Bakan Eker katıldığı bir televizyon programında, çözüm sürecine ve Kobani provokasyonuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu:
Gıda tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker , Diyarbakır'a Almanya'dan gelen 5 kişinin çocuklara lastik yaktırıp haber yapmaya çalışırken yakalandıklarını açıkladı.
Bakan Eker, ciddi bir kaos planı olduğuna dikkat çekerek, "İki hafta öncesinden emniyet güçlerimizin birimlerine saldırılar yapıldı. Bitlis'te polis merkezi taciz edildi. O zamandan başlayan bir hareketlenme vardı. Amaç Kobani değilgerçekte çözüm sürecini sonlandırmak. Örgüt adına bir takım unsurların silah kullanma çağrıları oldu. Çözüm sürecini baltalamak adına çeşitli provokasyonlara sahne oldu. Sokak eylemleri meydana geldi. Eylemlerle ilgisi olmayan vatandaşlarımız katledildi. Derneklere saldırdılar. Sosyal medya üzerinden Hizbullah- PKK çatışması gibi yansıtılmaya çalışıldı. Bunlar olumsuzluktan, kandan, gözyaşından besleniyorlar. Son iki yıl içerisinde Diyarbakır'da hayat normale döndü. Uçaklarla çok sayıda turist gelmeye başladı. Diyarbakır'ın kültür varlığını, tarihi mekanlarını keşfettiler. İşletmeler memnun,gelen insanlar memnun. Ama bu huzur ortamından rahatsız olanlar insanların o bölgeye gelip yatırım yapmasını engellemek, esnafın işini büyütmesini engellemek isteyenleraslında barış ortamını zehirlemeye çalışıyorlar. Kobani'de IŞİD zulmetti.Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği bir husustur. Kobani'de öldüren Kürt, Diyarbakır'da öldürülen de Kürt. Kendinden olmayana asla tahammül edemiyorlar. Ambulansları yaktılar, kamuya ait binaları, elektrik, telefon tesislerini yağmaladılar" dedi.
KİRLİ BİLGİ YARATILARAK İNSANLAR SOKAĞA ÇEKİLDİ
"Bir ilçede yangın çıkıyor. İtfaiye çağırıyorsun yardım gelmiyor. Sokaklar yağmalanıyor, kaldırım taşları sökülüyor. İlgili kurumlar gerekli çalışmaları yapmaktan imtina ediyorlar. Çeşitli gerekçeler öne sürerek isteksiz davranıyorlar" diyen Bakan Eker, bunların kayıt altına alındığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Diyarbakır'a Almanya'dan gelen 5 kişi çocuklara lastik yaktırıp haber yapmaya çalışırken yakalandılar. Şuan bunlar gözaltında. 3 günde otuza yakın kurum, kuruluş,STK temsilcisiyle görüştük. Sosyal medya üzerinden bilgi kirliliği yaratılarak insanlar sokaklara çekildi.Son 30 yıllık bir süreçte hiç yaşanmayan huzur ortamı son iki yılda yaşanmaya başlandı. Bunu Kürtlere çok gördüler. Türkiye'nin en önemli sorununu çözmesinden rahatsız olan içeride bağlantılı olan uluslararası bir akıl, bir plan var. Türkiye meseleye bütüncül bir yaklaşımla bakıyor. Bölgenin huzuru, barış ortamı nasıl sağlanır? Yaşanan sorunların kaynağını ve çözümünü ortaya koyuyor. Ortadoğu'daki yüz yıllık sorunların çözümünü istemeyenler içerideki bağlantılarıyla birlikte hareket ediyorlar."
ÇÖZÜM SÜRECİ DEVAM EDECEK
"Bir sabotajla çözüm sürecinden vazgeçersek biz kaos planına ve aktörlerine de teslim olmuş oluruz" ifadesini kullanan Bakan Eker şunları kaydetti:
"Biz onları biliyor ve tanıyoruz. Bizden öncekilerden farkımız bu. Geri adım atmıyoruz. 1990'larda terör sorununun çözüleceğini dair bir adım atılmaya çalışıldığında Bingöl'de 33 erin şehit edilmesi olayını hatırlayınız.Türkiye Kobani'de, Ortadoğu'da yaşanan savaşla ve sorunlarla ilgili çabalarını sürdürüyor.Uluslararası alanda yapılması gerekenleri ortaya koyuyor. Bunlardan bir tanesi acil insani çözüm. Kobani'nin yaklaşık 200 bin nüfusu var. 180 bin kişi ülkemize geldi. Ben sınıra gittim. Kendim insanlarla konuştum. İlk gün ve Kurban bayramında da onlarla birlikte oldum. Kobani'den göç eden kardeşlerimizi ziyaret ettim. Kobani'de sivil insanın kalmadığı yönünde beyanlarda bulundular. En büyük yardım sürecini gerçekleştirdik. Işidi terör örgütü ilan eden Türkiye'dir. Türkiye bölgenin bütününü sebepleriyle birlikte ele almak durumunda. Uçuşa yasak bir bölgenin oluşturulması ile havadan ve karadan müdahale ile sonuç alabilirsiniz. Kapsayıcı ve kalıcı planlarla bu mesele çözülebilir. Yapılacak olan şu, Türkiye'nin elini güçlendirmek. Aksine kobani'yi unutturacak iş ve eylemler yapılmaya çalışılıyor. Pkk ve terör örgütünün eylemleriyle 33 vatandaşımız hayatını kaybetti. Çözüm sürecine zarar vermesine izin vermeyiz. Bizim sözümüz vatandaşımıza. Sürecin yasal altyapısını hazırladığımız günlerde bu olaylar meydan geldi. Geçtiğimiz Salı günü Bakanlar kurulunda alınan kararların hemen akabindeu2026 Çözüm sürecini bitirmeye yönelik planlardır dememin altında bunlar yatmaktadır."
BASKILARA KARŞI DURABİLMELİLER
Umudunu hep koruduğunu söyleyen Bakan Eker, şöyle devam etti:
"Umutlu olmak, barışı savunmak demek ölüme karşı hayatı savunmak demektir. Ben hayatı savunuyorum, yaşamayı savunuyorum. İnançla metanetle onlara karşı durmamız lazım. Kobani'de, herhangibir yerde mazlum varsa onların haklarını da savunmalıyız. Ama başka Kobanileryaratmamalı. Baskıyla, tehditle insanların susturulması nereye kadar gidebilir. STK temsilcileriyle konuştuğumda yüzlerinden bu baskıyı hissediyoruz. Demokratik haklarını kullansınlar mitingler yapsınlar ama vandallık yapmasınlar, yakıp yıkmasınlar. Hepimizin sağduyu çağrısı yapması lazım. Şiddete karşı duralım teröre karşı duralım. Bunu yapabilmeliler. Ambulansı yakıp yıkmaya sessiz kalmamalılar. Kürt kardeşlerimizin kültürel haklarını da geliştirilmesi yolunda adımlar atıyoruz. Seçimde vatandaşa bunu vadettik, vatandaş ta buna oy verdi".
Kaynak: İHA