Uzun bir mücadele sürecinden geçen Güney Kürtlerinin elde ettikleri kazanımları kaybetme endişesi içinde oldukları her an hissediliyor. Bu saikle olsa gerek, mücadelesini haklı buldukları ve Türkiye Kürtlerinin haklarına kavuşmasını çok istedikleri halde huzurlarını bozabileceğinden korktukları PKK'yı pek sevmiyorlar.
Suriye ile de sadece Kürtlerin durumu açısından ilgileniyorlar. Diğer gelişmeler onları çok ilgilendirmiyor. Şöyle düşünüyorlar:
'Geçmişte hem Arap Devletleri, hem Türkiye Kürtlere çok zulmettiler ve halen de buna devam ediyorlar. Güçlü olduklarında ve sorunlarını çözdüklerinde bunu sürdürmekten vazgeçmeyeceklerdir. Bu nedenle onlara güvenmemek gerekir. Suriye'de yönetim güçlü iken Kürtlere her türlü haksızlığı reva görüyordu. Şimdi sıkışınca onlara yaklaşmaya başladı. Yönetimin başının belada olması Kürtlerin rahat etmesine yarıyor. Uzun vadede, Kürtler de diğerleri gibi özyönetimlerini oluşturabilmeli ve zaman içinde bu zalim yönetimlerden kurtulup birleşmelidir.'
MELLE PROJESİ SADDAM PATENTLİ Mİ?Kürtlerle ilgili benzer politikalar güden Türkiye, Irak, İran ve Suriye'nin, dinin kontrolü ve denetim altına alınması ile ilgili projelerde de birbirilerini taklit ettikleri sır değil.
Saddam zamanında bizdekine benzer bir 'Melle Projesi' ile medrese, mellelerle birlikte devletin eğitim sistemine entegre edilmiş. İmam-Hatip okulu benzeri din öğretimi ağırlıklı modern okulların içinde ve paralelinde medrese müfredatının uygulandığı bir kurumlaşmaya gidilmiş. Geleneksel medreselerde yetişmiş melleler bir sınav sonucu buralara öğretmen olarak atanmışlar. Böylece hem yetişmiş insanlar değerlendirilmiş, hem de medrese sisteminin devam etmesi sağlanmış bulunuyor. Mezunları, din hizmetleri için görev alabiliyorlar.
Vakıf sistemi ile iç içe işleyen bu kurumlar geleneksel özelliklerini yaşatma imkanı elde etmişlerdir.
Sözgelimi; medrese müfredatında temel alınan 'Sıra Kitapları'nın, küçük bazı değişikliklerle burada okutulduğunu öğrendik.
Medreselerin ödenekleri ve personel aylıkları Vakıflar Bakanlığı (Vizare El Evkaf ıl Kürdistan) tarafından karşılanıyor. Okullar ise, Eğitim Bakanlığına bağlı.
Duhok'ta bu kurumlardan birini ziyaret ettik.
Kurum müdürü; günlük hayatta kullandıkları sarık, şalvar ve yelekten oluşan geleneksel kıyafeti içinde bizi karşıladı.
Personelin bir kısmı bizde olduğu gibi kıravat ve pantolon giymiş, bir kısmı da rahat elbiseler seçmiş. Kıyafetle ilgili bir baskı olmadığını anlıyorsunuz.
Birbirlerine hitapları da geleneksel, bir medrese kavramı olan ve müderrisler için kullanılan 'seyda' şeklinde.