Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk ile İrlanda Başbakanı Leo Varadkar, Brüksel'de gerçekleşen ikili görüşmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
İngiltere'nin AB'den ayrılmasına 50 gün kaldığına işaret eden Tusk, gerek Avrupa'da gerekse İngiltere'de hala birçok kişinin Brexit kararından vazgeçilmesini tercih ettiğini söyledi.
Tusk, "Londra'da başbakan ve muhalefet liderinin tutumu nedeniyle" bunun mümkün olmayacağına dikkati çekerek, halihazırda en önemli konunun anlaşmasız ayrılığı engellemek olduğunu vurguladı.
AB üyesi ülkelerin ayrılık anlaşması ve gelecekte ilişkileri belirleyecek siyasi deklarasyonda mutabık kaldığının altını çizen ve anlaşmanın müzakereye açık olmadığını ifade eden Tusk, "AB üyesi 27 ülke yeni teklifte bulunmayacak." dedi.
Tusk, İngiltere Başbakanı Theresa May'in yarın gerçekleştireceği Brüksel ziyaretinde "kördüğümü" çözmek için yeni öneriler getirmesini beklediğini aktardı.
AB için önceliğin, Hayırlı Cuma Anlaşması'na göre Kuzey İrlanda ve İrlanda arasında fiziki sınır oluşmasını engellemek ve barış sürecini sürdürmek olduğunu kaydeden Tusk, AB ve İngiltere arasında anlaşma sağlanmasının mümkün olduğuna inandığını ancak yine de anlaşmasız ayrılık için hazırlık yapılması gerektiğini belirtti.
Tusk, "Brexit'i güvenli şekilde nasıl gerçekleştirecekleri konusunda hiçbir fikri olmayanların cehennemde nasıl yanacaklarını merak ediyorum." ifadelerini kullandı.
"İngiltere'deki istikrarsızlık tedbir maddesine ihtiyacı gösteriyor"İrlanda Başbakanı Varadkar ise olumlu bir toplantı gerçekleştiğini belirterek, "AB'nin 28 üyesi tarafından onaylanan ayrılık anlaşması en iyi anlaşma." diye konuştu.
İrlanda ve Kuzey İrlanda arasında fiziki sınırı engellemeyi amaçlayan tedbir maddesini hiçbir zaman kullanmak istemediklerini ifade eden Varadkar, "Ancak İngiliz siyasetindeki istikrarsızlık yasal bir güvenceye neden ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor." dedi.
Varadkar, AB'nin İngiltere ile gelecekteki ilişkileri görüşmeye hazır olduğunu ancak Londra'daki gelişmeler ve Brexit tarihinin yaklaşması nedeniyle anlaşmasız ayrılığa ilişkin hazırlıkların yoğunlaşması gerektiğine dikkati çekti.
İNGİLTERE'DEN TUSK'A SERT CEVAP
İngiltere'de sert Brexit'i savunan isimlerden, Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk'un "cehennem" yorumuna sert tepki geldi.
Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisinin (UKIP) sert Brexitçi eski lideri Nigel Farage, Tusk'un "Onu güvenli bir şekilde nasıl gerçekleştirecekleri konusunda ellerinde bir plan taslağı bile olmadan Brexit'i destekleyenlerin cehennemdeki özel yerinin neye benzediğini merak ediyorum." şeklindeki sözlerine Twitter üzerinden yanıt verdi.
"Brexit'ten sonra senin gibi seçilmemiş, küstah kabadayılardan kurtulacağız ve kendi ülkemizi yöneteceğiz." ifadesini kullanan Farage, bunun kendisi için "daha ziyade cennete benzediğini" kaydetti.
"Cehenemin en alt katı hainlere"UKIP lideri Gerard Batten da yaptığı yazılı açıklamada, Tusk'un İngiltere'yi AB'de tutmak için çabalarken Tevrat'ın 10 emrine bir emir daha eklediğini savunarak, "Bay Tusk, Dante'nin Cehennemi'nde en alt katın hainlere ayrıldığını unutmuş görünüyor. Ona, ülkesinin yabancı bir güç tarafından yönetilmesini isteyenlerin hain olduğunu anımsatmak isterim." ifadesini kullandı.
"Şeytani avro manyak"Theresa May'in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda'nın aşırı sağ Demokratik Birlik Partisinin (DUP) Sözcüsü Sammy Wilson da Twitter'dan yayımladığı mesajda Tusk'un "Cenneti ve müreffeh bir İngiltere'yi ararken AB'nin çürümüşlüğünden kaçmak için Brexit'e oy veren 17,4 milyon İngiliz'i hakir gördüğünü bir kere daha gösterdiği" değerlendirmesini yaptı.
Tusk için "Bu şeytani avro manyak" nitelemesini kullanan Wilson, AB Konseyi Başkanı'nın İngiltere'yi AB bürokrasisinin zincirleriyle bağlı ve kontrol altında tutmak için elinden geleni yaptığını ileri sürdü.
Tusk'un ve AB'nin müzakere heyetinin İngiltere'de korku yayarak referandum sonuçlarını tersine çevirmek istediğini savunan Wilson, "Tek başarabileceği, seçimini yapmış olanların direnişini kemikleştirmek olacak." ifadesini kullandı.
"Kabul edilemez ve ayıp"Başbakanlıktan yapılan açıklamada da Tusk'un, kullandığı dilin sorunların çözümüne yardımcı olup olmadığını düşünmesi gerektiği bildirildi.
İktidardaki Muhafazakar Partinin parlamento lideri Andrea Leadsom da BBC'ye yaptığı açıklamada, Tusk'un sözlerini "kabul edilemez ve ayıp" diye nitelendirdi.
"Üzerinde düşündüğünde 'Keşke yapmasaydım' diyeceğine eminim." ifadesini kullanan Leadsom, "Bu, dostlar, müttefikler ve komşular arasında bir müzakere." diye konuştu.
Tusk, tepkilere neden olan sözlerini bu sabah Brüksel'de İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ile düzenlediği ortak basın toplantısında kullanmıştı.
İngiltere Başbakanı May'in parlamentoda reddedilen Brexit anlaşmasını yeniden müzakere için yarın Brüksel'e gitmesi bekleniyor.
May'in en geç 13 Şubat'a kadar parlamentoya yeni bir Brexit anlaşması sunması öngörülüyor. May'in bunu başaramaması durumunda ise parlamentoda 14 Şubat'ta bir dizi farklı Brexit senaryosunun oylanması bekleniyor.
Normal sürecin işlemesi durumunda İngiltere'nin 29 Mart'ta AB'den bir anlaşmayla veya anlaşmasız olarak ayrılması gerekiyor.