ÖZLEM DOĞAN
Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve AB’nin tehdit dolu açıklamalarına rağmen Doğu Akdeniz’deki haklarından vazgeçmeyeceğini kararlılıkla yineliyor. Barbaros Hayrettin, Oruç Reis sismik araştırma gemileri ile Yavuz ve Fatih sondaj gemileri Doğu Akdeniz'de tüm noktaları aramaya devam edecek. Akdeniz Üniversitesi İİBF Uİ Devletlerarası Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Emete Gözügüzelli, Doğu Akdeniz’deki son gelişmeleri Milat’a değerlendirdi.
Türkiye enerji merkezi olabilir
Türkiye’nin kendi enerji ihtiyacını karşılayacak potansiyele en çok 1 buçuk yıl sonucunda ulaşacağını ifade eden Emeti Gözügüzelli, “Üstelik satış noktası olarak da Türkiye rezervlerle gündeme gelecektir. Bölgede zaten enerji merkezi olma yarışı var. Bu enerji keşifleri ile hem güzergâh hem ana kara devleti hem de teknolojik olarak Türkiye Akdeniz'de bir enerji merkezi olacak potansiyelde. Enerji potansiyeli olarak sadece hidrokarbon değil, balıkçılık alanında da sahip olduğumuz haklarımız var” dedi.
Sevr destekçileri Türkiye’ye saldırıyor
Sevr projesinin deniz alanlarına taşan halini gerçekleştirme arzusunda olan ülkelerin Türkiye'nin kararlı durmasından ötürü tepki gösterdiklerini vurgulayan Gözügüzelli, “Türkiye eski Türkiye değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde müthiş bir gelişim ve atak içinde. Doğu Akdeniz'de başka ülkelerin söz hakkı yok, Türkiye'nin en önde söz hakkı var. Türkiye Doğu Akdeniz'in köklü sahiplerindendir. Deniz Hukukuna dayanan uluslararası hukuk temelinde egemen yetki alanları vardır” diye konuştu.
GKRY müthiş bir yanlış içinde
Rum yönetiminin, Yunanistan’ın ve AB’nin tehditlerinin Türkiye için hiçbir anlamı olmadığına dikkat çeken Gözügüzelli, şunları kaydetti: “Türkiye hakkaniyete göre davranıyor, uluslararası hukuka göre hareket ediyor. Herkes bu noktada Türkiye'nin dediği noktaya varmak zorunda. Lakin Rum Enerji bakanının yeni sondaj yapılacağını açıklaması ve EastMed boru hattını geliştirme kararı almaları tamamıyla gerilimi artırıcı hamlelerdir. Üstelik bunu yaparken ‘Türkiye bizimle müzakere etmiyor’ diyorlar. Evvela bu meselede muhatapları Kıbrıs Türk tarafıdır. Akıncı’nın ortak sondaj komitesi önerisini dahi reddederek sözü Türkiye'ye yönelttiler. Sanki sorumlu Türkiye gibi davranmaya çalışarak gündemi çarptırmaya kalkıyorlar. Bu diplomasi savaşında GKRY müthiş bir yanlış içinde.”
AB Türkiye’nin mülteci kartını unutmasın
Türkiye’nin yapması gerekeni proaktif bir şekilde icra ettiğinin altını çizen Gözügüzelli, “AB'nin karşısında piyon yok, tam egemen bir ülke var o da Türkiye. AB önce popülist siyaseti bırakıp özellikle Kıbrıs konusu da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka uygun hareket etmeyi öğrenmeli. Daha da ileri giderlerse Türkiye'nin kullanacağı pek çok kart var. Avrupa şunu unutmasın, tüm enerji güvenliği nakil hat geçişleri Türkiye’nin elinde. Mülteci konusu ise diğer önemli kart” dedi.