Fatıma, dünyanın en çok zulüm görmüş insanlarından Arakan Müslümanları için bir sığınak olan Bangladeş'deki mülteci kamplarına ulaşana kadar hayatta kalmaya kararlıydı.Ancak güçlükle yürürken tüm organları sızlıyordu. Sadece bir hafta önce Myanmar ordusu ona saldırmıştı.Bir yılbaşı günüydü. Bir askeri birlik köyüne girdi, evleri yaktı ve Müslümanları bir araya topladı. Fatima'nın dediğine göre, kaçmaya çalıştığında üç asker onu takip etti ve hıçkıra hıçkıra ağlayan annesinin gözleri önünde ona defalarca tecavüz etti."Annem herşeyi izledi," diyor Fatima. "Ne yapabilirdi ki? Onlar bir ordu u2014 o ise sadece bir kadın."Fatıma çektiği acı yüzünden bayıldı. Kendine geldiğinde yakılmış köyü korkutucu bir şekilde sessizdi. Askerler gitmiş, kendi anne-babası da dahil herkes köyden kaçmıştı. Yüksek ateşi vardı, yalnızdı ve çok fazla kanaması vardı.13 yaşındaki Fatıma, Myanmar'daki askerlerin ona toplu şekilde tecavüz ettiğini ve köyünü yaktığını söylüyor.Fatıma, onu bulan yabancılar için Allah'a şükrediyor. Bölgesindeki diğer köyler de kuşatılmıştı u2014 ve kendi cehennemlerinden kaçan birkaç yetişkin şans eseri onun evinin yakınından geçiyordu."Bana, 'Burada kalamazsın. Bizimle gelmek zorundasın. Bangladeş'teki kamplara kaçıyoruz.' dediler.".Fatıma, sınıra doğru giden bu gruba katıldı. Pirinç tarlalarında zorla ilerledikleri birkaç günün ardından hedeflerine ulaştılar.
Mepa Haber Merkezi