Mircan, 26 Haziran'da yapılacağı duyurulan 14. Onur Yürüyüşü'ne engel olacakları yolundaki açıklamasına gelen tepkiler üzerine "Biz devleti uyardık, elimizde sopalarla yürüyüşe katılanları döveceğimizi söylemedik. Onlar on bin kişi ise biz de on bin kişi orada olacağız, o koridoru kapatacağız, oturma eylemi yapacağız ve yürütmeyeceğiz" açıklaması yaptı. RS FM'den Yavuz Oğhan'a konuşan Mican, "LBGTİ bireylerin yürüyüş ile Müslümanların dini değerlerine saldırdıkları" görüşünü tekrarladı.
2005'te bir iş adamına 8 gün boyunca işkence yaptığı iddiasıyla gözaltina alınan Mincan, şunları söyledi:
"Biz Müslüman Türk milletiyiz, halkımızın yüzde 99'u Müslüman. Doğru, hoşgörü içinde yaşamalıyız ama bizim dini değerlerimizi yok sayarak, bizi hiçe sayarak bu yürüyüş yapılamaz. Biz, yarı çıplak şekilde ellerinde içki şişeleriyle birlikte ecdadımızın kanlarıyla sulanmış mübarek şehirde, kutlu şehirde böyle dolaşmalarını istemiyoruz. Biraz hukuk dışına çıkıyor gibi görünüyor ama hukuk dışına çıkılıyor diye algılamayın bunu. Ziya Paşa'nın sözlerini hatırlatırken bir tehdit yok. Bizim orada olacağımızı tepkili olacağımızı yürütmeyeceğimizi söylüyoruz. Onlar on bin kişi ise biz de on bin kişi orada olacağız, o koridoru kapatacağız, oturma eylemi yapacağız ve yürütmeyeceğiz. Onlar bize tepki gösterirse biz de tepki göstereceğiz. Ben gidelim Taksim'e sopalarla kovalayalım demiyorum. Bu cümleyi elinde sopa olarak algılamamak lazım, bir tepki olarak algılamak lazım."
"Elinde içki şişesi ile yarı çıplak yürümeyecek" sözlerini tekrarlayan Mican, açıklamalarının "devlete bir çağrı olduğunu" iddia etti:
"O zaman devlet şöyle bir önlem alsın, çağrı yapıyoruz, devlet ne yapacak, diyecek ki; yarı çıplak yürümeyecek, elinde içki şişesi olmayacak, böyle olursa istediği yerde yürüsün. Biz toplumun bir ferdiyiz, bizim fertler olarak o tür yaşantıya o görüntüye tepkimiz bu. Böylece bir dahaki sefere yapacakları zaman diyecekler ki biz bu halkın tepkisini çektik, onların da değerleri var saygı duymamız gerekir, eğer değerlerimize saygı duymuyorlarsa biz onların inandıklarına niye saygı duyalım. Bizim saygı duymamızı beklemesinler."