Bülent Arınç, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de aralarında bulunduğu yeni bir oluşum içinde olup olmadıkları sorusuna cevap verdi.
Arınç, kendisine yöneltilen "Siz de dahil olmak üzere Abdullah Gül, Hüseyin Çelik, Sadullah Ergin gibi isimlerle ilgili çok şey yazılıp çiziliyor. 'Hamamönü hareketi' diye bir hareketten bahsedildi. Yeni bir parti kurma, yeni oluşuma gitme gibi bir düşünceniz var mı?" sorusuna "safsata"cavabını verdi.
Arınç soru karşısında şu sözleri söyledi: "Ben 2005'te Meclis Başkanı'ydım. İslam Konferansı Örgütü, Zirve Toplantısı yapıyor Mekke'de. Ahmet Necdet Sezer ben gitmem dedi. Ben Meclis Başkanı olarak mecburen bu zirveye katıldım. Allah'a hamdettim iyi ki katılmışım. Çünkü bizzat kralın davetiyle hem tavaf yaptık, hem de Kabe'nin içini ziyaret etme imkanı buldum. Bu herkese nasip olacak bir şey değil. Bu toplantıda Türkiye'nin düşüncelerini açıkladım. O güne ait bir fotoğraf var. Benim bir arkamdaki sırada Dışişleri Bakanı Abdullah Gül var. Onun bir arkadaki sırada da Sayın Abdullah Gül'ün danışmanı Ahmet Davutoğlu var. Şimdi bu fotoğrafa baktığım zaman gözlerim yaşarır.
"BİRİ CUMHURBAŞKANI OLDU, DİĞERİ BAŞBAKAN"
Biz böyle bir arkadaşlıktan geldik. İki sene sonra arkamdaki önüme geçti, Cumhurbaşkanı oldu. Üç sene sonra da en arkadaki geldi, Başbakan oldu. Bu Allah'ın bir lütfudur. Bizim aramızdaki bu protokol ölçüsü mesafe değildir. Biz bir yola çıktık, bir davaya inandık ve birbirimize güvendik. O yüzden ben bir yere giderken Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan kapıda beni karşılardı, birlikte salona girerdik. Ama sonra ben kendisine derdim ki; "Bak bu yaptığımız iş protokoldür, aslında sen benim liderimsin, Başbakanımsın, önümdesin. Protokolde mecburen böyle yapıyoruz.
"ARAMIZDA ALTLIK ÜSTLÜK PROBLEMİ YOK"
Ben AK Parti'de Grup Başkanıydım. 52 kişiyiz o zaman milletvekili olarak. 52'si oybirliği ile beni seçti. Hüseyin Çelik ve Salih Kapusuz benim Grup Başkan Vekilim oldu. Aramızdaki ilişki bu. Sonra o benden önce Bakan oldu, ben sonra Başbakan Yardımcısı oldum. Salih Kapusuz da doksan birden beri milletvekilliği yaptı. Yani aramızda bir altlık üstlük meselesi veya problemi yok. Biz Hüseyin Çelik'le bugün tanışmadık. Abdullah Gül'e bugün tanışmadık. Birbirimizi hep sınamalardan geçirdik.
"BİR ARADA OLMAMIZ MUHALEFET HAREKETİ ANLAMINA GELMEZ"
Şimdi dışarılarda konuşulan, bilinen veya bilinmeyen, bir takım ağızlarda sakız haline gelen edepsizliklere kanacak insanlar değiliz. Dolayısıyla bugün, aktif siyaset hayatından çekilmiş olsa bile Abdullah Bey'in, benim, Hüseyin Bey'in, Sadullah Bey'in veya bir başkasının bir arada olması hiç garipsenecek bir şey değil. Bu bir muhalefet hareketi değildir. Biz bu partide kiracı değildik. Bu partinin sahibi biziz.
"YENİ BİR SİYASİ OLUŞUM, YENİ PARTİ İDDİALARI SAFSATA"
O edepsizi birisinin susturması lazım. Ama susturmuyorsa biz Allah'a havale ederiz. Bu partinin güçlü olmasını, hükümetin başarılı olmasını can-ı gönülden isteriz. Bunun için de bütün gücümüzle çalışacağız. "Yeni oluşum", "muhalefet hareketi" gibi iddialar safsata. Onlar bizi bir an evvel partiden tasfiye etmek, veya bir şekilde erken doğum yaptıralım da bunlardan kurtulalım diye düşünenlerin bir çabası.Umarım ki başımızdaki aklı başında olanlar bunlara fırsat vermesinler. Otur oturduğun yerde desinler. Zaten bütün işleri siz karıştırıyorsunuz desinler. Benim işime karışmayın desinler."