Anne babasına özlemini 'heykelleri' ile dindiriyor

Sinop'ta yaşayan 67 yaşındaki marangoz Ali Ulu, yıllar önce vefat eden anne ve babasının ağaçtan yaptığı heykellerine hayattayken kullandıkları elbiseleri giydirerek evinin bahçesine koydu.

Sinop'ta yaşayan 67 yaşındaki marangoz Ali Ulu, yıllar önce vefat eden anne ve babasının ağaçtan yaptığı heykellerinievinin bahçesine koyarak onlara özlemini gidermeye çalışıyor.

İstanbul'da uzun yıllar marangozluk yapan Ali Ulu, 1980 yılında annesi Hatice, 4 yıl sonra da babası Cemil Ahmet Ulu'yu kaybetti. Emekli olduktan sonra yazları memleketi Sinop'un Boyabat ilçesi Kese köyündeki baba ocağına gelen Ulu, geçen yıl anne ve babasına özlemini dindirmek amacıyla ahşap heykellerini yapmaya karar verdi.

Bir yıllık çalışmanın ardından ağaçtan heykellerini yapan Ulu, evinin bahçesine yerleştirdiğ heykellere anne ve babasının hayattayken kullandıkları elbiseleri giydirdi.

Ulu, her gün babasının heykelindeki ayakkabıları siliyor, annesinin elbiselerini temizliyor, böylece onlara özlemini gidermeye çalışıyor.

Heykellerin arkasındaki ahşap duvarda "canım babam" ve "canım annem" yazısı dikkati çekiyor.

Evli ve üç çocuk babası Ali Ulu, anne ve babasına çok düşkün olduğunu söyledi.

Özellikle babasının köy hayatını çok sevdiğini dile getiren Ulu, "Rahmetli olmadan önce köye gitme isteğinde bulundu. O zamanlar işlerimiz çok yoğundu. Buradaki evimiz de pek müsait olmadığı için onu buraya getiremedim." dedi.

Emekli olduktan sonra köye sık sık gelip vakit geçirdiğini anlatan Ulu, babasının isteğinin aklına geldiğini belirtti.

"Heykellerle özlemimi dindirmeye çalışıyorum"

Bir gün anne ve babasının heykellerini yapma fikrinin aklına geldiğini aktaran Ulu, "Bir yıllık çalışmanın ardından ikisinin de ağaç parçalarından heykellerini yaptım. Marangoz olduğum için zorluk çekmedim. Anne ve babamın tek evlatları olarak onları kaybettiğim zaman çok üzüldüm. Şimdi yaptığım bu heykellerle özlemimi dindirmeye çalışıyorum." ifadelerini kullandı.

Ulu, anne ve babasının ayakkabı, pantolon, şapka gibi eşyalarını da kullandığını söyleyerek, "İnsan annesini babasını gördüğü zaman sevinir. Ben de onların gelemeyeceğini bildiğim için heykellerini gördüğüm zaman biraz olsun seviniyorum. Yanlarından gelip geçerken babamın ayakkabılarını siliyorum, annemin elbisesini temizliyorum." diye konuştu.

Safiye Ulu da eşinin hayatta oldukları sürede anne ve babasına sevgi ve saygıyla davrandığını vurgulayarak, "Ben de eşim gibi rahmetli anne babasını çok seviyordum. Heykelleri görünce insan duygulanıyor çünkü yaşanmışlıklar var. Eşim onlara çok düşkündü. Böylece biraz olsun özlemini gidermeye çalışıyor." dedi.