CHP, söz konusu kanunun 6. maddesindeki 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'na eklenen geçici 15. madde ile 38. maddesindeki 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 9. maddenin şekil bakımından Anayasanın 2, 11, 87 ve 88. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla iptalleri ve yürürlüklerinin durdurulması talebiyle AYM'ye başvurmuştu.
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, Yüksek Mahkeme, "Anayasaya aykırılık olmadığı" gerekçesiyle CHP'nin başvurusuna ret kararı verdi.
Kararda, kanunun 6. maddesindeki Sosyal Hizmetler Kanunu'na eklenen geçici 15. madde ile gerçeğe uygun olmayan belge ve sağlık kurulu raporu kullanımı nedeniyle yapılan ödemeler hariç olmak üzere, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar bu kanunun ek 7. maddesi kapsamında fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken tutarlar ile bunlardan doğan faizlerin terkin olduğu, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu kapsamda tahsil edilmiş olan tutarlar bakımından ilgili kişiler lehine hiçbir şekilde alacak hakkı doğmadığı ve yapılan tahsilatların iade edilemeyeceği, açılmış olan davalarda da yargılama gideri ile vekalet ücretine hükmolunmayacağı ve hükmolunanların tahsil edilemeyeceğinin öngörüldüğü belirtildi.
Kanunun 38. maddesindeki Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen "Yabancı bayrak çekilmiş olan yat, kotra, tekne ve gezinti gemilerinin Türk bayrağına geçişine ilişkin istisnalar" başlıklı geçici 9. maddede ise yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla yurt dışında bulunan veya yabancı bayrak çekilmiş olan Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8901.10.10.00.11 ve 8901.10.90.00.11 numaralarında yer alan mallar ile 89.03 tarife pozisyonunda yer alan mallardan yat, kotra, tekne ve gezinti gemilerinin, Türkiye'deki gerçek veya tüzel kişilere bedelsiz olarak intikali veraset ve intikal vergisinden; bunların Türkiye'ye ithali ile kayıt ve tesciline ilişkin iş ve işlemlerin, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı 8 sayılı tarifede yer alan bağlama kütüğü ruhsatnamelerinden alınacak harçlar hariç olmak üzere, gümrük vergisi dahil her türlü vergi, resim, harç, fon ve paylardan müstesna olacağı, bu kapsama giren gemi, yat, kotra, tekne ve gezinti gemilerinin, Türkiye'ye ithali veya kayıt ve tescili öncesi dönemlere ilişkin olarak, bunları Türkiye'ye ithal edenler veya adlarına kayıt ve tescil ettirenler hakkında bunların ediniminden kaynaklı vergi incelemesi veya tarhiyat yapılamayacağı, daha önce yapılmış olan tarhiyatlardan varsa açılmış davalardan feragat edilmesi kaydıyla vazgeçileceği, tahakkuk eden tutarların terkin edileceği, tahsil edilen tutarların ret ve iade edilmeyeceği, maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığının yetkili olduğunun öngörüldüğü kaydedildi.
- Dava dilekçesindeki iddialar
Dava dilekçesinde, bu düzenlemelerin af niteliğini taşıdığı, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında kabulü için Anayasanın 87. maddesi gereğince üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğunun aranması gerekmesine rağmen bu gerekliliğin oylama sırasında yerine getirilmediği, İçtüzüğün 92. maddesinin ikinci fıkrasında, "Genel veya özel af alanının içeren tasarı veya tekliflerin Genel Kurul'da kabulü TBMM üye tam sayısının 5'te 3'ü çoğunluğunun kararı ile mümkündür. Gerekli çoğunluk söz konusu tasarı veya tekliflerin afla ilgili maddelerinde ve tümünün oylamasında ayrı ayrı aranır. Tasarı veya teklif hakkında verilen genel veya özel af ilanını içeren değişiklik önergesinin kabulü halinde, kabul için gerekli beşte üç çoğunluğun tespiti için bu önergenin oylanması açık oylama suretiyle tekrarlanır," denildiği, dava konusu kuralların TBMM üye tam sayısının 5'te 3 çoğunluğu yani 330 milletvekilinin oyu ile kabul edilmemesi nedeniyle, İçtüzüğe ve Anayasaya aykırı olduğu, oylamanın Anayasada öngörülen çoğunlukla yapılmamış olmasından dolayı Anayasanın 87. maddesinin de ihlal edildiği, bu suretle AYM'nin şekil bakımında denetim alanına giren bir durum ortaya çıktığı ve bu durumun hukuk devleti ilkeleri ile de bağdaşmadığı belirtilerek bu düzenlemelerin şekil yönünden Anayasaya aykırı olduğunun iddia edildiği belirtildi.
Anayasanın 148. maddesinin ikinci fıkrasında, kanunların şekil bakımından denetlenmesinin son oylamanın öngörülen çoğunlukla yapılıp yapılmadığı hususu ile sınırlı olduğu, 88. maddesinin ikinci fıkrasında, kanun, tasarı ve tekliflerinin TBMM"de görüşülme usul ve esaslarının İçtüzükle düzenleneceğinin belirtilmekte olduğu ifade edilen kararda, Anayasanın "Toplantı ve karar yeter sayısı" başlıklı 96. maddesinin birinci fıkrasında, "TBMM, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tam sayısının en az 3'te biri ile toplanır. TBMM, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tam sayısının 4'te birinin bir fazlasından az olamaz." denildiğine dikkat çekildi.
Buna göre, TBMM'nin toplantı yeter sayısının oluşması için en az 184 milletvekilinin hazır bulunması gerektiği, karar yeter sayısını kural olarak toplantıya katılanların salt çoğunluğu oluştursa da bu sayının hiçbir biçimde üye tam sayısının 4'te birinin bir fazlası olan 139'dan az olamayacağı vurgulandı.
- Aranması gereken çoğunluk "karar yeter sayısı"
Dava konusu geçici 15. maddede düzenlenen 2828 sayılı kanunun ek 7. maddesi kapsamında, fazla ve yersiz ödenen ve geri alınması gereken tutarlar ile bunlardan doğan faizlerin terkin olunmasına yönelik düzenlemenin herhangi bir ceza davası veya ceza mahkumiyeti ile ilişkili olmadığı, dolayısıyla ceza hukuku bağlamında genel veya özel af niteliğinde bulunmadığı aktarılan kararda, aynı şekilde 6770 sayılı kanunun 38. maddesiyle 655 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen dava konusu geçici 9 maddenin içeriğinin de ceza konusu kuralların Anayasanın 87. maddesi bağlamında, genel veya özel af kapsamında olmadığı, bu nedenle dava konusu kuralların kabulünde aranması gereken çoğunluğun Anayasanın 87. maddesinde düzenlenen nitelikli çoğunluk olmayıp Anayasanın 96. maddesinde belirtilen karar yeter sayısı olduğu ifade edildi.
İptali talep edilen dava konusu kuralların son oylamasının, TBMM Genel Kurulu'nda elektronik oylama cihazıyla açık oylama şeklinde yapıldığı ve kullanılan 267 oyun 236'sının "kabul" yönünde olduğu hatırlatılan kararda, bu durumda 6770 sayılı kanunun kabulüne ilişkin son oylamanın Anayasanın 96. maddesinde öngörülen çoğunlukla yapıldığı için şekil bakımından Anayasaya aykırılığın bulunmadığı kaydedildi.
AYM kararında, söz konusu düzenlemelerin şekil bakımından iptal talepleri reddedildiği için bu maddelere ilişkin yürürlüğün durdurulması taleplerinin de oy birliğiyle reddedildiği bilgisi verildi.