Ayasofya''ya yönelik saldırılar tepki çekti

İstanbul’un fethinin sembolü Ayasofya Camii’ne yönelik provokasyonlar haddini aştı. Manevi değerlere yönelik saldırılar konusunda değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, Fatih Sultan Mehmet Han’ın bedduasını hatırlatarak, olayla ilgili yasal işlem yapılması çağrısında bulundu.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Ayasofya Camii’nde geceleri 20 kişilik gruplarca giriş ücretinin iki misline müze yetkililerinin izniyle özel bir gezi düzenlenebiliyor. Bu şekilde bir gezide Ayasofya Camii içerisinde bir caminin ortamına yakışmayacak “Ayasofya’da bir bale yapan kız” fotoğrafı çekilmesi ve bunun Musevi işkadını Leyla Alaton’un kendi sosyal medya hesabından paylaşılması toplumda çok büyük tepkiye neden oldu. Gelen tepkiler sonrası paylaşımlarını sosyal medya hesaplarından kaldıran Alaton’un ne niyetle bu paylaşımı yaptığını sorgulayan kanaat önderleri büyük tepki gösterdi.

Ayasofya’yı özellikle seçtiler

Osmanlı ve Selçuklu tarihini görmezden gelenlerin bu dönemlerden kalan değerleri de hiçe saydığını kaydeden Sosyolog İsmail Öz, Ayasofya’da son dönemde yaşanan kışkırtıcı hamlelerin bu noktadan değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Zihinsel bariyerleri olanların yaşadığı bunalımdan kaynaklı olarak tarihsel değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştirdiklerini söyleyen Öz şöyle devam etti: “Zihinlerde özel olarak kodlanan Ayasofya’yı seçiyorlar.Türkiye’de binlerce cami var, neden onları seçmiyorlar da Ayasofya’yı seçiyorlar? bunun bir sebebi olması gerekiyor.”

İnançlara saldırı söz konusu

İlahiyatçı Prof. Dr. Ahmet Onay, ibadet mekanlarının insanların saygı duyması gereken yerler olduğunun altını çizerek “İnançlar, mabetler ve benzeri kutsallar mekân ve objeler üzerinden toplumu manipüle etmek en basit ifadesiyle bir toplum mühendisliğidir ki bunların kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu gibi provakatif girişimleri sanatla, bazı hak ve özgürlük kavramlarıyla açıklamak da mümkün değildir. Bu konuda hem önleyici tedbirler alınmalı hem de bu tür eylemlerde bulunanlar hakkında yasal işlemler yapılmalıdır” dedi.

Asla kabul edilemez

İnanca karşı açık bir saldırı söz konusu olduğunu aktaran Onay konuşmasına şu şekilde devam etti, “Burası bir ibadet mekânı ise oranın kurallarına uymanız gerekir. Ayasofya Osmanlı’nın devlet olmasının sembolü olan ve Müslümanları temsil eden bir yerdir. Bu mabette yapılanlar kabul edilemez. Ayasofya bir camidir cami olarak da kullanılması gerekir. Danimarka’daki kiliseler boş kalınca devlet bunları satılığa çıkarmasına rağmen kilise dışında hiçbir vasıfta kullanılamayacak mekânları satmadı.. Ayasofya’nın her halükârda mabet olarak kullanılması gereklidir.”

Ayasofya cami olmak zorunda!

Sebilürreşad Genel Yayın Yönetmeni Fatih Bayhan ise, bu durumun kabul edilemez olduğunu söyleyerek, Ayasofya bugün müze olarak tanımlansa da uzun tarihi boyunca iki dinin ibadethanesi olarak hizmet vermiş bir mekândır. Dolayısıyla ruhuna aykırı kullanılmamalıdır. Bu sadece Camii için değil; Kilise, Havra, Sinagog da dini mekanlardandır. Bu mekanlar savaşta dahi saldırılmayan, insanların sığınağı haline gelen mekanlardır. Ayasofya konusundaki hassasiyet nedeniyle yetkilileri daha titiz davranmaya davet ediyorum. Fatih Sultan Mehmet’in vakfiyesine aykırı bir şekilde devam eden müzeye dönüştürülme sürecinin sona erdirilmesi şart. Ayasofya, dünya vakıf hukuku ve savaş hukuku kurallarına göre de Camii olarak hizmet vermeye devam etmek zorundadır” dedi.

Fatih Sultan Mehmet Han, “Vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır.”