Avusturya "Liste Gaza", siyasetin göz ardı ettiği Filistin'i sandığa taşıyor

Avusturya'da 29 Eylül'de yapılacak genel seçimlere girecek "Liste Gaza" isimli siyasi oluşum, "Soykırıma karşı oy ver" sloganıyla, İsrail'in yaklaşık 11 aydır sürdürdüğü saldırılara sessiz kalan mevcut partilerin aksine Filistin'i sandık yoluyla ülke gündemine taşımayı hedefliyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik 7 Ekim 2023 sonrasında başlattığı saldırıları protesto etmek için Avusturya'nın birçok kentinde gösteriler düzenleyen Filistin destekçileri, ülkede bu ayın sonunda yapılacak genel seçimlere "Soykırıma karşı oy ver" sloganıyla Liste Gaza oluşumu adı altında girmeye karar verdi.

Çok farklı ideolojik, etnik ve kültürel geçmişe sahip sivil toplum kuruluşlarının birleşerek ortaya çıkardığı Liste Gaza, Avusturya'nın 9 eyaletinden 7'sinde seçmenlerin oyuna talip olacak.

Liste Gaza oluşumunun liste başı adayı sosyolog Irina Vana ile yazar ve aktivist Wilhelm Langthaler, siyasi hareketin yapısını ve hedeflerini AA muhabirine anlattı.

- "Filistin'e dikkatleri çekmek"

Sosyolog Vana, seçim tarihinin belirginleşmeye başladığı mayıs ayında "soykırımın" kamuoyunda daha fazla duyulmasını sağlamak amacıyla bir siyasi oluşum kurulması yönünde harekete geçildiğini belirtti.

Vana, "seçimlerin Filistin'e dikkatleri çekebilmek ve mevcut siyasi partilerin soykırıma ortak olduğunu göstermek için kullanılabileceği" düşüncesi doğrultusunda bu oluşum için gerekli çalışmalara başlandığını anlattı.

Çok farklı grupların somut bir hedef uğruna bir araya geldiklerini kaydeden Vana, önce başkent Viyana'da, daha sonra diğer eyaletlerde seçimlere girebilmek için gerekli imzaların toplanarak seçim kuruluna verildiğini söyledi.

- Adayların arasında kamuoyunun tanıdığı isimler bulunuyor

Vana, Gazze oluşumunda seçime girecek adayların arasında kamuoyunun yakından tanıdığı önemli isimlerin bulunduğunu belirterek, özellikle Yeşiller Partisinin kurucularından tarihçi-yazar Franz Sölkler'in Filistin hususunda ayrıştığı partisinden ayrılarak bu harekete katıldığını ifade etti.

Avusturya'da kamuoyunun yakından tanıdığı hukukçu avukat Astrid Wagner, Filistin halkının sesini duyurmak için yaptığı dikkat çekici eylemlerle tanınan Yahudi asıllı aktivist Dalia Sarig-Fellner gibi isimlerin adayların arasında yer aldığına işaret eden Vana, Liste Gaza'nın ülke siyasetinde insanlık, özgürlük, gerçek adalet, düşünce özgürlüğü gibi temel değerlerin yanı sıra ötekileştirme, şovenizm, güvenlik politikaları adı altında özellikle Müslümanların hedef alınması gibi konulara karşı yeni bir yaklaşım ortaya koymayı hedeflediğini söyledi.

- "Soykırıma karşı oy ver"

Vana, "Ama bunların yanı sıra hareketin asıl odak noktası, açık bir şekilde soykırıma karşı oy vermek ve özellikle Filistin'de acil ateşkes sağlanması için Avusturya hükümetinden tarafsızlık ilkesine bağlı kalmasını talep etmek." dedi.

Yazar Wilhelm Langthaler de Avusturya'da Filistin'e destek gösterileri düzenleyen Filistin'le Dayanışma Platformunun çok farklı gruplardan oluştuğunu, Liste Gaza'nın da aynı şekilde çok zengin bir çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.

Langthaler, çeşitli din ve dünya görüşünden kişilerin bu siyasi oluşumun içinde yer aldığını, Avusturya'nın geleneksel kıyafeti Dirndl giyenlerin de tesettürlü kadınların da bu mücadeleye destek olduğuna işaret ederek "Bizler toplumun vicdanıyız. Her partiden insan, Liste Gaza'ya katılabilir. Biz insanlığı temsil ediyoruz. Soykırım yapılmamalı, buna karşı medeni cesaret göstermek suretiyle karşı durulmasının gerektiğine kati şekilde inanıyoruz." görüşünü paylaştı.

Langthaler, oluşumun sloganında yer alan "Stimme (oy kullanmak)" ifadesinin Almancada hem ses çıkartmak hem de oy kullanmak anlamına geldiğini, seçmenlerin kedilerine oy vermek suretiyle aslında "soykırıma karşı" seslerini yükseltmiş olacaklarını vurguladı.

- "Seçimle, ulaşamadığımız insanlara ulaşacağız"

"Esasında biz 5 milyon oy pusulasını, üzerinde Gazze yazan 5 milyon tanıtım broşürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz. Avusturya'da herkes Gazze'nin ne demek olduğunu biliyor. Herkes için bir sembolik anlamı var." şeklinde konuşan Langthaler, şunları kaydetti:

"Bu eylem, başka bir yöntemle mümkün olmayacak şekilde (Gazze'yi) duyulur kılınacak. Bu yolla hiçbir şekilde ulaşamayacağımız insanlara ulaşacağız çünkü ülke basını bize tamamen kapalı. Böylelikle bizimle benzer görüşlere sahip ama dile getiremeyen bireylere ulaşacağız ve onlar seslerini yükseltmiş olacaklar."

Langthaler, ülkede toplumun büyük çoğunluğunun Gazze'de yaşananlardan ve hükümetin buna karşı tutumundan rahatsız olduğunu ancak seçim sonrası kurulacak olası hükümetin de farklı bir yaklaşım sergilemeyeceğinin herkes tarafından bilindiğini, bu nedenle böyle bir harekete ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi.

- "Terör destekçisi" olarak suçlananlar, meclise girmek için aday oldu

Gazze için gösterilere başladıkları Ekim 2023'te polis ve hükümetin, kendilerine "Terör destekçisi, bunlara izin verilmemeli." şeklinde suçlamalarda bulunduğuna, bu yönde ciddi bir değişimin yaşandığına işaret eden Langthaler, şunları söyledi:

"Bir yıl sonra tamamen aynı kişiler (Filistin destekçileri), parlamento için aday oluyorlar ve (yetkililerin) buna engel olabilmeleri için hiçbir şansları bulunmuyor. (Baskı kurabilmek için) Eğer demokrasinin temel unsurlarından, örneğin seçim olanağını kaldırırlarsa belki o zaman olabilir. Biz bunu yapıp yapmayacaklarını da düşündük, sanırım onlar da düşündüler ancak böyle bir girişimin bedelinin çok ağır olacağı kanaatine vardılar ki şu an adayız."

Langthaler, seçimde yüzde 4'lük bir barajın olduğunu ve yerleşik partilerin dışında kalan oluşumların bu baraja takıldığını, bu nedenle bu düzenlemeyi adil bulmadığını belirterek, bu baraja takılmadan doğrudan meclise girmenin başka bir yolunun daha bulunduğunu, özellikle yabancıların yoğunlukta olduğu Viyana'nın güneyinde yer alan 3 bölgeden aday gösterilen siyaset bilimci ve eğitmen Sali Attia'nın 30 bin oy alması durumunda Liste Gaza'yı mecliste temsil edebileceğini anlattı.

Gösteriler ve siyasi çalışmalar dışında bir de Filistin Kongresi düzenleyeceklerini duyuran Langthaler, Filistin direnişi ve özgürlüğünü ele alan Musevi akademisyenler de dahil çok sayıda katılımcıyla 5-6 Ekim'de Viyana'da bu etkinliği hayata geçirmek için çalıştıklarını sözlerine ekledi.