HABER/ ÖZLEM DOĞAN
HEDEF GÖSTERDİ
Türkiye genelinde 450 bin engelli çocuğun ücretsiz eğitim aldığı özel rehabilitasyon merkezlerinde birçok alanda uzmanlarca eğitim veriliyor. Ücretsiz eğitim ve ücretsiz servis hizmeti veren bu merkezler, Sözcü Gazetesi tarafından ‘Sahipleri AKP’li’ diye hedef gösterildi.
AYAKTA KALAMAZLAR
Sözcü’nün, ‘MEB’in zarara uğradığı’ ve ‘merkezlerin ‘AKP’lilere ait olduğu’ iftirası, öğrenci velilerini incitti. Uzmanlar ve engelli öğrenci velileri, devlet desteği olmadan rehabilitasyon merkezlerinin ayakta kalamayacağına ve yüz binlerce çocuğun mağdur olacağına dikkat çekti.
EĞİTİM VE SERVİS ÜCRETSİZ
Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Derneği İstanbul İl Temsilcisi Yasin Tirniğ, “Tamamen MEB’in desteğiyle ayakta duruyoruz. 2005’te Başkan Erdoğan’ın özel ilgisiyle tüm vatandaşlarımıza hizmet verilmeye başlandı. Ücretsiz eğitim ve servis hizmetimiz var” dedi.
ÇOK ‘ÖZEL’ EĞİTİM
İstanbul’da 421, Türkiye genelinde 2 bin 636 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi var. Özel gereksinimli çocuklara ayda 8 saat bireysel ve 4 saat grup destek eğitimi verilen merkezlerde, psikolog, fizyoterapist, çocuk gelişimi uzmanı, dil konuşma terapisti ve odyologlar bulunuyor.
Down sendromlu Yusuf Akça’nın annesi Satiye Akça, “Oğlum iki yaşından beri özel eğitim görüyor. Yusuf 18 yaşına girdi. Rehabilitasyon merkezlerinin çok faydasını gördük. Artık onu evde durdurmakta çok zorlanıyorum. Eğitimin gün ve saatleri artırılmalı” diye konuştu.
İstanbul’da 421, Türkiye genelinde 2 bin 636 özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi bulunuyor. 5580 Sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında açılan Özel Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri, özel gereksinimli bireye ayda 8 saat bireysel ve 4 saat grup destek eğitimi veriyor. Özel gereksinimli bireyler, aileleri ve alanda çalışanlar ile birlikte 1 milyon 500 bin kişiyi kapsayan merkezlerde özel eğitim öğretmenleri, psikolog-pdr, fizyoterapist, çocuk gelişimi uzmanı, dil konuşma terapisti, odyolog gibi bir çok alandan uzman hizmet veriyor. Engelli öğrenciler MEB’den veya ailelerden herhangi bir ücret alınmadan servislerle okula ulaştırılıyor. Engelli bireylerin özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine kayıt ve kabul işlemleri ile engelli birey ve eğitim personelinin ders devam takibi 2018’den beri biyometrik kimlik doğrulama/kameralı görüntüleme sistemi ile yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın finansmanıyla ayakta duran rehabilitasyon merkezleriyle alakalı tüm merak edilenleri bu merkezlerde eğitim alan öğrencilerin aileleriyle, özel eğitim öğretmenleriyle ve Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Kurumları Derneği İstanbul İl Temsilcisi Yasin Tirniğ’le konuştuk.
Özel rehabilitasyonun çok faydasını gördük
Okuma güçlüğü çeken 10 yaşındaki Muhammed’e düzenli olarak özel bir rehabilitasyon merkezinde eğitim aldıran Pembe Er, “Oğlum, özel rehabilitasyon merkezinde birebir eğitim alıyor. Eğitiminden ve öğretmenlerinden çok memnunum. Eğitimlere ücretsiz servisle gidip geliyoruz. Haftada bir gün, iki saat eğitim alıyoruz. Oysa tam gün akşama kadar eğitim verilmesini, gün ve seans sayısının artırılmasını çok isterim. Eğitimlerin çok faydasını gördük. Okuması ciddi anlamda ilerlemeye başladı” dedi.
Eğitimlerin gün ve saatleri artırılsın
Down sendromlu Yusuf Akça’nın annesi Satiye Akça, oğlunun iki yaşından beri özel eğitim gördüğünü ifade ederek, “Yusuf 18 yaşına girdi. Artık evde durdurmakta çok zorlanıyorum. Ona bu yaşlarında da eğitimini sürdürmesi için imkân istiyorum. Eğitimin gün ve saatinin artırılması öncelikle Yusuf, sonra da benim için çok yararlı olacak. Yusuf özel rehabiliteyle daha da ilerleyecek. Ben onu evde zapt etmekte zorlandığım için sağlık sorunları yaşıyorum” diye konuştu.
Devletimizden Allah razı olsun; eğitim ücretsiz
Dikkat dağınıklığı konusunda yardım almak için oğlu Kaan’la birlikte özel bir rehabilitasyon merkezine başvuran Serpil Saçak, “Çocuğum okulundaki derslerde çok geride kalıyor. Ben özel rehabilitasyon merkezinde bu konuda ona özel eğitim aldırıyorum. Devletimizden Allah razı olsun. Burada çocuklarımıza ücretsiz eğitim imkânı sağlıyor. Çocuklarımız cahil kalmasın. Biz veliler olarak eğitimlerin gün ve saat olarak artırılmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Hastalar mutlu, ben de mutluyum
Özel bir eğitim merkezinde fizyoterapist olarak çalışan Pınar Azrak, “Yeni çıkan yönetmelikle birlikte evde fizik tedavi verilmeye başlandı. Ben de evde fizik tedavi veriyorum. Hastalara umut olmak ve onlarla birlikte bir şeyler başarıyor olabilmek bize de haz veriyor. Mesleki anlamda da ilerlememizi ve daha verimli olmamızı sağlıyor. Hastalar mutlu, onlar mutlu olduğu sürece ben de çok mutluyum. Hastaların en büyük isteği seansların artırılmasını yönünde” dedi.
Özel çocukların özel eğitime ihtiyacı var
Üç yıldır özel bir rehabilitasyon merkezinde özel alan eğitimi veren Ömer Yavuz şunları söyledi: “Rehabilitasyonlarda otizmli, down sendromlu ve özel öğrenme güçlüğü çeken çocuklarımıza birebir özel eğitim vererek onların hayatta ilerlemelerini sağlıyoruz. Fakat verilen dersler kısıtlı. Örneğin; özel öğrenme güçlüğü çeken çocuklarımız haftada sadece iki seansla okuma yazmayı öğrenemiyor. Aldıklarını kısa sürede unutabiliyorlar. Üzerlerinde durularak seansları artırılmalı. Down sendromlu çocuklarımız normal okulda da geri planda kalıyorlar. Yazın okullarımız kapanırsa öğrettiklerimizi tamamen unutacaklardır. Biz işimizi severek yapıyoruz. Bu çocukların devlet okulundan daha çok, özel ve birebir eğitime ihtiyacı var. Özel eğitimcinin aldığı eğitimle normal bir öğretmenin eğitimi aynı değil. Burada özel rehabilitasyon devreye giriyor.”
Topluma kazandırılmaları için süre uzatılmalı
Özel eğitimde MEB’in çalışma sisteminin olumlu yönlerine dikkat çeken özel eğitim sınıf öğretmeni Fuat Altıntaş, “Özel öğrencilerimizin eğitim bozukluğu ve unutkanlıkları dolayısıyla ders saatlerinin yoğunlaştırılması gerekiyor. Öğrencilerimiz sistemli eğitim alıyorlar. Onları topluma kazandırmak için eğitim süresini uzatmakta büyük yarar görüyorum” diye konuştu.
Ailelerin de psikolojisini anlıyoruz
Rehabilitasyon merkezlerinde psikologlara da çalışma hakkı tanındığını duyunca başvuru yaptığını kaydeden Psikolog Damla Demirören, “Özel eğitim öğrencilerini okul hayatımda aldığımız dersler dışında birebir görüp ders yapıyorum. İşimden çok memnunum. Zihinsel engelli, down sendromlu öğrencilerimize eğitim verirken aileleriyle de tanışıp onların da psikolojisi hakkında bilgi sahibi oluyor ve yardımcı olmaya çalışıyorum. Aile görüşmeleri sırasında okuma yazma bilmeyen aile sayısının çok yüksek olduğunu gözlemledim. Devlet okullarında bireysel eğitim alınmadığı için özel eğitim alması gereken öğrenci açısından verimli olmuyor. Öğrenci, öğretmeninin tahtaya yazdığı cümlenin bir harfinde takılıp kalıyor. Oysa o öğrencinin birebir eğitim görmesi lazım. Bu yüzden özel rehabilitasyon eğitimleri artırılmalı. Ayrıca özel öğrenciler için dışarı çıkma aktivitesi burası olduğu için bu merkezlere çok bağlılar” ifadelerini kullandı.
Yüzbinlerce öğrenci ücretsiz eğitim görüyor
Yaklaşık 11 yıldır özel rehabilitasyon merkezi işlettiğini belirten Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Kurumları Derneği İstanbul İl Temsilcisi Yasin Tirniğ şöyle konuştu: “Birçok meslek elemanıyla özel eğitim ihtiyacı olan çocuklarımıza özel eğitim veriyoruz. Sektörümüz tamamen MEB’in finansmanıyla ayakta duruyor. 2005 yılından beri o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın özel ilgisiyle sosyoekonomik şartlarına bakılmaksızın tüm vatandaşlarımıza hizmet verilmeye başlandı. Kurumlarımız velilerimize ücretsiz servis hizmeti de veriyor. Tamamen devlet finansmanıyla çalıştığımız için ailelerden para talep etmiyoruz. Türkiye genelinde 450 bine yakın engelli çocuğumuz merkezlerimizden ücretsiz eğitim alıyor. Elli bine yakın çalışanımız var. Bu yüzden devletimizin desteği bizim için çok önemli.”
Sözcü rehabilitasyon merkezlerini hedef göstermişti
Devletin desteğiyle ayakta duran ve Türkiye genelinde 450 bine yakın engelli çocuğun ücretsiz eğitim aldığı özel rehabilitasyon merkezlerinde birçok alanda uzmanlar tarafından engelli öğrencilere eğitim veriliyor. Ailelere ücretsiz eğitimin yanı sıra ücretsiz servis hizmeti veren bu merkezler, Sözcü Gazetesi tarafından hedef gösterilerek MEB’in zarara uğradığı iddia edilmişti.