'Ayakta kalamaz...'

Eski Başbakan ve AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Davutoğlu, 'Bir bürokratın nerede doğduğu, hangi aileden geldiği, hangi topluluğa ait olduğu değil, sadece liyakatı konuşulduğu sürece devlet ayakta durur. O benim yakınım, akrabam, şu benim ilerde işime yarar diye bürokrasiyi başka kriterlerde inşa ederseniz, devlet ayakta kalamaz' diye konuştu.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, bazı sivil toplum kuruluşları tarafından bir düğün salonunda düzelenlenen '12.Geleneksel Konyalılar İftar Buluşması'na katıldı. Başbakanlık görevinden önce Dışişleri Bakanlığı görevi de yürütmüş olan Davutoğlu, bürokraside hangi vakıf ve derneğe mensup olan kişi değil, liyakatin esas alınması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: "Bizim bu yozlaşma, bu sapma, bu ihanet örneklerini göz önünde bulundurarak sahip olduğumuz güç ne olursa olsun, ister ilmi, ister ticari ve ekonomik güç, isterse siyasi güç, önce o gücü nefsimizde terbiye edeceğiz, sonra o gücü ahlak temelinde zırhla kuşatacağız. Sonra da millete bir merhamet olarak sunacağız. Hiçbir adaletsizliğe, hiçbir yanlışa, hiçbir kayırmaya kapılmadan, bürokraside ehliyeti liyakati esas alacağız. Bir bürokratın nerede doğduğu, hangi aileden geldiği, hangi topluluğa ait olduğu, hangi vakıf, hangi dernek mensubu olduğu değil, sadece ve sadece ehliyeti ve liyakatı konuşulduğu sürece devlet ayakta durur. O benim yakınım, bu benim akrabam, şu benim ilerde işime yarar diye bürokrasiyi başka kriterlerde inşa ederseniz, devlet ayakta kalamaz."

'NEREYE GİDECEĞİ BELLİ OLMAYAN BİR AMERİKAN SİSTEMİ, AVRUPA BİRLİĞİ'

Dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmelere değinen Davutoğlu, şunları söyledi: ''Uluslararası sistem, büyük bir kriz içinde. Bir tarafta daha 6 ay önce görev başı yapmasına rağmen önümüzdeki dönemde yaşadığı soruşturmalarla nereye gideceği, ne olacağı belli olmayan bir Amerikan sistemi ve Amerikan Başkanı. Amerikan sisteminin nereye gideceğiyle ilgili tartışmalar. Diğer taraftan 3-4 ay önce seçim yapmasına rağmen hükümeti kuramamış Hollanda ve yeni seçim yapmasına rağmen istikrara kovuşamamış İngiltere. Nereyi gideceği belli olmayan Avrupa Birliği. Öte yandan biriken gücüne rağmen hala uluslararası sistem içindeki barış gücü rolünü oynayamayan Asyalı güçler. Dünya sisteminde ekonomik, mali, siyasi olarak büyük bir krizin bütün görüntülerin yansıması. Son olarak Katar krizinde ortaya çıktığı gibi her an birbiriyle çatışmaya hazır gibi görünen Sünni-Şii ayrımından sonra Katar'da, körfezde yaşanan ayrışmalarla daha da atomize edilmiş bir İslam dünyası. Bunun merkezinde bir sene önce hain bir çetenin teşebbüsüyle suikasta maruz bırakılmak istenen bu aziz ülke. İç içe geçmiş bir krizler halkası içindeyiz. Aynen Haçlılardan sonra Moğolların saldırdığı Anadolu coğrafyası gibi."