklıdır. Türkiye'nin bölünme ihalesini açıp pazarlık usulüyle yıkım müteahhitlerine davetiye çıkaran Biden, CHP'nin kan bankasıdır. Son günlerdeki şaibeli yorum ve kifayetsiz tutumlar başkaca bir söze yer ve gerek bırakmamıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti hayranlık uyandıran, hürmetle anılan Milli Mücadele'nin eseridir. Bu eserin yağma ve talanını, demokrasimizin ve devletimizin heba ve israfını gönlünde, gündeminde ve siyasi görüşünde mahfuz tutan kim olursa olsun hüsran yaşayacak, ağır bir bozgunla tanışacaktır. İstiklalimizi çiğnemek isteyen her şeyden önce 83 milyonun tamamının cansız bedenine basmak durumundadır. Biden'ın ilaveten 3 Kasım 2020’de yapılacak ABD Başkanlık Seçimi’ne Türk düşmanlarının desteğini alabilmek için Türkiye'ye meydan okuması aynısıyla ters dönecek, emperyalizmin tetikçisi olan bu kovboyun Allah'ın izniyle mağlubiyetine kapı açacaktır."

"Rüzgar ekerken fırtına biçecekler"

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki mücadelesine de değinen Bahçeli, Türkiye'nin haklı mücadelesinin uluslararası hukuka uygun olduğunu, küresel hesapları alt üst ettiğini, taşları yerinden oynattığını belirtti.

Yunanistan'ın provokasyona yeltenmesinin, kıta sahanlığı anlaşmazlığıyla deniz yetki alanları konusunda ihtilaf çıkarmasının nafile bir gayret olduğunun altını çizen Bahçeli, şunları kaydetti:

"Akdeniz veya Ege'de donanmamızın ve araştırma gemilerimizin karşısına çıkmaya cüret eden olursa bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecektir. Fransa'nın Akdeniz'e iki savaş uçağıyla bir firkateyn sevk etmesi vaki krizin tırmanmasından başka bir anlama gelmeyecektir. Türkiye'nin Libya'da barış, huzur ve istikrarın inşa edilmesine dönük faaliyetlerini sekteye uğratmak isteyen paralı askerler, İsrail'in taşeronu Birleşik Arap Emirlikleriyle diğer bölge ve küresel güçler rüzgar ekerken fırtına biçeceklerdir. Türkiye kara ve deniz sınırlarını yeri gelirse zor kullanarak savunacaktır. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri bütün unsurlarıyla tetikte ve teyakkuzda, Türk milleti de dualarıyla arkalarındadır."

Bahçeli, Mali'de yaşanan askeri darbe, Belarus'da yaygınlaşan protestolar, Beyrut Limanı'ndaki yıkıcı patlama, Yunanistan'ın Batı Trakya ve Ege'de sürdürdüğü tahrikler, Ermenistan'ın tacizleri, Atlantik ile Pasifik arasındaki kutuplaşma, küresel ekonomiye hakim olan durgunluk, Kovid-19'un yol açtığı risk ve belirsizliklerin çok tehlikeli bir sürecin günbegün ivme kazanacağının işareti olduğunu ifade etti.

"Türkiye'yi zincirlemeye güçleri yetmeyecek"

Türk milletinin karşısındaki engelleri birlik ve dayanışma ruhuyla aşacağına dikkati çeken Bahçeli, hiçbir işgal ve ihanet girişimine müsaade edilmeyeceğini vurguladı. Bahçeli, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Zillet İttifakı emperyalizmin biberonuyla beslenmesinin trajik sonuçlarına bihakkın mahkum olacaktır. İstiklal için birlik istikbal için dirlik, kazanan Türkiye olacaktır. Cumhur İttifakı'nın muazzam vakarı ve mücadeleci varlığıyla, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hakim, hadim ve haysiyetli kazanımlarıyla Türkiye'nin bağımsızlığı, bekası, birliği, kardeşliği ve geleceği sağlam ve sarsılmaz güvenceye kavuşacaktır. Yolu doğru olanın yükü ağır olsa da bu yük emsalsiz vatan ve millet sevdasıyla omuzlanacaktır. Türkiye'yi ayağından zincirlemeye, önünü kesmeye, üzerinde hain hesap yapmaya hiç kimsenin gücü de nefesi de yetmeyecektir."