Avrupa'daki İslamofobinin nedeni 'Batılı gençlerin İslam'a ilgisi'

Filistinli düşünür, Batılı gençlerin İslam'a yönelik artan ilgisiyle birlikte Avrupa'da İslamofobinin yükselişe geçtiğini belirterek, Avrupa ülkelerinin İslam'a ve kutsal değerlerine hakareti suç sayan yasalar çıkarması gerektiğini söyledi.

Gazze'deki sivil toplum kuruluşu Beytü'l Hikme İstişare ve Uyuşmazlıkların Çözümü Enstitüsü Başkanı Yusuf yaptığı açıklamada, İsveç ve Hollanda'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar ve yansımalarının yanı sıra İslamofobi ve nedenlerine ilişin değerlendirmelerde bulundu.

Yusuf, Batı toplumlarında İslamofobinin, İslam dininin bu toplumlarda yayılması, Batı ülkelerinin parlamentolarında ya da karar alma mekanizmalarında Müslümanların varlığından duyulan endişe ve Batı medyasındaki İslam karşıtlığı nedeniyle yükselişe geçtiğini belirtti.

Filistinli düşünür "İslamofobi olgusunun, Batı toplumlarında İslam'a hakaret eden uygulamaları suç sayan yasaların çıkarılmasıyla sona ereceğine inanıyorum." dedi.

İslam karşıtlığının altında yatan nedenler

İsveç ve Hollanda'daki Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırıların, Avrupa ve ABD'deki Müslümanlara yönelik büyük bir hakaret ve provokasyon örneği olduğunu söyleyen Yusuf, "İslam, Batılı gençler arasında hızla yayılıyor. İslamofobiyi yaymaya çalışanlar da Batılıları bu konuda korkutmayı amaçlıyor." diye konuştu.

Yusuf, şunları kaydetti:

"Batılı gençlerin çoğu İslam'dan etkileniyor. Bu durum, Müslümanların bu ülkelere giderek oralarda ikamet etmelerine karşı çıkan sağ eğilimli kesimlerin endişelenmesine neden oluyor. Batılı toplumlarda Müslümanların ve camilerin sayısının artması da İslamofobinin yükselişinin temel nedenlerinden biri."

Batı'da İslam düşmanlığı ve nefretini yaymaya çalışan kurumlar olduğunu söyleyen ve bunları "ağa" benzeten Yusuf, "Bu ağ, Avrupalıların, Müslümanların Batı ülkelerine göç etmelerini yasaklayan kanunlara destek vermesi için çalışıyor. İslam karşıtları, Müslümanların parlamentolara ya da karar mekanizmalarına gelmeleri durumunda bu ülkelerin siyasetlerine yapacakları tesirden korkuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye öncü tutum sergiledi

Kur'an-ı Kerim'e yönelik saldırılar karşısında Arap ve İslam ülkelerinin izlediği tutuma işaret eden Yusuf, "Türkiye, Müslümanların kutsal değerlerine ilişkin öncü bir tutum izliyor ve her zaman dikkate değer tarihi duruşlar sergiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin, İslam ve kutsallarına ilişkin açık, net bir tutumu var." dedi.

Türkiye'nin tutumuna karşılık Arap ve İslam dünyasının bu olay karşısındaki tepkisinin zayıf kaldığına dikkati çeken Yusuf, Müslümanların duygularını rencide eden bu tür olayların tekrarını önlemek adına kararlı tepkiler verilmesi gerektiğini vurguladı.

Boykot

İsveç ve Hollanda ürünlerinin boykot edilmesine yönelik girişimlere de değinen Yusuf, boykotun, İslam dinine hakaret eden ülkeleri etkileyeceğini zira bu ülkelerin ürünlerinin büyük kısmının Arap ülkelerinde pazarlandığını kaydetti.

Filistinli düşünür, boykotun, Avrupa ülkelerini, İslam'a ve onun sembollerine hakaret konusunda gösterdiği "hoşgörüyü" yeniden gözden geçirmeye sevk edeceğini dile getirdi.

Yusuf, boykot kampanyalarını, diğer dinlere yönelik hakaretlere son verilmesi için yasa çıkarılması yönündeki baskıların takip etmesi gerektiğini belirtti.

İsveç-Türkiye ilişkileri

İsveç'in, kendi topraklarında bu tür eylemlerin yapılmaması için ciddi ve eleştirel tavırlar alması gerektiğini kaydeden Yusuf, bu saldırıların, İsveç'in, NATO'ya üye olmak için Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda Ankara ile arasındaki ilişkileri bozacak olumsuz sonuçlar doğuracağına işaret etti.

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson 24 Ocak'ta yaptığı açıklamada, "İsveç'in NATO'ya katılmasının ne kadar ciddi olduğunu bazıları anlamıyor. Provokatörler, İsveç'in üyeliğini engellemeye çalışıyor. Türkiye ile tekrar işleyen bir diyaloğa dönmek istiyoruz. Türkiye, kendi kararlarını kendi verir, buna saygı duymak zorundayız, bu süreci sakinleştirmek istiyoruz." ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 23 Ocak'ta Kabine toplantısının ardından millete seslenmiş ve "Ülkemizin büyükelçiliği önünde böyle bir kepazeliğin yaşanmasına sebebiyet verenlerin NATO'ya üyelik başvuruları konusunda artık bizden herhangi bir hayırhahlık bekleyemeyecekleri açıktır. Kusura bakmasınlar. Başta söyledik, terör örgütlerine caddelerinizde, sokaklarınızda her yerde cirit attıracaksınız, ondan sonra da bizden NATO'ya girme konusunda destek bekleyeceksiniz. Yok böyle bir şey, böyle bir desteği bizden beklemeyin." demişti.

İslamofobinin suç sayılması için Arap ve Müslümanlara çağrı

İsveç hükümetine, Kur'an-ı Kerim'in yakılmasını suç sayan yasalar çıkarması için baskı uygulanması gerektiğini kaydeden Yusuf, 57 üyesi bulunan İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT), antisemitizm gibi İslamofobinin de suç sayılması için BM'ye baskı yapması gerektiğini söyledi.

İsveç ve diğer Avrupa ülkelerindeki Arap ve Müslüman nüfustan da İslamofobinin suç sayılması yönünde baskı yapmalarını isteyen Yusuf, "Avrupa lobilerinde bu konunun gündeme getirilmesi iyi bir sonuç doğurabilir." dedi.