Koronavirüs salgınında dünya genelinde ikinci dalga endişesi baş göstermişken, her fırsatta sosyal devlet anlayışıyla övünen Alman hükümetinden şaşırtıcı bir hamle geldi.
Geçtiğimiz mart ayında salgının patlak vermesinin ardından yurt dışında birçok noktada sıkışıp kalan 240 binin üzerinde Alman vatandaşı, hükümet tarafından tahliye edilmişti.
FATURALAR KESİLMEYE BAŞLADI
Almanya, çok tartışılacak bir karara imza attı. Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ücretsiz sanılan bu tahliye kampanyasının ardından vatandaşlara “fatura” kesilmesi öngörüldü.
Dışişleri Bakanlığı’ndan kiralanan uçaklarla evlerine getirilen Almanlara, 200 ila 100 euro arasında ücret tahsil edileceği açıklandı. Tahilye maliyetinin en az yüzde 40’ının karşılanması beklenen kampanyada, vatandaşların alındığı noktalara göre de ücret tarifesi olacak.
Sadece uçakla değil, kara yoluyla da getirilen vatandaşlar, bu uygulamaya dahil edilecek.
MESAFEYE GÖRE TAHLİYE PARASI
Hükümet, Kanarya Adaları, Kuzey Afrika gibi rotalardan yapılan tahliye işlemleri için uçuşlar için 200 euro tahsil ederken, Güney Amerika ve Asya'dan geri dönenlerden 600, Yeni Zelanda ve Avustralya'dan geri getirilenlerden ise 1000 euroluk “yolculuk” ücreti alacak.
TÜRKİYE KENDİ TAHLİYE ETTİKLERİNDEN ÜCRET ALMADI
Türkiye ise dünya üzerinde kendi vatandaşını tahliye eden ülkeler sıralamasında başta yer alıyor. Türkiye benzer uygulamaya sadace THY seferlerinde imza attı.
Devlet, kendi imkanlarıyla tahliye ettiği vatandaşlarından ücret talep etmedi.
Alman hükümetinin uyguladığı bu politika, vatandaşları şaşkına çevirmişken, bir şirketmişçesine “mesafeye göre ücret” uygulaması, eleştiri oklarının da hedefine oturdu.