Bahçeli'den Macron'a tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu Bahçeli, eski sağlık bakanı Osman Durmuş'un vefatıyla ilgili ''Değerli dava arkadaşım Prof. Dr. Osman Durmuş'u kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Üzüntümüz büyüktür Türk milleti ve ülkücü hareket en önemli isimlerinden birini kaybetmiştir'' dedi. Osman Durmuş'un vefatıyla ilgili konuştuğu sırada Bahçeli'nin sesinin titrediği ve gözlerinin dolduğu görüldü. Bahçeli, "Cumhur ittifakı yedi düvele direnmektedir. CHP, HDP, İYİ Parti Türk milletine gelecek vaat edemez. Siyaseti sokağa havale edenlerin sonuç meçhuldür. Hodri meydan dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Grup Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu.

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:

Siyaset ve ilim hayatına silinmez izler bırakan Prof. Dr. Osman Durmuş'u kaybetmenin acısını yaşıyoruz. İnanmış bir ülkücü, çalışkan bir hekim, başarılı bir siyasetçi, ahlaklı bir insan, kısacası adam gibi adamdı. O şimdi ebediyete irtihal etti. Bir hilal gibi aramızdan ayrıldı. Ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Tarih beşeri tecrübenin verimli bir laboratuvarı, gelecek planlamalarının kilit taşıdır. Sosyal olaylarla, siyasal müesseslerin insan hayatını aşan ilişkileri vardır. İnsanın ufuk derinliği kazanabilmesinin kabiliyet ve kalitesi şahsi tecrübe sınırlarını aşıp daha geriye gitmesine bağlıdır. Bir şeyin izahını yapmak, her şeyden önce onun tarihine bakmak demektir. Tarih şuuru tarihin akışı hakkında belli bir görüşe sahip olmaktır. Bu sayede aramızda sonsuz bir geçmişin bulunduğunu, önümüzde de sonsuz bir geleceğin bulunduğunu kavrarız.

Tarihimizi gıpta edilecek bir gurur kaynağıdır. Biz saadet ve selameti geçmişimizin sayfalarında değil, bir istikbal yükselişinde görüyoruz. Geçmiş bazen geleceği gölgeleyecek kadar gözlerimizi kamaştırabilir. Bu durum hamaset çıkmazıdır. Zaman tünelinden geçip bugüne oluşan her neviden sorunu bugünün imkanlarıyla çözmekten başka yolumuz yoktur. Tarih birdir ve bütündür; adı da Türk tarihidir. Coğrafya birdir adı da Türk vatanıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1925'te İzmir'de yaptığı konuşmada, Cumhuriyet'in milletin kendi istek ve arzusuyla oluştuğunu söylemiştir. Samsun'dan sonra Anadolu'nun içlerine ilerleyerek meşhur Amasya Genelgesi'nde 'Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır' demiştir. Erzurum Kongresi'nden önce Mazhar Müfit'in sorusuna; 'Açıkça söyleyim hükümet biçimi zamanı gelince Cumhuriyet olacaktır' demiştir.

Her karış toprağıyla bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti, herkesin her bir insanımızın ortak iradesi, ortak sevdası, ortak hazinesidir. Türk milleti medeniyet yolunda tereddütsüz yürümeye devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti duymasını bilene ses, sevmesini bilenen yürektir. Bayrak inmeyecek, ezan susmayacak, Türkiye Cumhuriyeti yıkılmayacaktır.

Bizim verilecek toprağımız, vazgeçecek insanımız yoktur. Denemek isteyen varsa denesin, hainler nerede olursa olsun millet sevdalıları buradadır. Türkiye'nin 97'nci yıldönümünü kutluyorum. İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, kahraman şehitlerimizi, gazilerimizi, kutlu ceddimizi rahmetle yad ediyorum.

Cumhuriyet'in 100'üncü yıldönümüne 3 yıl kala, Türkiye'nin yükseliş çabası her türlü engellemeye rağmen devam etmektedir. Özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin vasfıyla Türkiye Cumhuriyeti prangalaırnı kırmıştır. Cumhur ile Cumhuriyet ayrılmamak üzere kucaklaşmıştır. Devlete hakim olan güç ve yetki kargaşası sonlanmıştır. Başkasının ağzına bakan değil, boyun eğdiren, sivrilmiş bir kuvvet serpilmiştir. Bu reform Türkiye'nin önünü açmıştır. Türk milletinin karakterine en uygun idare şekli olan Cumhuriyet, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Ssitemiyle daha da güçlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin daha muzzaffer, muassır olmasının önünde hiçbir pürüz kalmamıştır.

Güçlendirilmiş Parlamenter sistem amaçlayanların ne istedikleri ortadadır. Abuk sabuk eleştiri getirenlerin iddiaları çürüktür. Dönüş emeli taşıyanlar önce kendilerine çeki düzen vermelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, kriz damarını kesip atmıştır. Kriz severlerin, kavgadan beslenenelerin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem arayışları normaldir. Zillete düşenlerin birbirlerini yemeleri bir siyaset değil, kaotik ve hazin bir çarpıklığın özetidir. Milletimizin istediği refah, huzur, sükunet, birlik ve beraberliktir. Ne CHP, ne HDP, ne de İYİ Parti aziz Türk milletine bir gelecek vaat edemeyecektir. Bunların ahı gitmiş, vahı kalmıştır.

Cumhur İttifakı 7 düvele direnmektedir. Zillet siyaseti ise vurgun yemiş, bu masalın sonuna karmaşık ihtilaflarla gelmiştir. Ha TKP, ha HDP, ha CHP... Bunlar arasında ne fark vardır? Türkiye'yi sokakta teslim almayı hedefleyen, terörist Demirtaş'ı aynı üslupla öven bunlar değil midir? Birlikte anayasa yazmaya hazırlanan bunlar değil midir? HDP'yi MHP'ye tercih edecek kadar zıvanadan çıkan bunlar değil midir?

Siyaseti sokağa havale edenlerin sonu meçhuldür. Biden'ın iktidarı devirme açıklaması son derece uyanık olmamızı gerketirmektedir. Bazı alçak kalem sahipleri ve yorumcuları ateşle oynamaktadır. Sözde Kürt meselesi şeffaf bir şekilde çözülmeliymiş. Hele bir çıksınlar da sokağa görsünler dünyanın kaç bucak olacağını. Türkiye Cumhuriyeti sokakta bulunmadı, sokakta bırakılmayacak, sokak serserilerine teslim edilmeyecektir.

BERLİN'DE CAMİYE POLİS BASKINI

Batı zihniyeti ahlaken ve zihnen çöküş aşamasındadır. Berlin'de bulunan Mevlana Camii'ne geçen hafta yapılan polis baskını inançlarımıza yönelik adi bir suikast girişimidir.

MACRON'A 'İSLAM KRİZDE' TEPKİSİ

Cehaletin taşeronluğuna soyunmuştur. İslam'ın dünyanın her yerinde kriz yaşadığını ileri sürmek, bu nedenle yapılandırılacağından bahsetmek muhteris ve müflis Macron'un haddi değildir. Akli melekelerini hepten kaybetmiş Macron'un kafa yoracak, mesele yapacak başka işi, başka gündemi, başka meşgalesi yok mudur? Bu siyasi şizofren ne hakla İslam'ı yapılandırmayı hedef olarak belirlemiştir? Biliyor ve iman ediyoruz ki; Allah katında kıyamete kadar geçerli olan tek hak din İslam'dır

Dinin sahibi Allah'tır. Peki Macron'un sahibi kimdir? Macron'un hüsrana uğrayacağı günler yakındır. En büyük dersi kendi ülkesinden alacak.

AZERBAYCAN-ERMENİSTAN SAVAŞI

Ateşkes zaman kaybıdır. Vatan toprakları mücadele ile alınacak. Hangi silahı alıp almayacağımızı ABD'ye mi soracağız.

İSKENDERUN'DAKİ SALDIRI GİRİŞİMİ

ABD'nin uyarısından kısa süre sonra olması kuşkumuzu artırdı.