Artık terör olmayacak

Diyarbakır'daki "Kürt Meselesine İslami Çözüm" Kurultayı'na katılan Prof. Dr. Ergün Yıldırım, silahların gömüleceğinin vurgulanacağı bu seneki Newroz'la gerçek bir bahar bayramı yaşanacağını söyledi.

RÖPORTAJ: ÖZLEM DOĞAN

milat.ozlem@gmail.com

Bugün bahar bayramı anlamına gelen Newroz, Doğu illerimiz başta olmak üzere birçok ilimizde çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu Newroz diğerlerine nazaran daha farklı bir anlam taşıyor. Çünkü Diyarbakır'da okunacak Öcalan'ın mektubu ile Çözüm Süreci çok farklı bir aşamaya geçecek. Bölge halkının büyük bir çoğunlukla destek verdiği 'Çözüm Süreci' adına silah bırakma tarihinin belirleneceği ifade ediliyor. Biz de sürecin gidişatını, Diyarbakır'da gerçekleştirilen "Kürt meselesine İslami Çözüm" başlıklı Kurultay'da alınan kararlar doğrultusunda bölgede yapılması gereken çalışmaları, HDP'nin süreçteki etkisini Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Ergün Yıldırım Milat'a değerlendirdi.

28 Şubat Doğuya da etki etti

Kürtçenin eğitimin önündeki bütün engellerin kaldırılması ve İslami kimliğin esas alınması gerektiğini, Kürtlerin ve Türklerin İslam kimliğiyle bin yıldır bu topraklarda yaşadıklarına vurgu yapan Prof. Dr. Ergün Yıldırım, "28 Şubat'tan itibaren Refah Partisi'nin etkinliğinin azalmasıyla birlikte bölgede Kürt milliyetçi hareketi etkin oldu ve İslami faaliyetlerin bir kısmı tasfiye edildi" dedi.

Kanaat önderleri muhatap alınmalı

Çözüm Süreci'nde muhatabın sadece PKK olmadığını, HÜDAPAR ve HAKPAR gibi değişik siyasi partilerin de bulunduğunu söyleyen Yıldırım sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bölgede bin yıldır kanaat önderliğini temsil eden insanlar, medreseler, mollalar var. Dolayısıyla o bölgeyle ilgili kararlar alınırken, bu kanaat önderleri de muhatap alınmalı. Eğer İslami kimliği benimseyen gruplar, cemaatler, hareketler, tarikatlar vs bir araya gelip orada çalışmalarına bir derinlik vermezlerse, PKK'nın bölgenin pratik hayatında gittikçe etkili olmaya başlayacak. Bugün HDP ve onun etrafında siyaset yapanlar, namusu hiçleştirecek bir dil ortaya koyuyorlar. Oradaki kültürel hayatı dönüştürme konusunda kendisine bir misyon seçmiş Kürt milliyetçi hareketi bunun peşinde."

İslami kimlik ve 'Çözüm Süreci'

'Kürt meselesine İslami Çözüm' Kurultayı'nda İslami kimlik taşıyanların sürece ne tür katkılar yapabileceği üzerinde durulduğunu ifade eden Yıldırım, bölgede medreselerin çok köklü bir din eğitimi geleneğine sahip olduğunu, bunun yeni şartlarda ihya edilerek ve denklik çerçevesinde bir takım imkanlarla birlikte birleştirilerek yeniden önemli katkılar sağlayabileceğine dikkat çekti.

HDP Kürt halkını dönüştürmek istiyor

Çözüm Süreci'nin PKK'nın silahlı tahakkümüne son vereceğini, demokrasinin önünü açarak bölgedeki toplulukların hepsi dahil, İslami hareketlerin de kendilerini rahatça ifade edebileceklerini ifade eden Ergün Yıldırım şöyle konuştu: "Bu bahsettiğimiz durum HDP ve onu benimseyenlerin istemediği bir şey. Onlar Kürtlerin tek temsilcisi olarak kendilerini görüyorlar. Kürtleri de seküler ve sol bir kültür çerçevesinde dönüştürmek istiyorlar ama İslami değerleri benimseyen insanlar bu projeksiyona karşı direniyor. Daha önce Sabahat Tuncel, Kürtleri "seküler, milliyetçi bir kimlikle kurgulayıp dönüştürmek" istediğini vurgulamıştı. Bu dönüşüme, Çözüm Süreci engel oldu. Çünkü süreç onların beklediği gibi sadece PKK'ya bölgede inisiyatif vermeyecek. Süreç bölgeye demokrasi ve çoğulculuğu getirecek. Bu da İslami grupların daha fazla temsil edilmesi anlamına geliyor."

'Çözüm Süreci' Türkiye'nin süreci

Çözüm Süreci'nin sadece bir iktidar projesi değil, toplumla yakından ilişkisi olduğunu vurgulayan Yıldırım'a göre herkes sorunlarını siyasette ortaya koymalı. Halkın çocukları dağa çıkarken yine halkın çocuklarının şehit olduğuna değinen Yıldırım, 'Bunun doğusu, batısı yok' diyerek sözlerine şöyle devam ediyor: "Bu sorun Türkiye'yi ilgilendiriyor. Doğu'daki annenin çocuğu teröre karışıyor ya da PKK kız çocuklarını zorla dağa kaçırıyordu. İşte bu anneler tepkilerini ortaya koydu. Çözüm Süreci bu annelerin derdine çare olursa halk huzura kavuşacak."

Halkın desteğine karşı çıkamıyorlar

"Türkiye'nin her bölgesinden oy alan AK Parti Türkiye'nin 1. partisi oldu. Halk ilk defa cumhurbaşkanını seçti ve bu cumhurbaşkanı da Çözüm Süreci'ni yürüten ana aktördür" diyen Yıldırım, "Süreci yürüten kişi yüzde 52 ile seçildiyse bu, halkın desteğinin devam ettiğini gösterir" şeklinde konuştu. Hem halkın hem de ülke ekonomisinin kazandığını söyleyen Yıldırıma göre, süreci halk desteklediği için PKK da Demirtaş da süreçten tamamen vazgeçemiyor.

Kürtleri sadece HDP'nin temsil etmediğini, Türkiye genelinde yaşayan Kürtlerin büyük bir kısmının AK Parti'ye oy verdiğinin altını çizen Yıldırım, "HDP'nin Kürtlerin tek temsilcisi olduğunu söylemesi ve buna göre bir Çözüm Süreci stratejisinde ısrar etmesi çok anlamsız bir arayıştır" diyor.

Bu Newroz tüm baharları müjdeleyecek

"Newroz'un Ortadoğu halkları için antik bir gelenek, bir bayram. Fakat son elli sene içerisinde Kürt hareketi Newroz'a farklı bir anlam vermeye çalıştı" diyen Yıldırım: "Newroz yeni bir baharı müjdeliyor ama bu Newroz bütün baharları müjdeleyecek. Öcalan'ın yaptığı silah bırakma çağrısının bu Newroz'da tescilleneceğine inanıyorum. Artık Türkiye'nin gündeminde terör olmayacak. Silahların konuştuğu, askerle teröristlerin yüz yüze geldiği bir dönem olmayacak. Dolayısıyla olağanüstü bir dönem bütünüyle tarihe gömülecek" diye konuştu. Newroz'da Diyarbakır'da okunacak olan Öcalan mektubunun çok önemli olduğunu belirten Yıldırım, somut olarak PKK'nın silahları bırakma tarihinin yaklaşık olarak gün ya da ay olarak belirleneceğini inandığını söylüyor.

Hükümet sürece sahip çıkıyor

"Hükümetin, İmralı ve Kandil arasında gidip gelen ve Çözüm Süreci'ni yürüten bir heyetle bir araya gelmesi, üstelik bu görüşmenin Dolmabahçe gibi devleti temsil eden bir sarayda yapılması hükümetin Çözüm Süreci'ne nasıl sahip çıkıp, önemsediğinin göstergesidir" diyen Yıldırım'a göre: "Bu sürecin bir sahibi ve bir iradesi var. Abdullah Öcalan sonuçta bu hareketin lideri ve HDP ve PKK tabanı üzerinde rakipsiz bir biçimde etkisi olan bir şahsiyet. Dolayısıyla Newroz'daki kutlamalar ve açıklamalar da bunun tamamlayıcısı olacak gibi görünüyor."

Paralel Yapı sürece engel olmak istiyor

Paralel Yapı'nın Çözüm Süreci'ne karşı çıktığını, Kürt meselesinin şampiyonluğu iddiasında olan bazı sol/liberal aydınların paralelcilerin medya gruplarında boy gösterip, süreci engelleyici açıklamalarda bulunmalarına dikkat çeken Yıldırım, Paralel Yapı'nın süreci istemediğini ve buna engel olmak için çeşitli tutumlar içerisinde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz" şeklinde konuştu.

Bölge halkı artık savaş istemiyor

Çözüm Süreci'nin halktaki karşılığının önemine vurgu yapan Yıldırım sözlerini şöyle bitirdi: "Bölge halkı hakikaten artık savaşmak istemiyor. Huzuru, zenginlik, refah istiyor. Kürtler artık yaşamak, doktor, mühendis olmak, kendi kimlikleriyle hayatlarını sürdürüp milletvekili, büyük iş adamı olmak istiyorlar. Türkiye'nin demokratikleştiği, Kürt meselesinin her yönüyle konuşulduğu bir ortamda hala Çözüm Süreci'ne karşı çıkmak mantıklı değil. Dolayısıyla HDP'nin buna direnmesi karşısında AK Parti'nin bölgede oy oranı daha fazla artacaktır."

FOTO: Feyza GÜRSU