İstanbul'da, Milletlerarası İlişkiler ve Diplomasi Merkezi (MID) ile Filistin Diyalog Grubu iş birliğinde “Bağımsız Filistin Yolunda Tüm Yönleriyle Gazze” Çalıştayı düzenlendi.
Zeytinburnu'nda gerçekleşen çalıştayın açılışında konuşan MID Başkanı Celalettin Duran, Gazze'de savaş nedeniyle zor günler geçirildiğini ve bunun sonucunda mevcut yerleşik dünya düzeninde akademiden siyasal sisteme, uluslararası kurumlardan medyaya ve kavramlara kadar her şey değiştiğine işaret etti.
‘Onur savaşı veriyorlar’Filistin halkının mücadelesine değinen Duran, şöyle konuştu:
"Müslümanlar büyük onur ve izzetle bir savaş yürütüyor. Bu cihat, bu mücadele, bu gayret dünyada yeni bir sistem kuruyor. Filistinli kardeşlerimizin, bazı mücahitlerin büyük bir gayretiyle ve şehitlerin kanlarıyla kurulu muhteşem bir mücadeleye şahitlik ediyoruz."
Duran, Gazze'de bir tarih yazıldığını ifade ederek, çalıştaya bu konuda görüşlerini bildirmek için Ramallah'tan, Ürdün'den, Suudi Arabistan'dan ve Lübnan'dan konuşmacıların katıldığını aktardı.
‘Bu sadece Gazze’nin meselesi değil’Gazze direnişinde Türkiye’nin garantörlük sürecinin önemini dile getiren Araştırmacı yazar Dr. Ahmed Hasan, İslam birliği teşkilatının çoğu üyelerinin Türkiye’nin bu süreçte garantörlük etmesine olumlu baktığını vurguladı. Bu durumda Filistinlilerin Türkiye’den daha büyük beklentiye girdiğini dile getiren Dr. Hasan, Gazze'deki meselenin sadece Gazze meselesi değil, Türkiye’nin, bu savaşın durması çok önemli olduğu için çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi.
'Filistinliler Türkiye’den kurtuluşu sağlayacak hareket talep ediyorlar'Araştırmacı yazar Dr. Ahmed Hasan, “Filistinliler Türkiye'den, Filistin Kurtuluş için bölgesel ve İslami bir işleyiş mekanizması oluşturmak ve bu kurtuluşu sağlıyacak bir hareketin teşkil edilmesini talep ediyorlar. Fakat Türkiye, bu talepleri bölgedeki zorluklar göz önüne alındığında uygulanabilir bulmuyor ve öncelikli olarak sivilleri korumaya, İsrail'in işlediği suçları durdurmaya ve Filistinliler arasında bir diyalog başlatmaya odaklanıyor” dedi. Bu diyalogun Türkiye önerisini destekleyen bir Filistin girişimiyle sonuçlanması gerektiğini vurgulayan Dr.Hasan Filistinlilerin desteği olmadan herhangi bir garantörlük rolü üstlenmenin de mümkün olmayacağını söyledi.
‘Türkiye’nin ticari boykot uygulaması bekleniyor’ABD, Rusya ve Çin'in Filistin tutumunu ele alan akademisyen Dr. Mehmet Rakipoğlu 7 Ekim sonrasında ABD Başkanı Joe Biden'ın Orta Doğu politikasının başarısızlığının görüldüğünü, Washington'ın küresel imajının yerle bir olduğunu söyledi.
Çin ve Rusya'nın Filistin politikasına değinen Rakipoğlu, "İkisi de Batı hegemonyasına, özellikle Amerika'nın hegemonyasına karşılık Filistin'e yönelik politika belirliyor." dedi.
Neredeyse tüm İslam ülkelerinin Türkiye’nin Gazze meselesinde garantörlük rolünü üstlenmesine olumlu baktığını dile getiren Rakipoğlu, bu durumda Türkiye’den askeri gemi gönderilmesi, İsrail ile ilişkiler kesilmesi ve ticari boykot uygulanması gibi daha çok beklenti oluştuğunu söyledi.
‘Boykot da bir stratejidir’Akademisyen ve BDS gönüllüsü Canlı da BDS'nin, Filistinli grupların 2004 yılından beri oluşturduğu ve uluslararası etkide bulunan bir boykot çağrısı hareketi olduğunu ifade etti.
Canlı, akademik ve kültürel boykotun gerekliliğini vurgularken, "İsrail'in akademik ortamlarda ve kültürel etkinliklerdeki mevcut baskın karakteri ve tüm sermayesiyle birlikte buralarda vücut bulması, aslında insanlara bir pozitif İsrail deneyimi yaşatıyor. Yani İsrail tüm saldırılarını, tüm soykırım faaliyetlerini örtmenin pozitif bir tarafını sunmaya çalışıyor." diye konuştu.
İsrail kurumları tarafından yapılan ve desteklenen akademik etkinliklere katılmaktan geri durulması, İsrail üniversiteleri ile işbirliği yapılmaması gerektiğini belirten Canlı, Avrupa devletlerinin ortak programlara destek vererek Filistinlileri İsraillilerle birlikte akademik çalışma yapmaya zorladığını söyledi.
Canlı, "Başıboş ve dağınık hareketlerden ziyade bir hedef belirleyerek ona yönelmek en makul boykot taktiklerinden biridir. Çünkü boykot da bir stratejidir. Stratejilerde, tüm savaş araçlarında araç hedefi ortadan kaldırana kadar kullanılır, sonrasında terk edilir. Dolayısıyla boykotta da amaç, akademik ve kültürel boykotta bir hedef gözeterek bunu yapmak." ifadesini kullandı.