Almanya''da camiler kapatılmak isteniyor

NEÜ Yabancı Diller Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Fatih Çolak, Dünden Bugüne Almanya’nın İslam Stratejisi’ni yönelik detayları paylaşarak, Almanya’nın yaptırımlarına göre tedbir almamız gerektiğini söyledi. Çolak, “Türklerin Almanya’da 1 milyona yakın oyu olmasına rağmen siyasette bir etkisi yok. Camilerin kapatılmak isteniyor, oruç, namaz, kurban, başörtüsü gibi dini vecibeler zorlaştırılıyor, aile birleşimi gibi konularda sorunlar çıkarılıyor” dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Necmettin Erbakan Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Fatih Çolak Almanya’nın İslam stratejini Birlik Vakfında masaya yatırarak, Almanya’nın tarih boyunca İslam’a yaklaşımının arka planını ortaya koydu. Almanya’da son dönemde cemaatler türediğini, Türkler arasında ise birliktelik olmadığını ifade eden Çolak, Türklerin Almanya’da 1 milyona yakın oyu olmasına rağmen siyasette bir etkisinin bulunmadığını, camilerin kapatılmak istendiğini, oruç, namaz, kurban, başörtüsü gibi dini vecibelerin zorlaştırıldığını, aile birleşimi gibi sorunlar çıkarıldığını söyledi. Çolak, Türkiye’nin, Almanya’nın yaptırımlarına göre tedbir alması gerektiğini vurguladı.

“Almanlar en azından iyi niyetli”

“Dünden Bugüne Almanya’nın İslam Stratejisi” konulu konferansta Almanların İslam stratejisi dendiği zaman akla Birinci Dünya Savaşı’nın geldiğini belirten Çolak, Germenlerin İslam ile ilk olarak 1097 yılında Birinci Haçlı Seferleri ile karşılaştığını söyledi. Almanların Haçlı Seferleri döneminde bir İslam stratejisi olmadığını, ilk İslam stratejisinin Birinci Dünya Savaşı’nda Max Von Oppenheim tarafından geliştirildiğini ifade eden Çolak, “Haçlı Seferlerinden sonra Kanuni dönemine kadar Almanlarla bir daha karşı karşıya gelmiyoruz. Osmanlı’da son dönemlerde ise hukuk, hastaneler Almanların elinde. Demiryollarını Konya’ya kadar Almanlar yapıyor. Osmanlı’da ‘Almanlar en azından iyi niyetli’ şeklinde bir düşünce oluşuyor” diye konuştu.

Almanlar göçmenlere kötülemeyi öğütlüyor

Çolak, tarihte silah alımı konusunda Almanlarla anlaşma yapıldığını kaydederek bunun etkileri hakkında şunları söyledi: “Eğer Almanlardan top, tüfek almasaydık Çanakkale’de halimiz ne olurdu? 1900’lerin başında da Almanya’ya işçi gidiyor ama esas 1961’de Almanya’ya göndermek üzere işçi anlaşması yapıyoruz. Almanlar daha sonra Osmanlı’dan kendi menfaatine kullanmak üzere 300 çocuğa eğitim ve burs veriyor. Bunların hepsi Birinci Dünya Savaşı’na Osmanlı ile birlikte girmek ve Osmanlı’nın gücünü kullanıp galip gelmek içindir. Almanlar Oppenheim Stratejisi ile esirlere çok iyi davranıyorlar. Burada propagandalar yürütüyor, kütüphane kuruyorlar. Hitlerin ordusunda 40 bini er olmak üzere 600 binden fazla Müslüman asker var. İşçilerimiz ilk gittiğinde onları hoş tutmaya çalışıyorlar. Türk çocukları için 1978’den itibaren Türkçe ve İslam dersleri veriyorlar. Ancak ne var ki, 70-80’lerin Almanyası ile şimdilerin Almanyası aynı değil. O dönemde Almanlar çocuklarına Türk arkadaşlarınıza iyi davranın derken, günümüzde tam tersini öğütlüyorlar. Bugün yine hasta bakımı için Türkiye’den 50 bin işçi çağırıyorlar. İlişkilerimiz ne yazık ki bu noktaya geldi.