Lukaşenko, Batı'nın sadece kendisini değil, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da son zamanlarda çok sık eleştirdiğine işaret ederek 'Rakipleriniz sizi eleştirmeye başlar başlamaz biliniz ki doğru yapıyorsunuz. Bu yüzden ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını savunurken Sayın Erdoğan'ı pek çok konuda destekliyorum.' dedi.
Lukaşenko, Türkiye'ye yarın yapacağı yüksek düzeyli resmi ziyaret öncesinde AA muhabirine, bölgesel konulardan Belarus-Türkiye ilişkilerine, Türkiye ve Türk halkı hakkındaki düşüncelerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile arasındaki samimiyete kadar farklı konularda değerlendirmelerde bulundu. "Amerika Türkiye'nin pozisyonunu sevmiyor"
Batı'nın kendisini sıklıkla eleştirmesi ile ilgili Lukaşenko, şunları dile getirdi: "Batı kimi eleştirmiyor ki? Batı sadece beni değil, arkadaşım Recep Tayyip Erdoğan'ı da son zamanlarda çok sık eleştiriyor. Hatta benden daha sık eleştiriyorlar. Türkiye'den hoşlanmıyorlar. Amerika Türkiye'nin pozisyonunu sevmiyor. Türkiye, Rusya'dan, gerçekten ihtiyacı olan ve oldukça da ucuz savunma silahları satın aldı. Bunu başka bir yerden almak imkansızdı. Türkiye'yi bu yüzden eleştirmiyorlar, artık dövmeye çalışıyorlar.
Türkiye'nin bağımsızlığı ile ilgili her politika eleştiriliyor, Türkiye'ye saldırmaya başlıyorlar. Demek ki Türkiye ulusal çıkarlarını koruma bakımından doğru bir konumda. Her ne kadar aynı NATO çatısı altında olsa da Türkiye'nin karşıtları var. Rakipleriniz sizi eleştirmeye başlar başlamaz biliniz ki doğru yapıyorsunuz. Bu yüzden ülkenin egemenliğini ve bağımsızlığını savunurken Sayın Erdoğan'ı pek çok konuda destekliyorum. Ben de Belarus olarak böyle bir konumdayım. Evet, şu anda gerçekleşen pek çok eğilim Batı'nın hoşuna gitmiyor. Bu bizim Belarus'un özelliğidir. Biz tarihte ilk kez kendi bağımsızlığımızı ve egemen devletimizi oluşturuyoruz."
Lukaşenko, engelleri aşarak kendi devletlerini yarattıklarını belirterek, artık Batı'nın da Belarus'u bir devlet olarak algıladığını ve yaptırımları kaldırdığını hatırlattı. Kendisine yönelik eleştirileri sakin şekilde karşıladığını söyleyen Lukaşenko, "Batı'dan da olsa Doğu'dan da olsa, kimden geldiğine bakmaksızın yapıcı eleştirilerden, sonuçlar çıkardık. Ancak bu eleştiriler yapıcı değilse ona hiç dikkat etmemeye çalışırız. Onlar sadece konuşur, biz ise yaparız. Gördüğünüz gibi, yıllar sonra haklı çıktık." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin dünyadaki etkisi büyük" Kendisinin esasen tarihçi olduğunu ve Türkiye'nin bugünkü dünyanın oluşumundaki rolünü çok iyi bildiğini, dünya kültürü, mimarı, eğitimi ve ekonomisinin oluşumuna büyük katkıda bulunduğunu ifade eden Lukaşenko, şöyle devam etti: "Türkiye tarihe iz bıraktı. Bunu Türklerin tarihte güçlü bir imparatorluğa sahip oldukları gerçeğinden söylüyorum. Modern Türkiye daha fazla gelişmek için çok güçlü bir temele sahiptir. Osmanlı İmparatorluğu'nun oluştuğu bölgeye etkisini söylemiyorum bile, Türkiye'nin bugün dünyadaki etkisi çok büyük. Türk halkı köklü, kahraman ve güçlü bir halktır. Ben birçok defa Türkiye’de bulundum. Bir tarihçi olarak modern Türk halkına bakıyorum ve geçmişle köprü kurmaya çalışıyorum. Türkler atalarından çok şey aldılar. Türk milleti, eskisi gibi şimdi de parlak, kahraman ve sağlam yere basan bir millettir."
"Türkiye dünya düzenini şekillendirmede önemli rol oynayacak"
Türkiye'nin de Belarus gibi coğrafi olarak önemli bir konumda bulunduğuna işaret eden Lukaşenko, her iki ülkenin Avrupa Birliği ülkeleri, ABD, Çin, Rusya, Hindistan gibi devletlerin çıkarlarının arttığı merkezler haline geldiğini bildirdi. Lukaşenko, "Bu nedenle eminim ki Türkiye dünyanın düzenini şekillendirmede daha da önemli bir rol oynayacak." dedi.
Son zamanlarda Belarus ile Türkiye arasında siyasi, diplomatik, sosyal, kültürel ilişkilerin karşılıklı olarak ciddi anlamda ticari ve ekonomik ilişkilerin önüne geçtiğine dikkati çeken Lukaşenko, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolar olsa da ithalat-ihracat dengesinin sağlanması gerektiğini belirtti.
Karşılıklı ticaret ve yatırımların da artırılması gerektiğini kaydeden Lukaşenko, "Biz 1 milyar dolar ticaret hacmine sahibiz ancak bu yeterli değil. Ticari ve ekonomik ilişkiler her türlü ilişkinin temelidir. Bu yüzden eğer biz ilişkilerimizin uzun süreli ve istikrarlı olmasını istiyorsak, ki biz bunu Minsk'te Cumhurbaşkanı Erdoğan ile beraber dile getirdik, bizim güvenilir, uzun vadeli ilişkiler kurmamız gerekiyor. Ticari ekonomik ilişkiler temelini bu yapının üzerinde güçlendirmemiz gerekir. Ticaret ve ekonomi alanında güçlü bir yapı, yatırım imkanları oluşturmamız lazım. Biz buna yaklaştık. Türkiye'ye yapacağım ziyaret temelde bu konulara ayrılacak. Ortak projeler, ortak yatırımlar hakkında konuşacağız, daha fazla yatırım ve ticaretin dengelenmesini konuşacağız." ifadelerini kullandı.
Üç-beş yıl sonra Belarus’un Türkiye ile Rusya-Belarus ilişkileri kadar sıcak dostane ilişkilere sahip olmasını istediğini dile getiren Lukaşenko, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iki ülke ilişkilerini kesinlikle Türkiye'nin Rusya ile olan ilişkilerinden daha da yükseğe çıkaracağını dile getirdi. Lukaşenko, her geçen yıl iki ülke arasında çalışılması gereken kesişen noktaları ve pozisyonları bulduklarının altını çizdi.
Belarus ile Türkiye arasındaki turizm alanındaki ilişkilerin geliştiğine de dikkati çeken Lukaşenko, "Halkımız Türkiye'nin sıcak sularına gitmeye alıştı. Bu süreç durdurulamaz. Her yıl turist akışı artıyor. Diğer ülkelere daha az, Türkiye'ye daha çok." dedi.
Lukaşenko, Türkiye'nin şimdiye kadar yaptığı gibi turistler için gereken şartları oluşturmaya devam etmesi halinde etkili sonuç alacağını vurgulayarak, "Bizim insanlarımız Türkiye'de bulunmayı seviyor." şeklinde konuştu.
Belarus ve Türkiye'nin ihracat odaklı ülke olduğunu hatırlatan Lukaşenko, şunları anlattı: "Bu nedenle, bizim için çok sayıda devletle ve hatta Türkiye gibi güçlü ve zengin ülke ile ilişkilerimizin olması bizim için kritik öneme sahiptir. Pek çok ortak ilgi alanı ve temas noktaları var. Mesela IT sektörü, modern teknolojiler, kimya ve petrokimya sanayisi gibi. Türkiye bizim teknolojimize ihtiyaç duyuyor. Türkiye çok büyük bir ülke. Biz biçerdöver, traktör, 500 ton kapasiteli kamyonlar, damperli orta ve küçük büyüklükte yük araçları üretiyoruz. Bütün bunlar Türkiye için çok gerekli. Türkiye'ye girdik ve kendi temsilciliğimizi, ticaret merkezi ve servis merkezi kuruyoruz. Bizim teknik araçlarımız gelişmiştir.
Türkiye NATO üyesi olmasına rağmen, biz ise Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütüne mensup olmamıza rağmen askeri teknik iş birliğinde de ortak temas noktaları bulduk ve Türkiye ile bütün yönlerde iş birliği yapıyoruz. Biz ülkelerimizi birbirimize açtık. Türkiye'yi Belarus için, Belarus'u Türkiye için açtık. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkimiz sayesinde bizim karşılıklı güvene dayalı ilişkimiz var ve bu yönde hareket edeceğiz."
Belaruslu Müslümanlar Erdoğan'a minnettar
Türklerin dini faktörlere çok önem verdiğini söyleyen Lukaşenko, Belarus'ta 30 binden fazla Müslüman yaşadığını ve bu toplumun bugüne kadar hiçbir şekilde ülkede sorun yaratmadığını dile getirdi.
Kendisinin ve Türkiye'nin de desteği ile Minsk'te merkez bir cami yapıldığını ve açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte yaptıklarını hatırlatan Lukaşenko, "Bu cami toplumumuzda bir barış ve anlaşma faktörü oldu. Ben bundan yanayım. Müslümanlar aynen Katolikler, Ortodokslar, Yahudiler gibi kendi ibadethanesine sahip oldu. Müslümanlar Belarus'a ve caminin yapımına yardım ettiği için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a minnettarlar." dedi.
Belarus'ta dinler arası barış yönünde bir politika izlediklerini vurgulayan Lukaşenko, "Belarus bununla ünlü. Bu bizim markamız. Barış, istikrarın yanı sıra çatışmanın olmaması, dinler arası barışın olması. Bunlar bizim markamız. Biz bu politikalara sürekli bağlı kalacağız. Biz Müslümanlara iyi davranıyoruz, inançlarına saygı duyuyoruz, onların inançları Belarus'ta ne Ortodoksları ne de Katolikleri rahatsız ediyor." şeklinde konuştu.
"Erdoğan ile birbirimiz kardeş olarak adlandırıyoruz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında samimi bir ilişki olduğunu anlatan Lukaşenko, şöyle devam etti: "Biz birbirimizi çok farklı şekilde anıyoruz. Biz birbirimizi ‘kardeş’ olarak adlandırıyoruz. Bu Erdoğan'ın inisiyatifiydi. Ben onu ‘dostum’ olarak da adlandırıyorum. Yakın insanlar gibi, hatta akraba yakınlığı derecesinde farklı şekillerde birbirimizi adlandırıyoruz. Erdoğan tarafından, istemeden dahil edildiğim, ismini şimdi anmayacağım, Türkiye'nin yaşadığı belli olaylardan sonra Erdoğan ile biz birbirimize daha yakın hale geldik. Biz birbirimizi anlıyoruz. Birbirimizi uluslararası alanlarda destekliyoruz. Güçlü zengin Türkiye ile kuzeydeki çok önemli ülke Belarus arasında iyi ilişkiler kuruyoruz. Aramızda hiçbir şekilde kapalı bir konu yok. Bu bağlamda bugün ilişkilerimiz çok yakın ve çok dostane. Bu iyi ilişkimizi hiçbir şeyin bozmaması için Tanrı'ya ve Allah'a dua ediyorum."