UAD'ın kararının ardından, Katar, Cezayir, Kuveyt, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Yemen, Tunus, Sudan ve Libya'nın yanı sıra Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'ndan (İİT) yazılı açıklama yapıldı.
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, karar, "insanlık, hukukun üstünlüğü ve uluslararası adalet için bir zafer" olarak değerlendirildi.
UAD'ın, Gazze'deki soykırımın önlenmesine ilişkin verdiği geçici tedbirlerin memnuniyetle karşılandığı belirtilen açıklamada, mahkemenin ezici bir çoğunlukla verdiği kararın, Gazze'de Filistinlilerin karşı karşıya olduğu soykırım tehdidinin büyüklüğünü yansıttığı ifade edildi.
Kuveyt Dışişleri Bakanlığının açıklamasında ise "ateşkes talebini karşılamasa da mahkemenin aldığı kararın, İsrail'in fiillerine 'dur' denmesi adına atılmış önemli bir adım olduğu" vurgulandı.
Açıklamada, uluslararası topluma, İsrail'e Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurması ve insani yardım girişlerine erişimin sağlanması için baskı yapma çağrısı yinelendi.
Umman Dışişleri Bakanlığı da yaptığı açıklamada, mahkemenin kararlarının memnuniyetle karşılandığı ve İsrail'in, Gazze Şeridi'ne ve diğer işgal altındaki Filistin topraklarına yönelik her türlü saldırganlığını derhal durdurması gerektiğini vurguladı.
Açıklamada, uluslararası toplumdan, İsrail'i, Filistin halkına yönelik "askeri operasyonları" ve soykırım eylemlerini durdurmaya zorlaması istendi.
Cezayir Dışişleri Bakanlığı, mahkemenin kararını, "İsrail'in, Filistin halkını daha fazla baskı altına almak ve onları meşru ulusal haklarından mahrum bırakmak için kullandığı cezasızlık döneminin sonunun gelmesi" şeklinde değerlendirdi.
Öte yandan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, ülkesinin Birleşmiş Milletlerdeki (BM) daimi misyonuna, kararların uygulanmasıyla ilgili bir formül oluşturmak amacıyla BM Güvenlik Konseyinin mümkün olan en kısa sürede toplanması talebinde bulunması talimatını verdi.
BAE Dışişleri Bakanlığı, UAD'ın Gazze Şeridi'ndeki Filistinlileri korumaya yönelik geçici önlemlerin uygulanmasına ilişkin verdiği kararları memnuniyetle karşıladı.
Yemen Dışişleri Bakanlığı ise kararı, "Filistin davasının haklılığının bir zaferi" olarak değerlendirdi ve Gazze'de acil ateşkes çağrısını yineledi.
Tunus Dışişleri Bakanlığı da "tarihi" olarak tanımladığı karardan büyük memnuniyet duyduğunu belirtti ve "İsrail'i, acımasız saldırılarını kalıcı olarak durdurma ve Gazze Şeridi'ndeki ablukaya son vermeye zorlamak için çalışma" çağrısında bulundu.
Açıklamada, Tunus'un, 23 Şubat'ta İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını sürekli olarak ihlal etmesinden kaynaklanan hukuki sonuçları hakkında UAD'a sözlü iddialarını sunacağı belirtildi.
Sudan Dışişleri Bakanlığının açıklamasında ise "kararın Filistin halkı için önemli bir zafer olduğu" vurgulandı ve BM Güvenlik Konseyine Gazze ve işgal altındaki tüm Filistin topraklarında acil ateşkes ilan etme çağrısında bulunuldu.
Libya'da Ulusal Birlik Hükümeti, kararı "tarihi ve uluslararası adaletin gerçekleşmesine yönelik bir adım" olarak değerlendirdi ve İsrail'in bu tedbirleri uygulamaya zorlanması çağrısı yaptı.
KİK Genel Sekreteri Casim Muhammed el-Budeyvi de yaptığı yazılı açıklamada, kararı memnuniyetle karşıladı ve bunun "İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkına karşı işlediği acımasız suçları teyit ettiğini" vurguladı.
Budeyvi, "uluslararası toplumun, tüm kurum ve kuruluşlarıyla İsrail'in bu karara uymasını sağlaması ve İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik barbar askeri saldırılarını derhal durdurması gereğinin" altını çizdi.
Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da yaptığı açıklamada, kararın "insani değerler açısından kazanılmış bir zafer ve Gazze savaşının, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukun bariz ihlaliyle ilgili tartışmaya getirilen nihai bir sonuç" olduğunu belirtti.
İİT de kararı memnuniyetle karşıladı ve "tüm ilgili devletlere işgalci İsrail'in mahkemenin kararına tam olarak ve derhal uymasını garanti altına alma" çağrısında bulundu.
- Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan soykırım davası
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık 2023’te, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında (UAD) dava açtı.
Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'dan ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istedi ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11-12 Ocak'ta Lahey'deki Barış Sarayı'nda yapıldı.
Divan, 26 Ocak’ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen tüm önlemlerle birlikte, ordusunun söz konusu maddedeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle almasına hükmetti.
Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımların atılmasına karar veren UAD, İsrail'in Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemler ile Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasını ve kararın yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, alınan tüm tedbirler hakkında Mahkeme'ye bir rapor sunmasını istedi.