Rabia Aykut
Fuad Siniora, SETA'da ‘Arap dünyasındaki istikrarsızlığın bölgesel ve küresel düzene etkisi’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, Orta Doğu'daki siyasi ve güven sorunları çözülmedikçe, dünyanın ekonomik ve siyasi manzarasının bozulmaya devam edeceğini ifade etti. Geçen yüzyıldaki gelişmelerin Arap dünyasının kaderini belirlediğini vurgulayan Siniora, önce İsrail'in kurulması, sonra Irak'ın Batı İttifakı tarafından işgali ve Arap Baharı ile başlayan olayların birçok sosyo-politik dalgalanmalara sebep olduğunu anlattı. Dünyanın kaotik bir duruma doğru ilerlediğini anlatan Siniora, "Evrensel değerler tamamıyla erozyona uğramış durumda ve hukukun üstünlüğü tamamen gözardı ediliyor. Uluslararası kurumlara duyulan güven her geçen gün hızla azalmakta. Bu yeni düzensiz düzenin dünyanın en geniş petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan Orta Doğu'yu etkilemesi kaçınılmaz. Orta Doğu yalnızca enerji rezervleri ile değil, aynı zamanda dünyanın en eski ve köklü medeniyetlerine ev sahipliği yapmasıyla da önem arz ediyor. Orta Doğu üç kıtanın kesişim noktasında, jeopolitik düzeyde çok önemli bir noktada. Diğer tarafta en kurak bölgelerden biri Orta Doğu." değerlendirmesini yaptı. ‘Orta Doğu'da reform kaçınılmaz’ Dünyanın birbiriyle bağlantılı olduğunu vurgulayan Siniora, “Batı'nın yükselen izolasyonist politikaları temelde bu göç dalgalarından beslenmekte. Böyle bir tabloda ne yapılmalı? Bu durumun daha da kötüye gitmesinden nasıl kaçınabiliriz? Barışın ve refahın önce Arap dünyasına ve sonra dünyanın geri kalanına yayılmasını nasıl sağlayabiliriz? Ekonomi oldukça önemli bu noktada. Orta Doğu zengin yeraltı ve insan kaynağı ile ekonomik fırsatlara da sahip aynı zamanda. Dünyanın ekonomik durulmaya gittiği doğru ancak enerji kaynakları ve insan kaynağı olmadan ekonomi düşünülemez." dedi. Arap dünyasının geçirdiği siyasi türbülanslarla daha fazla ihtilafa, çekişmeye, savaşa gebe olduğunu ifade eden Siniora, “Arap dünyasının kaderini belirlemede en zayıf faktör Araplar. Bu sadece başkalarının kabahati değil. Onlarca yıl baskı, zulüm ve adaletsizlik uygulayan diktatör rejimler bunun sebebi. Radikalleşme ve marjinalleşmeye sebep olan bu rejimler. Arap dünyasında başlamış bir reform süreci söz konusu iken bu süreç kesintiye uğratılmaya çalışılıyor. Bu reform ihtiyacının karşılanmaması, durumu kaçınılmaz şekilde daha da kaotik hale getirmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki bugün hala çözülmemiş olan Filistin meselesi bölgenin en önemli sorunlarından biridir. Yakında Filistin topraklarında doğacak Filistinlilerin olmaması muhtemeldir. Filistin'in işgaline göz yumulması sorunların bölgedeki diğer ülkelere sıçramasına neden oldu. Bugün Irak, İran ve Suriye’deki sorunların nedenlerinden biri de budur." dedi.