Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmam Hatip Liseleri Mezunlar Mensupları Derneği'nin (ÖNDER) Sepetçiler Kasrı'nda verdiği iftara katıldı. Yemeğin ardından konuşan Erdoğan, bu yıl ramazan ayını bir kez daha buruk ve hüzünlü bir iklimde idrak ettiklerini belirterek, başta Somali ve Myanmar'da olmak üzere, müslüman kardeşlerinin yoksulluğun, yokluğun ve zulmün pençesinde ağır bir ramazan yaşarken, Irak'ta, Afganistan'da, Filistin'de aynı şekilde Müslümanların ağır sorunlarının altında acı çekmeye devam ettiklerini söyledi.
Suriye'dekilerin de acımasız bir katliama maruz kaldıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:"Mısır'daki kardeşlerimiz de kendilerine yapılan ağır haksızlığa karşı mücadele veriyorlar. Sizlere burada umutsuz bir tablo çizecek, kanla gözyaşıyla acı ve hüzünle şekillenmiş karamsar bir manzara anlatacak değilim..Bizim bugün İslam coğrafyasının tamamında şahit olduğumuz acı ve hüzün emin olun gelip geçicidir. İnşallah bu imtihanı başarıyla verebilirsek, mutlaka bir rahatlama ile bir gönül ferahlığı ile bunun neticesini göreceğiz."
Zulüm payidar olmaz
Başbakan Erdoğan, zulmün payidar olmayacağını ve ilelebet devam etmeyeceğini belirterek, şöyle devam etti:"Sabreden, imanını ve umudunu muhafaza eden, Allah'ın her an yanında olduğuna inanarak, hüzünden kaçınan birisi için zafer mukadderdir. İşte bunun için ne İslam coğrafyasındaki hadiseler ne de kendi ülkemizdeki hadiseler karşısında asla umutsuz olmayacak, asla çözülmeyecek, asla sabırdan, itidalden, tahammülden taviz vermeyeceğiz. Bakınız Türkiye'deki imam hatip liseleri mücadelesi bir Müslüman'ın, bir müminin hadiseler karşısında nasıl tavır takınması gerektiğine çok güzel bir emsaldir. Çok anlamlı, ibretlik bir hikayedir. Milletin değerlerinin yok sayıldığı, çiğnendiği, ayaklar altına alındığı süreçlerden geçtik. İbadethanelerimizin ahırlara, depolara, müzelere çevrildiği, kapılarına kilit vurulduğu, yüzyıllardır yurdumuzun üzerinde inleyen ezanın susturulduğu, yerine çirkin bir şarkının minarelerden söylendiği günlerden geçtik. Kur'an-ı öğrenmekte, öğretmekte yasaktı. Çocukların kendi dillerini, kendi kültür ve geleneklerini, hatta tarihlerini, ecdadını öğrenmeleri suçtu. Bırakın öğrenmeyi ve öğretmelerini, evinde belli kitapları bulundurmak dahi suçtu."
Zifiri karanlık günlerden geçildi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ışığın zerresinin dahi olmadığı zifiri karanlık günlerden geçildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:"İmam hatip okulları gerçekten çok fedakar, ama aynı zamanda çok sabırlı ağabeylerimizin mücadelesi sonucunda, Türkiye'nin parlak okulları konumuna ulaştı. Bakın bu insanlar, isyan edip sokaklara çıkmadılar, ellerine palaları alıp dolaşmadılar. Ellerinde molotoflarla dolaşmadılar, ellerinde taş sopalarla dolaşmadılar. Bu insanlar ellerine silah alıp dağa da çıkmadılar. Gayrımeşruluğu akıllarının ucundan dahi geçirmediler. Her tehdide, her hakarete, her baskı ve zulme sabırla tahammülle dayandılar ve ortaya işte bu eserleri çıkardılar."