Türkiye’nin sınır kapılarını süresiz olarak açmasının ardından Avrupa ülkelerine gitmek için Pazarkule, İpsala gibi sınır kapılarına akın eden mülteciler, Yunan güvenlik güçlerinin insanlık dışı uygulamalarıyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Bir yandan soğuk, açlık gibi zor şartlarda bekleyişlerini devam ettiren mültecilere Yunanistan güvenlik güçleri biber gazı, cop ile müdahalede bulunuyor. İçişleri Bakanlığı’nın son yaptığı açıklamaya göre ise Edirne üzerinden ülkemizden ayrılan göçmen sayısı 117 bin 677 oldu.
AKDENİZ VE EGE GÖÇMEN BOTLARIYLA DOLU
Bölgede umut dolu bekleyiş sürerken Uluslararası Mülteci Hakları Derneği saha araştırması yaparak bir rapor çıkarttı. Raporu kamuoyu ile paylaşan dernek başkanı Av. Abdullah Resul Demir, “Türkiye’nin deniz ve kara sınırlarından Avrupa’ya geçmek isteyen mültecilere, Avrupa’nın artık siyasi, ekonomik, dini ve hatta hukuki bakış açılarını bir kenara bırakıp sadece insani bir bakış açısıyla sorumluluk alması gerekmektedir” dedi. “Şu ana kadar içerisinde Suriye, İran, Afganistan, Somali Sudan, Mısır, Fas, Cezayir, Türkmenistan gibi ülkelerden yaklaşık 50 bin göçmen sınır kapılarına gelmiş durumdadır” diyen Demir, “Bununla birlikte Akdeniz ve Ege Denizleri yine göçmen botları ile dolmuştur” ifadelerini kullandı.
“YUNANİSTAN PLASTİK MERMİ DAHİ KULLANIYOR”
Demir, kötü hava koşulları ve bölgedeki koşullardan bahsederek, “İçlerinde çocuk, kadın ve yaşlıların da olduğu binlerce mülteci ağaç altlarında, doğrudan ıslak zeminler üzerinde günlerini geçirerek temel gereksinimlerinden yoksun bir şekilde, sağlıksız koşullarda umutla Avrupa kapıların kendilerine açılmasını beklemektedirler. Bu kötü koşullara rağmen Mültecilerin burada beklemesi, hayatlarını tehlikeye atmaları tüm insanlığı düşündürmelidir. Ancak içerisinde kadın ve çocukların da olduğu bu insanlar Avrupa’ya geçmek isterken sınırın öte tarafındaki ülkeler tarafından gaz, sis ve ses bombaları ile plastik mermiler ile engellenmeye çalışılmaktadır” diye konuştu.
ULUSLARARASI HUKUK HİÇE SAYILIYOR
Yunanistan'ın, uluslararası hukuku kullanarak kapılarına kadar gelen kişilerin sığınma başvurularını alması gerektiğini vurgulayan Demir, "Reddetme hususunda takdir tabi ki kendindedir ama en azından başvurunun hukuken alınması gerekiyor. Bırakın başvuru alınması, kapıdan içeri girmeye bile zorlanıyorlar. Bir şekilde içeri girenlerin de sürekli çantalarını arıyorlar, cep telefonlarını alıyorlar. Burada yaptığımız mülakatlarda öğrendik, şiddet kullandıkları ve demirlerle dövdükleri kapsamında da şikâyetler almış durumdayız" ifadelerini kullandı.
“KARŞIYA GEÇENLERİN EŞYALARINA EL KONULARAK ŞİDDET UYGULANIYOR”
Uluslararası Mülteci Hakları Derneği’nin hazırladığı raporda ise şu maddeler dikkat çekti; “Sınıra yaklaşıldığında Türkiye tarafında güvenlik önlemleri artırılmış olup, olası taşkınlıklara dair gerekli önlemlerin alındığı değerlendirilmiştir.
Görüşme yapılan mültecilerden Avrupa ülkelerinde akraba ve tanıdığı olanların, onların yanına ulaşmayı planladığı görülmüş, ancak, özellikle Afgan mültecilerin sınırı geçmeleri halinde gitmeyi planladıkları bir rotalarının bulunmadığı gözlemlenmiştir.
Sınırı geçtikten sonra Türkiye tarafına geri dönen bazı mülteciler ile yaptığımız mülakatlara göre, Yunanistan tarafına geçtiklerinde Yunan Polisi tarafından alıkoyulan bazı mültecilerin çanta, telefon, cüzdan, pasaport ve paralarına el koymuş ve bazı mülteciler fiili şiddete maruz kaldığı ifade edilmiştir.
Ülkemizin yıllardır mültecilere yaptığı ev sahipliği ve verdiği destek sürmeye devam etmektedir. Sınırların açılması ile birlikte gönüllü olarak geçmek isteyenlerin geçişlerine izin verilmektedir. Her hangi bir zorla gönderme veya ülkeden çıkışa zorlanma gibi bir durum gözlenmemiştir. Sahada gerçekleştirdiğimiz mülakatlarda da benzer bir durum rapor edilmemiştir.