17. Madde. Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz. (Anayasa)
Bir, hiç kimse size hiçbir şekilde rızanız dışında aşı ya da başka tıbbi müdahalede bulunamaz.
İki, aşı denilen içeriğini bilmediğimiz madde sadece tek bir virüs için geçerlidir. Virüs değişim geçirdiği anda hiçbir hükmü kalmaz. Ama eğer bir yan etkisi çıkarsa bu yanınıza kar kalır, ateş düştüğü yeri yakar.
Üç, İngiltere gibi pek çok ülkede covid aşıları için hukuki muafiyet verildi, yani aşıdan kaynaklı bir sorun yaşarsanız hiçbir şey yapamazsınız.
Maddeleri çoğaltabiliriz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü kanunları çerçevesinde hiç kimseye zorla aşı yapılamaz.
Gerek ülkemizde, gerekse dünyada ciddi bir aşı karşıtlığı var.
Şahsi kanaatim bu karşıtlığın çok büyük bir kısmı bilgiye dayalı değil, insan fıtratının ümmi direnişinin eseri.
Covid’i laboratuvarda üretip pandemiyi çıkartan organizma bu engelleri nasıl aşacak?
İşte şimdi bütün dünyada yavaş yavaş aşı karşıtlarını korkutmak, sindirmek ve vazgeçirmek için muazzam bir bilgi kirliliği oluşturuluyor.
İspanya Sağlık Bakanı Salvador İlla geçen hafta yaptığı bir açıklamada aklınca sopanın ucunu gösterdi; Aşı olmayı reddeden kişilerin kayıtlarını tutacağız, bu kayıtları kamuoyuna açmayacağız ancak diğer Avrupa devletleri ile paylaşacağız.”
Peki bu açıklamanın satır aralarında ne var?
Tehdit…
Yarın biz bu insanların seyahat özgürlüklerini ve daha pek çok iş ve işlemini kısıtlayabiliriz.
Neyse ki bizim bakanımız şimdilik bu kadar ileri bir açıklama yapmadı, aşı zorunluluğu olmadığını ama toplumu ikna yoluyla aşılayacaklarını belirtti.
Tehdit içerikli kirli bilgi üretme mekanizması harıl harıl çalışıyor.
En kullanışlı elemanlar ise bizim bir türlü kim olduklarını bilmediğimiz “UZMANLAR, BİLİM ADAMLARI, ARAŞTIRMACILAR”.
Kaynağı belirsiz pek çok bilgi klasik medya organlarından sosyal medyaya kadar dolaşımda ve herkes sanki bu pandeminin sorumlusu aşı karşıtlarıymış gibi suçlama telaşında…
Yüksek sesle haykırmalıyız; BU VİRÜSÜ AŞI KARŞITLARI ÇIKARMADI.
Aşı karşıtı olan insanlar domuz gribinde de, hiv komedisinde de ya da her yıl yapılan grip aşılarında da karşıydılar…
Televizyon ekranlarına çıkıp aşı karşıtlarına hakaret eden ahmaklara, hiç bilmedikleri bir konu hakkında hukuki kılıf bulmakla görevlendirilmiş kullanışlı hukuk elamanlarına, sistemin kölesi bilumum uzman, akademisyen, araştırmacı ya da bilim adamlarına da hatırlatmak isterim.
Sistem çalışıyor.
Biz Matrix benzeri bir dünya üretmeyi hedefliyorlar dediğimizde komplo teorisyeni ile suçlanıyoruz ama aşı karşıtlarının kayıtlarını tutup devletlerle paylaşacağız diyen ispanya Sağlık Bakan ımakbul adam oluyor.
Aşı karşıtlarına karşı bu yaklaşım tam bir faşizm ve ırkçılıktır.
Oysa dümdük soralım sorularımızı?
Hakim bilgiye göre aşı olursanız kurtuluyorsunuz ve hiçbir sorun yaşamıyorsunuz.
Bu durumda aşı olmayan birisi aşı olan için nasıl tehdit olabiliyor?
Eğer bir risk varsa, aşı olmayan kişi bu riski kendisi için barındırıyor, aşı olan için değil…
Üstelik aşı olan kişinin de virüsü yayabileceği bilgisi de bu tırnak içi uzmanlarına ait.
Korkuyorlar, aşı karşıtlarından, şeytani aklın kurmaya çalıştığı düzene karşı çıkanlardan korkuyorlar.
Aşı karşıtları bu dünyanın en özgür düşünen insanlarıdır.
Sorgulayan, araştıran, her önüne getirilene evet diyemeyen hür beyinlerdir.
Pandemiyi çıkaran şeytani akıl için yeryüzündeki en tehlikeli insan tiplerinin başında gelmektedir.
İşte o yüzden faşizme kayabilecek uygulamaların yapılabileceğini dillendirip korkutarak insanları bu yoldan caydırmaya çalışıyorlar.
Ben aşı olmayacağımı buradan beyan ediyorum.
Aşıyı da, aşıdan kaynaklanan faşizmi de, bu faşizmin ulaşacağı dijital diktatörlüğü de kabul etmiyorum.
Allah’ın yarattığı insan fıtratı direniyor, inşallah kazanan insan olacak…