Dirilişten direnişe geçildiği vurgunan kitapta, şlayan mücadelenin Türkmenler, Kürtler ve Araplar'a "Kurtuluşun" birlikten geçtiğini gösterdiği, bu onurlu birlikteliğin sağlanması için her türlü riskin alındığı, küresel emperyalizmin, Siyonistlerin, kapitalizmin senaryolarını bozduğu, yeni bir medeniyet tasarımı için "Ak Saçlılar"ın çizdiği yolda yürüyüşün devam ettiği belirtiliyor. Yeniden Büyük Türkiye'nin kutlu ilerleyişine çelme takmak isteyen güç odakları ve yerli işbirlikçilerinin pusuda beklediğine işaret edilen kitapta, bundan sonraki süreçte verilmesi gereken mücadeleye yönelik ipuçları da veriliyor.
Şimdi 'Yeni Türkiye' diyoruz
Kitabın önsözünü ise yazan Çorum Milletvekili, TBMM İdare Amiri ve Hak-İş Onursal Başkanı Salim Uslu ise yazısında "Şimdi "Yeni Türkiye" diyoruz. Baskılar, dayatmalar, yasaklar, kırgınlıklar ve zulümler eski Türkiye'de kalacak. Şimdi eski Türkiye kapısını kapatıyor, yeni, özgür, demokratik, müreffeh bir büyük yeni Türkiye yolculuğuna hep beraber çıkıyoruz. Millet iradesinin yönetime yansımasını 'siyasallaşma' şeklinde yaftalayarak devre dışı bırakmaya, belli odakların ve bürokratik oligarşinin iradesiyle şekillenen bir yönetim biçimi oluşturmaya çalışan anlayışın karşısında durarak, bu yolculuğu beraber tamamlayacağız. Anadolu'dan dünyaya adalet mesajını ulaştırana kadar vazgeçmeyeceğiz. Adalet değerinin güçlenmesine, adalet kaybının telafisine hizmet etmek için direneceğiz" ifadelerine yer veriyor.
Kitapta yer alan söyleşilerde ise önemli tespitlerin yapıldığı görülüyor. İşte onlardan bazıları:
MUHALEFET SORUNU
AK Parti Grup Başkan Vekili Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın: Türkiye maalesef kronik muhalefet yetmezliği ile karşı karşıya. Siyaseti enfekte eden, yetersiz, kısır, basiretsiz bir muhalefet bizdeki. Bizde muhalefet alternatif çözümler üretmekten çok sorunlardan beslenen, krizler çıkarıp, bunun üzerinden siyaset dili kurgulayan, geçecek tasavvuru oluşturmak yerine günü kurtarma telaşında. Gücünü millet yerine çeşitli vesayet odaklarından alan veya devşirmeye çalışan bir yapı bahsettiğimiz.
GEZİ ZORBALIK KALKIŞMASIDIR
Prof. Dr. Bilal SAMBUR: Gezi olayları, her şeyiyle Türkiye'yi yönetilmez hale getirerek Erdoğan ve hükümetini yıkma girişimidir. Gezi, demokratik bir protesto hareketi değil, toplumu sindirmeyi ve hükümeti yıkmayı amaçlayan bir zorbalık kalkışmasıdır. Gezi üzerinden, Erdoğan ve Ak Parti, toplumla karşı karşıya getirilmeye çalışılmıştır. Gezinin ideolojik projesi deşifre edilmelidir. Gezizmin dayandığı ideolojinin unsurları devletçilik, Kemalizm, bürokratik oligarşi, Marksizm, mezhepçilik, ulusalcılık ve anti-Erdoğanizmdir.
TÜRKİYE VE ORTADOĞU KAZANACAK
Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Talip Küçükcan: Yeni Türkiye'nin en büyük başarısı ülke içinde toplumsal barışı sağlayacak adımların atılması, bunun Anayasal bir çerçeveye kavuşturulması ve uygulamalar ile hayata geçirilmesi olacaktır. Türkiye'nin bunun dışında bir seçeneği yoktur. Diğer seçenekler eskiye dönüş anlamına gelmektedir. Türkiye'de yürütülen barış projesi sadece iç siyaset meselesi değildir. Bu sürecin başarı ile neticelenmesi ki bu zaman alacaktır, Ortadoğu için büyük bir kazanım olacaktır.
TÜRKİYE'Yİ ELDE TUTMAK İSTİYORLAR
Doç. Dr. Erdinç Yazıcı: Türkiye yerleştikçe, millileştikçe, bürokratik düzen ile yöneten asıl elit değiştikçe, Batı ile iş birliği içinde oluşan çevreler bu durumdan rahatsızlık duyacak. Ve bunların temel politikaları da bu düzleme dayandığı için, yeni politikalar rahatsız edecek. Türkiye'de sokakları istikrarsızlaştırmaya dönük çabaların, daha çok Batı lobilerinin, AB ve Batılı kuruluşlara yakın STK' ların teşvik ettiği işler olduğu ilk bakışta görülüyor. Bunlara fazla şaşırmamak lazım. Türkiye'yi ellerinden kaçırıp, eski kontrol zayıflarken, bütün güçleriyle ellerinde tutmaya çalışıyorlar.
PARALEL YAPIYLA MÜCADELE
Ak Parti Malatya Milletvekili, Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Mustafa Şahin: Bizim şuan yaptığımız mücadele, hukuk içerisinde kalarak anayasal çerçevede suç işleyen, suça bulaşan ve yetkisini aşan kimse onunla mücadele ederek bu hukuk maskesi takmış teşebbüsü devlet içinde etkisizleştirme sürecini devam ettirmektir. Israrla eski devletin alışkanlıklarına reflekslerine başvurmadan hukuk içerisinde kalarak bu işi çözüyoruz.
SORUNUN ÖZÜNE ULAŞILMALI
Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü Yrd. Doç. Dr. Emir Kaya: Paralel yapıları ortaya çıkaran sorunların özüne ulaşılmalı, onları tedavi etmeli. Paralel yapı mensuplarını ikiyüzlü kılan nedir? Tek kelimeyle, güvensizliktir. Gerçekten demokratik olmayan, sürekli birtakım grupları ötekileştiren ve dışlayan, kendine toplumu yansıtma yerine şekillendirme rolü biçen devlet aygıtları karşısında insanların güven duygusu taşıması ve ikiyüzlüleşmemesi mümkün değildir.
FAY HATLARINI UYANDIRMAK İSTİYORLAR
İlhami IŞIK (Balıkçı): Hem bölgesel hem küresel güçler barış sürecinden rahatsız oldular. Bugün yaşananlar sıradan olaylar değil, ciddi anlamda küresel bir operasyonun yansımasıdır. Çözüm sürecini sadece Türkiye'nin iç meselesi gibi görmek yanlış olacaktır. Çözüm süreci bölgesel bir projedir. Bölgesel bir barıştır. Kırılmak istenen fay hatlarının önünde çelik bir bariyerdir. Onun için saldırıyorlar. Birileri fay hatlarını uyandırmak istiyor.
KOBANİ'YE ÇEVİRMEK İSTENİYOR
Güneydoğulu İşadamları Platformu Temsilcisi İşadamı Mahmut Çelik: IŞİD katliam yapıyor diye sokakları yakmak, Kobani'yi özgürleştirmez. Aksine bundan faydalanmak isteyenler ülkemizi de Kobani'ye çevirmek ister. Kalkınmanın en büyük sigortası huzur ve güven ortamıdır. Bunu halkımız iyi biliyor. Şiddet hiç bir zaman çözüm getirmedi, bundan sonra da getirmeyecektir. Öncelikle bölge kendini provokasyonlara kapatmalı, çözüm süreci aralıksız sürdürülmelidir. Taraflar ortaya çıkan çözüm iradesine sahip çıkmalıdır.
OSLO, PARİS, ROBOSKİ, GEZİ ve 17 ARALIK
SDE Uzmanı Gazeteci Yazar Orhan MİROĞLU: Oslo ve Paris cinayeti sürece vurulan ilk darbedir. Roboski de böyledir, halen aydınlatılmayı bekliyor. Gezi olayları da farklı değil. 17 Aralık sürecinde de çözüm süreci hedef alındı. Çünkü hükümeti hedef alan girişimler çözüm sürecini de hedef almaktadır. İnsan Hakları Aktivisti Yazar Ahmet AY: Algı operasyonu Oslo süreci ile başladı, 7 Şubat'da belirginleşti, Gezi Kalkışmasında derinleşti, 17 Aralık küresel operasyonunda deşifre oldu. Doç. Dr. Ahmet İNAN: Çözüm Süreci Ortadoğu'ya rol model olabilir. Türkiye bu işi kotarırsa -ki kotaracaktır, Allah'ın izniyle- yakın gelecekte Ortadoğu'da en belirleyici güçlerden biri olacaktır. Bir dünya lideri olan Sayın Erdoğan ile "Stratejik Derinlik"in mimarı Sayın Davutoğlu, Türkiye'yi Ortadoğu'nun rol modeli yapacakt