Avrupa Birliği'nin (AB) neredeyse kuruluşundan bu yana kendi ordusunu oluşturma hayali, özellikle NATO'nun Afganistan'dan çekilmesiyle ortaya çıkan kriz sonrası yeniden gündeme geldi.
AB'nin kendi "Avrupa ordusunu" kurma fikri, dönem dönem özellikle krizler ortaya çıktıkça alevleniyor. Bu kez NATO'nun Afganistan'dan çekilmesiyle yeniden tetiklenen "Avrupa ordusu" tartışmaları, Avustralya'nın Fransa ile 50 milyar avroluk denizaltı alım anlaşmasını iptal ederek, ABD ve İngiltere ile "AUKUS" adı verilen bir ittifaka girişmesi sonucu daha da arttı.
Avrupa ordusunun önündeki engeller
Avrupa'ya savunma kalkanı sağlayan ABD'ye bağımlılıktan kurtulmak isteyen AB'nin, ortak bir ordu kurmasının önünde birçok engel bulunuyor.
Avrupa ordusu fikrinin önünde karar alma mekanizmalarındaki zorluklar, ciddi finansman ihtiyacı, ortak altyapı eksikliği, tehdit algılarındaki farklılıklar, ortak siyasi irade oluşturma zorluğu, dış politika önceliklerinin değişiklik göstermesi, hatta ortak bir dilin bile bulunmaması gibi birçok zorluk öne çıkıyor.
AB 'stratejik özerkliğini' istiyor
1950'lerden itibaren kimi Avrupa ülkelerinin yoğunlaştırdığı "Avrupa ordusu" fikri, daha önce de örneğin 1990'lardaki Bosna ve Kosova'daki çatışmalarda ve 2014'te Rusya'nın Ukrayna'ya ait Kırım'ı yasa dışı ilhakından sonra da gündeme getirildi ve tartışıldı. Çünkü Avrupa, kendi yanı başındaki Kosova ve Bosna'daki krizlere müdahale edememiş, en büyük tehdit olarak gördüğü Rusya'nın Kırım'ı ilhakını engelleyememişti.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında bir "barış projesi" olarak faaliyete geçirilen Avrupa Birliği, bugün 27 üye ülkeyle dünyanın en büyük ekonomik bloku. Ancak bu birliktelik, savunma ve güvenlik alanlarında NATO ve ABD'ye bağımlı. Dünyadaki jeopolitik gelişmelerde söz sahibi olmak isteyen ve krizlerde bağımsız olarak hareket edebilmeyi amaçlayan Avrupalı liderler, bu bağımlılıktan kurtulma ve kendi "stratejik özerkliklerini" elde etme hedefini tekrar dillendirmeye başladı.
Daha geniş çerçevede Avrupa'ya yıllardır "savunma kalkanı" sağlayan ABD'nin, Barack Obama döneminden itibaren odak noktasını "Rusya tehdidinden" yükselen Çin'e kaydırması da son yıllarda Avrupalı liderlerin "stratejik özerklik" kavramını daha çok dillendirmesine neden oldu. ABD'nin önceliğini Hint-Pasifik eksenine aktarması, Avrupa'nın kendi kendine yetme ihtiyacını pekiştirdi.
Avrupa Birliği Komisyonu, "Avrupa ordusu" kurulmasının gündemde olmadığını, daha çok üyelerin askeri kapasitelerini güçlendirmeye odaklandıklarını açıklamıştı.
Fransa projede başı çekiyor
Avrupa ülkelerinin bir kısmı, önceki AB yönetimlerinin dillendirdiği, şimdiki yönetimin de tekrarladığı ordu kurma fikrini destekliyor. Destekçilerin başını Fransa çekiyor. 2019'da NATO'nun "beyin ölümünün gerçekleştiğini" söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa ordusu kurulması gerektiğini, böylece NATO'da sözü geçen ABD'ye bağımlılıktan kurtulabileceklerini savunuyor.
AB'nin ekonomik bakımdan en büyük gücü Almanya da Macron'un görüşünü destekliyor. Yakında görevi sona erecek olan Almanya Başbakanı Angela Merkel, olası bir Avrupa ordusunun "NATO'ya karşı değil, NATO'yu tamamlayıcı" bir güç olabileceğini düşünüyor. Ancak Merkel aynı zamanda NATO'nun da savunucularından. Almanya, ABD'nin en çok askerinin bulunduğu ülkelerin başında geliyor. ABD'nin Almanya'daki üslerinde 40 bine yakın Amerikan askeri personeli görev yapıyor.
Son birkaç yılda Avrupalı liderlerden gelen bu tür açıklamalar ABD yönetiminin tepkisini çekti. Önceki ABD Başkanı Donald Trump, NATO üyesi Avrupa ülkelerinin önce savunma harcamalarını artırmasını, yükün büyük bölümünün ABD'nin üzerinde olduğunu hatırlattı.
Avrupa ordusu nasıl faaliyete geçer?
Sonuç olarak AB'nin "Avrupa ordusu" fikrini faaliyete koymak için ortak strateji, hukuki ve teknik altyapı ile finansman gibi başlıklardaki sorunları aşması gerekiyor.
Bunun için AB'nin kimi durumlarda çakışan ulusal çıkarlarında ortak bir zemin bulması ve bu sayede "ortak dış politika" oluşturması elzem görünüyor. Bir süredir çalışmaları süren ve bu yıl sonunda taslağının 2022'nin mart ayında son halinin çıkması planlanan "Stratejik Pusula" adlı AB belgesi bu bakımdan önem taşıyor. Martta AB liderlerine sunulacak belgenin AB'nin önceliklerine yön vermesi hedefleniyor.
Ayrıca AB ülkelerinin bugüne kadar kullanılan NATO altyapısı dışında bir altyapı geliştirmesi, bunun yanı sıra kendi birtakım altyapılarını da birbiriyle uyumlu hale getirmesi Avrupa ordusunun oluşumu için hayati önem arz ediyor.
Avrupa ülkelerinin önceliklerini belirleyerek ordu kurmak için gerekli siyasi iradeyi göstermesi de en önemli konulardan biri. Ülkelerde yıllar içinde siyasi iktidarlara göre değişim gösteren önceliklerin, tehdit algılarının veya ulusal çıkarların belirlenmesi, buna göre "siyasi iradenin" ortaya koyulması gerekiyor.
Neticede, hayati önem taşıyan iletişimi yürütmek için ortak bir dilin bile bulunmadığı 27 üyeli AB'nin ortak "Avrupa ordusu" kurma hayali daha uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.