SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
24 Nisan, her yıl sözde Ermeni soykırımı iddialarının dile getirildiği tarih olarak Türkiye'nin karşısına çıkarılıyor. Ermeni Diasporası ve soykırım üzerinden siyaset yapmaya ya da nemalanmaya çalışan ülkeler ve liderleri, Türkiye'yi bu konu üzerinden yıpratmaya çalışıyor. Başta Erzurum olmak üzere 24 Nisan 1915 öncesinde toplu katliamlara asıl maruz kalanların Müslüman Osmanlı halkı olduğu tarihi vesikalarda mevcut. O günkü şartlara göre devletin aldığı kararla zorunlu göçe katılan Ermenilerin yol şartlarında şu veya bu şekilde hayatını kaybetmesini soykırım olarak niteleyenlerin gerçek niyetini, 1915'te yaşananları ve tehcir kanunu Atatürk Üniversitesi Türk- Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu ile konuştuk.
*Arşivlerimiz açıktır. Kamuoyu ile de paylaşıyoruz. Ermeniler arşivlerin kapalı olduğunu ileri sürüyorlar aslında Osmanlıca bilmiyorlar. Sadece Osmanlı arşivleri değil, Rus komutanları da araştırma yapmıştır ve Rus, İngiliz, Fransız arşivlerinde de bölgede bir Müslüman soykırımı yaşandığı gerçeği ortadadır.
İlk Ermeni isyanı ne zaman başladı?
İlk Ermeni isyanı 20 Haziran 1890'da Erzurum'da gerçekleşti. Taşnak ve Hınçak Ermeni cemiyetlerinin kurulması sonrası Avrupa'nın dikkatini çekmek amacıyla Anadolu'nun muhtelif yerlerinde Taşnak, Hınçak çetelerinin liderliğinde Ermeni çetelerinin isyanı baş gösterdi ve 1916'ya kadar bu isyanlar devam etti.
BATILI DEVLETLER ERMENİLERİ KULLANIYORDU
Ermeni isyanlarının altında yatan sebep nedir?
Batılı devletler Ermenileri Kafkasya'da kullanmaya çalışıyorlardı. Hayali bir Ermenistan devleti kurma sözü vermişlerdi. İngiltere, Fransa ve Rusya, Ermeni meselesinin arkasındaki güçlerdir. Amaçları da Doğu Anadolu'da sözde bir Ermenistan devleti kurmaktı. Özellikle Rus Çarı Petro'nun vasiyeti gereği Akdeniz'e inme düşüncesini Ruslar gerçekleştirmeye çalıştılar. Bu yüzden de Rusya, Ermenistan coğrafyasını 90'lı yıllara kadar bir arka bahçe ve bir nüfuz sahası olarak değerlendirmiştir.
İsyanlara karşı Osmanlı Devleti ne tür tedbirlere başvurdu?
Osmanlı Devleti bölgedeki isyanları önlemek için gerekli tedbirleri almıştı. Fakat 1-15 Nisan 1915 tarihleri arasında Van'da yerli ahaliden 10 bine yakın Müslüman'ın katledilmesi üzerine, devlet 24 Nisan 1915'te bir kanun kabul etti. Bu kanun soykırım kanunu değildir. Taşnak, Hınçak, Ramgavar ve Belagöz Ermeni cemiyetlerini kapatmış ve yöneticilerini tutuklamıştır.
Tehcir kanunu ile ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar var mı?
Tehcir kanunu olarak bilinen 'Sevk ve İskan' kanunu kamuoyunda bilindiği gibi 24 Nisan 1915'te çıkmadı. Ermeni çetelerinin tutuklanmasının ardından Anadolu'nun muhtelif yerlerinde ayaklanmaların devam etmesi üzerine devlet 30 Mayıs 1915'te Sevk ve İskan Kanunu'nu çıkarmak zorunda kaldı.
* Ermenistan'ın bağımsızlığını ilk tanıtan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Ermenistan'da gerçekleşen depremde de yardıma ilk koşan Türkiye'dir. Bunu göz ardı etmemek lazım. Barış için Türkiye kadar karşı tarafında çabası gerekiyor.
ÇETE REİSİ OLAN ERMENİ MEBUS
Osmanlı meclisinde bulunan Ermeni mebusların isyanlarda rolü var mı?
O dönem Ermeni mebuslardan biri olan Karakin Pastırmacıyan aynı zamanda bölgenin çete reisiydi. Ermenistan hayaliyle çete reisleriyle gönüllü birlikler kuran Ermenilerin başında da Pastırmacıyan bulunuyordu. Müslümanların kasabalarına saldırılar düzenleyerek vahşi katliamlar gerçekleştirdiler.
O dönem Ermeniler tarafından vahşice katledilmiş Müslümanlara ait fotoğraflar ve toplu mezarlar da ortaya çıktı. Dünya bu korkunç kıyımları neden görmüyor?
Erzurum, Erzincan, Kars, Iğdır, Ardahan, Van, Muş, Bitlis ve Diyarbakır şehirlerinde Müslüman soykırımı yapıldı. Bu şehirlerde şehitlikler de mevut. 185 toplu mezar tespit ettik. Bugün dünya 24 Nisan'ı gündeme getirmeye çalışıyor. Asıl katliama uğrayanlar bölgenin yerli halkı Müslümanlardır.
ERMENİ HALKIYLA SORUN YOKTU
Osmanlı Devleti'nde millet-i sadıka olarak anılan Ermenileri bölgede çocuk, kadın, yaşlı demeden katliam yapmaya iten sebep nedir?
Osmanlı Devleti'nin Ermeni halkıyla hiçbir sorunu olmamıştır, bugünde durum aynıdır. Devlet politikaları çatışmaktadır. Mesela Ermenistan 1991'de anayasasında ve bağımsızlık bildirgesinde, Türkiye'nin Doğu topraklarını Batı Ermenistan olarak göstererek Kars Anlaşmasını tanımıyor. Ermeni halkı Osmanlı tarafından millet-i sadıka olarak anılıyordu. Büyük devletlerin çıkarları doğrultusunda, 'Size Doğu Anadolu'da Ermenistan devleti kuracağız' vaatleri üzerine bu çatışma bugüne kadar devam etti. Kin ve nefrete dayalı politikalar er geç iflas etmeye mahku00fbmdur.
Ermeni çetelerinin katliamlarına birkaç örnek verebilir misiniz?
Devletin isyanlarda muhatap aldığı çetelerdi. Çünkü bu çeteler vahşice katliamlar gerçekleştiriyorlardı. Köyün su kuyularında insanları öldürdüler. Müslüman kadınlar Bayburt Aydıntepe ilçesi Yukarı - Aşağı Közlü köyünde namuslarını korumak için kuyulara atlayarak intihar etmişlerdir. Ardahan'da katliam öncesi Halil Efendi olan camiinin, içinde ibadet ederken yakılan Müslümanlardan sonra adı Yanık Camii olarak değişmiştir. Tecavüzden, anne karnından süngüyle bebek çıkarmaya kadar her türlü vahşeti gerçekleştirdiler.
DEVLET HALKINI KORUMAK ZORUNDAYDI
Yaşanan acılara bakacak olursak Tehcir kanunu kaçınılmazdı diyebilir miyiz?
Ermenilerin hedefi; Doğu Anadolu'da emperyal bir anlayışla denizden denize bir Ermenistan'dı. Öte yandan Van'da Müslüman ahalinin katledilmesi de tehcir kanunun çıkmasında önemli bir etken. Devlet o günün şartlarında Müslüman halkın canını, malını, namusunu korumak için tehcir kanunu çıkarmıştır.
Batılı ülkeler sözde soykırım iddiasını neden tarihi kaynakları hiçe sayarak siyasete alet ediyor?
Tarih belgeyle bilinir. Parlamentoların tarihi bir meseleyi kabul etmeleri siyasi olaylardan kaynaklanmaktadır. Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın da sık sık dile getirdiği gibi bu tarihi bir meseledir ve tarihçilerin karşılıklı olarak bu meseleyi çözmesi lazım.
PAPA DİN ADAMLIĞINI BİR KENARA BIRAKTI
Papa Franciscus'un Ermeni iddialarını destekleyen yanlı açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Papa bir din adamı. Din adamı olarak dünyada anlaşmazlıkların olduğu yerlerde tarafsız hareket etmesi lazımdı. Ama Papa din adamı kisvesini bir tarafa bırakarak sözde Ermeni soykırım iddialarından yana açıklamalarda bulunmuştur.
Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız 1915 Ermeni olaylarına ilişkin taziye mesajı verdiler. Bu mesajlar Türk-Ermeni ilişkilerine nasıl yansır?
Devlet başkanlarımız bu tür mesajlarla barışa katkıda bulunmak istiyorlar. Çatışma ve ayrışma değil, bölgede barışın tesis edilmesi lazım. Bölgede iki millet arasındaki ihtilafları tarihçilerin çözmesi gerektiğinde hemfikiriz. Biz büyük devlet sıfatıyla barışa katkıda bulunuyoruz.