Afrika’nın kanayan yarası
Genetik bozukluk olan Albinizm, Afrika’nın kanayan yaralarından biri olmaya devam ediyor. Özel durumları nedeniyle güneşten korunmak zorunda kalan ancak yeterli sağlık ekipmanı olmadığı için korunamayan Afrikalı albinoların ortalama ömürleri 35 yılı geçmiyor. Güneş yanıkları kısa sürede kansere dönüşen albinoların Afrika’da tek mücadele alanları doğa değil. Güney Afrika, Tanzanya, Kenya ve Zimbabve gibi ülkelerde uğursuzlukla itham edilen albinolar, elleri ve cinsel organları gibi uzuvlarını kaybetme riskiyle de karşı karşıya. Büyücüler ve bunlara inananlar albino uzuvlarının şans getireceği inancına sahip. ‘Albino bir kadınla seks yapmanın HIV hastasını tedavi edeceği’ gibi inanışlar da kadınların karşılaştığı zorbalıkların bir parçası. Sadece Tanzanya'da, 2000-2016 yılları arasında yaklaşık 75 albinonun öldürüldüğü ifade ediliyor.
‘Afrika'nın altın sesi’nin mücadelesi
İspanyol yapımı Black Man White Skin (2015), eşitlik, insan hakları ve cilt kanseri hakkında bir belgesel. Film iki yönüyle dikkati çekiyor. İlk olarak Afrikalı siyahlar arasında ötekileştirilen albinoları merkeze oturtan belgesel, diğer yandan İspanya’nın sağlık diplomasisini göstermesi bakımından ilgiyi fazlasıyla hak ediyor. Spor diplomasisini de içeren film, Real Madrid Futbol Kulübü’nün tesislerinde başlıyor. “Afrika'nın Altın Sesi” olarak adlandırılan Malili ünlü şarkıcı Salif Keita’nın da yer aldığı bu sahne Keita’nın durumuyla da ilişkilidir. Albino olduğu için çocuk yaştan itibaren dışlanan Salif Keita, albino olanların haklarını savunmak için yıllardır mücadele eden sembol bir isimdir.
Farkındalık oluşturmayı amaçlıyor
Belgeselin yönü daha sonra Tanzanya’daki Kilimanjaro Dağı eteklerinde yer alan ve albinolara hizmet eden bir hastanede gerçek hastaların görüntülerine yer verir. Farkındalık yaratmak amacıyla yapılan belgeselde, albinolardaki farklılığının bir sorundan öte facia haline geldiği vurgulanır. Afrika’daki eşitsizliklere de vurgu yapılan film, İspanyol hekimlerin sadece tedavi değil eğitim de vererek albinolara yönelik farkındalık oluşturmaya çalıştıklarına değinir. Belgesel, İspanya'da albinoların savunuculuğunu üstelenen grupların verdiği mücadeleyi de ele alır.
Hollywood albinoları hedef haline getiriyor
Diğer yandan Hollywood yapımcıları Albinoları, komik ya da kötü karakterler olarak gösterdiği için eleştiriliyor. Onlarca film içerisine yerleştirilen albinolar ya alay ediliyor ya da kötülüğün merkezine yerleştiriliyor. Bunu The Matrix Reloaded (2003) filminde albino ikizlerinde görmek de mümkün. Albinolar korku filmlerinin de vazgeçilmez aktörleri olarak da karşımıza çıkıyor. 1995 yapımlı Powder filmi ise süper güçleri olan ‘tuhaf’ bir albinoyu konu ediyor.
Albinizm nedir?
Albino ya da albinizm, renklenmeyi sağlayan melanin pigmenti yokluğu ya da azlığından kaynaklanan genetik bozukluğu olarak ifade ediliyor. Gözler, deri, saçlar ve bedenin diğer bölümlerini etkileyebilen bu bozukluk insanlar, hayvanlar ve hatta balıklarda bile görünebiliyor. Düzenli sağlık kontrolleri, güneş gözlüğü ve güneş koruyucu giysilere erişim kanser vakalarının sayısını azaltırken albinizmi olan kişiler genellikle kalıcı görme bozukluğuna sahiptir. Cilt rengi nedeniyle ayrımcılıkla karşılaşan albinolar çoklu ve kesişen bir ayrımcılığa maruz kalırlar. Kuzey Amerika ve Avrupa'da her 17.000 ila 20.000 kişiden birinde görülen albinizm Afrika’da çok daha yaygındır. BM Genel Kurulu tarafından 2014 yılında alınan kararla, 13 Haziran Dünya Albinizm Farkındalık Günü olarak ilan edilmiştir.
FİLMİN KÜNYESİ
Menşei: İspanya
IMDB: 6,5
Yönetmen: Jose Manuel Colón Armario
Oyuncular: Óscar Jaenada, Ochoa Juan, Zoe Saldana
Gösterim Tarihi: 29 Ekim 2015
Dil: İspanyolca, Fransızca
Tür: Belgesel
Süre: 108 dakika