Bahçeli çok kızdı: Bu iğrenç mahluklar doğduklarına...

Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:

Terörizm kanalı ile Türkiye'yi tehdit eden ülke ve mihraklar kalemizi düşüremeyeceklerdir. Sövene dilsiz kalmayacağız. Geçen hafta hainler bir kez daha başlarını kaldırmışlar, yeniden Türkiye'ye saldırmışlardır. 2 Kasım'da sabah saatlerinde Şemdinli'de sisli ve kötü hava şartlarından istifade eden PKK'lı caniler 7'si asker 2'si korucu olmak üzere 9 evladımızı şehit etmişlerdir. Asker kınası deyip geçmeyin. Kıyamete kadar silinmez.

Gazilerimiz 6 gözü dönmüş alçak tarafından darp edilmişlerdir. Bu olayı lanetliyor, bunun sonuçlarının neler olacağını, burunlarından fitil fitil gelesiye kadar yaşayıp görmelerini tez elden bekliyorum. Gazilerimize el kaldıran, tekme sallayan bu iğrenç mahluklar doğduklarına pişman edilmelidir.

Kandil'de fotoğraf verip AKP-MHP faşizminden bahseden terörist başlarının da sonu yakındır. Azılı katiller öyle ya da böyle helal kurşunu da mutlaka yiyeceklerdir. Bu vatan bundan 1000 yıl önce gerçek sahibini bulmuştur. Bu iş bitmiş, sayfa kapanmış, perde inmiştir. Bu topraklar Türk vatanıdır. Türk milleti kökenlerin, köklerin dinlerin, mezheplerin üstünde maddi manevi bir bağ ile birleşmiştir. Türkleri Anadolu'dan atmak hayali günümüze kadar ulaşan vazgeçilemez bir hedeftir. Bu hedeflerin maşaları, tüm terör örgütleridir.

Aziz milletimiz 6 asırlık hükümdarlığının sonucunda Anadolu'nun topraklarına, asli unsurunun ocağına dönmüştür. Büyük Türk milleti için dönülecek başka bir toprak parçası kalmamıştır. Burasının adı Türkiye'dir. Milletin adı ise Türk milletidir. Ya bir olacağız, ya da birer birer yerimizden olacağız.

Etnik ve mezhep ayrımcılığını körükleyenler cevap versin. Kim ülkemizde kökeni nedeniyle, anasının dili nedeniyle yönetime, siyasete, ticarete, memuriyete giremediğini iddia edebilir. Kim, cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı, profesör, büyükelçi olamayacağını söyleyebilir. Bu yüce Meclis çatısı altında ve hükümet bünyesinde yer alan arkadaşlarımıza bakınız. Fikirlerine katılmayız ama aileleri ile de doğdukları yörelerle le de iftihar ederiz. Bu yörelerden gelen sayın üyelere hayatın her alanında kapı açan bir devlet ve hukuk sistem neden birilerini dağa çıkmaya sevketmiş olsun.

Yurt içinde ve dışındaki bütün teröristler silahları ile birlikte teslim olmalıdır. Tamamı Türk adaletine hesap vermelidir. Hükümetin de ilk görevi tamamını teslim alıp adaletin önüne yaka paça çıkartmak. Bu da olmuyorsa mücadelenin doğası olarak gereğini eksiksiz yapmaktır.

Teksas'ta bir kilisedeki silahlı saldırıda 26 kişi hayatını kaybetmiştir. İster terör saldırısı olsun, isterse farklı bir gaye olsun masumların canına kastetmek her ülkede cinayettir. Ahlaki tutarlılık gereğince aynı tavır ve vicdanlı yaklaşımı ABD'den de beklemenin en tabii hakkımız olduğuna inanıyoruz. Bir ülkenin teknik ve ekonomik olarak ilerlemesi sosyal ve ahlaki olarak ileri olduğuna teşkil etmez.

Ne var ki Hakkari'de, Şırnak'ta, İstanbul'da, Şam'da, Bağdat'ta katliamlar yaşanırken kimseden çıt çıkmıyor. Bu mudur insan haklarından anladığınız. Buysa eğer diyeceğim odur ki yere batsın medeniyet algınız, yere çakılsın demokrasi ve gelişmişlik algınız. PYD, YPG, PKK'ya silah veriyorsunuz, teröristbaşı Gülen'in Pensilvanya'daki çiftliğinde bakım ve korumalığını yapıyorsunuz. Bu ne yüzsüzlüktür. ABD, Türkiye düşmanları ile al gülüm ve gülüm içindedir. Yalanlarla oyalanmakta, Türkiye muhaliflerinin eline su dökmekle meşguldür. Gerçekler belli olursa suç ortaklığı gün gibi ortaya çıkacaktır. Ne var ki asıl suçlu, asıl katil, suikastçı Pensilvanya'dadır. Gülen Türkiye'ye neden iade edilmemektedir. Biz bunu nasıl okuyalım, nasıl yorumlayalım. Bölgemizden her taşın altından ABD çıkmaktadır.