EZGİ ÇELİKANKARA
Suriye'de 2011'den bu yana devam eden iç savaşta ilk kez geniş çaplı bir ateşkes Rusya ve ABD'den gelen ortak açıklama ile 27 Şubat'ta başladı. Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı ve Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Şahin, Suriye'de ki ateşkes sürecini ve uluslararası güçlerin Suriye üzerindeki planlarını değerlendirdi.
Suriye'nin geleceği önemsiz
Suriye konusunda müzakere masasının kurulduğu kırılgan bir dönemden geçtiğimizi söyleyen Şahin, ateşkesin ardından Rusya, PYD ve YPG'nin saldırılarının devam ettiğini hatırlattı. "Ateşkes gerçekten Suriyeliler için mi sağlandı" sorusunu yönelten Şahin, Rusya ve Amerika'nın tavrına bakıldığında Suriyelilerin nasıl bir devlet istediğinin umursanmadığına dikkat çekti. Bu nedenle "Kimin ateşkesi? Kim için ateşkes" eleştirisinde bulunan Şahin, "Suriye'de ki beş yıllık süreci düşündüğümüzde bu ateşkes ufak bir umut oldu. Ama ateşkesi sağlayan ülkelere baktığımız zaman Suriyelilerin nasıl bir devlet istediği kimsenin umurunda olmadı. Bu nedenle Suriye'nin ve Suriyelilerin geleceği onların elinden alındı. Ayrıca İran, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi bölge devletleri de Suriye noktasında birinci derecede belirleyici olma özelliğini kaybetti. Birinci öncelikli olma özelliğini kaybeden ülkelerin davranışlarında da değişiklikler oldu. Onun için öncelik Suriye ve Suriyeliler olmuyor. Kendi çıkarlarını bu iki ülke bu coğrafyada ne kadar koruyarak anlaşacaklar bundan sonraki süreci bu belirleyecek " dedi.
Anlaşma arazide karşılık bulmadı
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'den gelen çarpıcı açıklamaya dikkat çeken Şahin, Kerry'nin "Ateşkes sonuç vermezse B planımız hazır" sözlerini değerlendirdi. ABD veya Rusya'nın B planını güçlendirmek için ateşkes ile bir zemin hazırlamak isteyebileceklerini söyleyen Şahin, "B planının gündeme gelmesi ve ateşkesin sağlandığı saatlerde Kerry'nin açıklamaları şu anlama gelebilir: Biz ateşkesi sağlamaya çalıştık ama arazide karşılık bulmadı. Acaba Federatif Suriye demek için mi ateşkes sürecini ön aşama olarak başlattılar. Bu soruları sormadan edemiyoruz" şeklinde konuştu.
PYD ve YPG'yi kullanıyorlar
Ateşkes noktasında PKK'nın oradaki uzantısı olan PYD ve YPG'yi terör örgütü olarak görmediklerini hatırlatan Şahin, "Kendilerine göre terörist ve terör tanımı yapıyorlar. PYD ve YPG'yi terör örgütü olarak görmediğiniz zaman Suriye'nin geleceği noktasında nasıl çalışacaksınız. Federatif bir Suriye inşa etmek istediğinizde kullanabileceğiniz tek grup PYD ve YPG'dir. Esad ve muhaliflerde Suriye'nin bölünmesini istemiyor. Ama federatif bir yapı isteyen PYD ve YPG var. Acaba PYD ve YPG'yi destekleyenler Suriye'nin geleceğinin federatif bir yapı olmasını istedikleri için mi terör örgütü olarak görmüyorlar. Ben bazı devletlerin Suriye'nin nasıl şekilleneceği noktasında PYD ve YPG'yi kullanmak istediğini düşünüyorum" dedi.
Rusya'nın yıkıcı politikaları korkutuyor
Rusya ilk günden ve ilk saatlerden itibaren ateşkesi ihlal ettiğine dikkat çeken Şahin, Rusya'nın Suriye'de ki kararlı politikasının Ortadoğu'nun dışına taşan sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Şahin, "Rusya, Suriye politikasından dolayı Batı dünyasını ve Avrupa Birliği'ni bölüyor. Avrupa Birliği'nin geleceğini tartışılır kılıyor. NATO'da ciddi tartışmaların çıkmasına neden oluyor. Özellikle mülteciler konusunda Avrupa'nın Rusya karşısında yekvücut durmasını zorlaştırıyor. Yani Rusya Devlet Başkanı Putin, tek taşta birkaç kuş vuruyor. Rusya'nın Suriye'de bu kadar kararlı politika takip etmesi ve Batı'nın çekingen bir tavır sergilemesi Rusya'yı cesaretlendiriyor. Rusya'nın Suriye'de uyguladığı politika Rusya'dan ayrılan Orta Asya ülkelerine ve Doğu Avrupa ülkelerini çok korkutuyor. Rusya yine mi bizim üstümüze doğru yıkılacak tartışması yaşıyor" şeklinde konuştu.
İran ve Türkiye federatif bir Suriye istemiyor
Başbakan Davutoğlu'nun İran ziyaretinin önemine de dikkat çeken Şahin, konuya ilişkin şunları söyledi: "Suriye konusunda farklı seslerin ortaya çıkması, B planlarının gündeme gelmesi, hem İran'ı hem Türkiye'yi rahatsız etti. ABD'nin Suriye konusunda B planı açıklamasına karşı İran ile Türkiye'nin Suriye'nin bütünlüğünün korunması noktasında bir anlayışı olduğu gözüküyor. B planı ile federatif bir Suriye kastediliyordu. İran ve Türkiye federatif bir Suriye istemediklerini bu ziyaretle ortaya koymuş oldular. 'Bölgenin geleceğini bölge dışı güçlere bırakmayacağız' açıklamaları oldukça önemlidir " dedi.