Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Geriatri Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Turan Işık, 60'lı yaşlardan sonra görülme sıklığı artan ve halk arasında "unutkanlık" olarak bilinen Alzheimer'a yakalanmamanın yapılacak bazı uğraşlarla mümkün olabildiğini belirtti.
Prof. Dr. Işık, yaptığı açıklamada, unutkanlık olarak bilinen ve yaşlılığa vurgu anlamında "beyin prostatı" olarak nitelendirilen Alzheimer'ın 60'lı yaşlardan sonra belirtilerini göstermeye başladığını, 65 yaşından sonra her 5 yılda bir bu hastalığın görülme sıklığının iki kat arttığını belirtti.
80'li yaşlardan sonra Alzheimer'a yakalanma oranının yüzde 50'leri bulduğunu ifade eden Işık, "Unutkanlığın günlük yaşam aktivitelerini olumsuz etkilemesiyle birlikte ocakta yemeği unutma, kıldığı namazı şaşırma, kaybolmaya başlama, tuvalet, banyodan sonra suyun, elektriğin açık bırakılması gibi belirtiler ortaya çıkar" dedi.
Alzheimer'in Türkiye'de görülme sıklığıyla ilgili net bir çalışma olmadığını ancak Dünya Sağlık Örgütü bilgilerine göre bu rahatsızlığın görülme oranının yüzde 5 ile 11-12 arasında değiştiğini kaydeden Işık, kendi yaptıkları araştırmalarda da bunun yüzde 10-12 seviyesinde olduğuna işaret etti.
"Bulmaca çözmeyi önermiyoruz"
Alzheimer olmamak için bulmaca çözmenin önerildiğini ancak bunun sadece kayıtlı bilgiyi geri çağırdığını dile getiren Işık, unutkanlık yaşamamak için şu tavsiyelerde bulundu:
"Bulmaca çözmeyi çok önermiyoruz onun yerine bir şeyler yapma, bir şeylerle uğraşmanın bundan daha efektif olduğunu düşünüyoruz. Tansiyonu düzene koyma, şeker hatalığının önlenmesi, kolesterolün düşük tutulması, sigaranın bırakılması, fazla kiloların engellenmesi, Akdeniz tipi beslenme Alzheimer'a karşı koruyucu şeylerdir. Belli bir limitin altına kilonun inmesi de Alzheimer 'a yatkınlığı artırır.
Yüksek eğitim seviyesi Alzheimer için koruyucudur. Bir yabancı dil öğrenme, yüksek eğitim seviyesi, hobiyle uğraşma, haftada en az 3 gün yarımşar saat tempolu yürüyüş Alzheimer'a karşı koruyucu faktördür. Özellikle fiziksel egzersizleri hayatımıza, günlük yaşantımıza sokmamız lazım. Her şeyden önce ilaçtan da önce önerdiğimiz fiziksel egzersizdir. Haftada en az 3 gün en az yarımşar saat tempolu yürüyüşün hastalığın hem gelişimini geciktirdiği hem de hastalardaki kötüye gidişi azalttığı yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur. Bunu şiddetle herkese öneriyoruz."