Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının nehir ve akarsuları güvenle aşmasını sağlayan ve "transformer" benzetmesi yapılan Samur, Türk savunma sanayisinin ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olarak başarıyla görev yapıyor. Projeyi gerçekleştiren ve bu alanda sayılı firma arasına giren FNSS, gelecek dönemde ihracat hedefliyor.
TSK envanterinde bulunan köprücülük teçhizatının çok ağır ve hantal malzemelerden oluşması eğitimler, malzemenin nakliyesi ve kurulumunda zorluklara yol açıyordu. Ayrıca bu durum çok fazla personel gereksinimi yaratıyordu. Söz konusu nedenlerle modern orduların envanterinde bulunan yeni nesil köprülerin bir an önce silahlı kuvvetlere kazandırılmasına yönelik çalışmalara başlandı.
Yürütülen çalışmalar sonunda ortaya Türk savunma sanayisinin kara araçları alanında ilk özgün tasarım ve geliştirme projesi olan "Samur" çıktı. Samur Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü, TSK'nın taktik harekat ihtiyaçlarına uygun olarak muharebe sahasında sulu açıklıklardan süratle ve emniyetle geçişi sağlayacak bir nakliye takımı ve köprü sistemi olarak tasarlandı. Samur'un, suda hafif, karada dayanıklı olması için özel malzemeler seçildi ve özel teknikler uygulandı.
Samur, binlerce parçadan oluşan karmaşık bir sistem olmasına rağmen, arayüzü sayesinde kolayca kullanılabiliyor. Suda ise bir "joystick" ile idare edilebiliyor ve 360 derece her yöne hareket ettiriliyor.
Milli imkanlarla tasarlanan "Samur"ların 12'sinin bir araya gelmesiyle yaklaşık 25 dakikada 150 metre uzunluğunda bir köprü oluşturuluyor ve araçların kıyılar arası geçişine olanak sağlanıyor.
Sınıfındaki en hızlı hücum köprülerinden biri olan Samur sisteminde, 5-6 dakika gibi kısa sürede araçlar ayrılıp kendi başlarına karşı kıyıya çıkabiliyor.
Başlangıçtan itibaren tümüyle Türk mühendisler tarafından TSK'nın ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda üretilen Samur, silah ve yedek parça tedariki bakımından dışa bağımlılığı azaltması yanında ekonomiye fayda sağladı.
BARAJDA TEST EDİLDİ
Samur'un üretiminin ardından test için uygun ortam bulunmakta güçlük çekildi. Test için gerekli hızlarda akan bir nehir bulunamayınca yapay olarak uygun test ortamının sağlanması için arayışlara girildi. Sonunda Kesikköprü Barajı'nda savakların açılarak ihtiyaç duyulan akıntı hızının sağlanabileceği değerlendirildi ve ücret ödenerek test gerçekleştirildi.
Türk savunma sanayisi açısından birçok ilki barındıran Samur'un ortaya çıkış süreci FNSS tarafından belgesele dönüştürüldü. Belgeselde projede görev alan isimler bu süreçte yaşadıklarını ve deneyimlerini anlattı.
HAZIR ALIMDAN YERLİ ÜRETİME
FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, Samur'un heyecan verici ve önemli sorumluluk içeren bir proje olduğunu söyledi. Bu ihtiyacın başlangıçta hazır alımla yurt dışından karşılanmasının planlandığını belirten Kurt, şöyle konuştu: "Dünyada bunu üreten bir tek Almanlar var. Bir Alman firması hem tasarımını hem üretimini üstlenmişti. Bu sistemin içeride yapılıp yapılamayacağı incelendi. Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) bizimle de istişare halindeydi. Bir telefon geldi, "Böyle bir şey yapabilir misiniz?" diye. 2 günlük çalışma sonucunda "Evet" yanıtını verdim. İki aylık süreçte detaylı fizibilite çalışması hazırlandı ve o rapor SSB'yi ikna etti. Ondan sonra yurt dışı alımı durduruldu ve ihaleye çıkıldı. İhaleye iki firma katıldık. FNSS beklendiği gibi bu ihaleyi kazandı. Yurt dışından hazır alıma oranla yaklaşık yüzde 30 tasarruf sağlanmış oldu."
"ALMANLAR DESTEĞE YANAŞMADI"
İhaleyi aldıktan sonra benzer platformları yapan Alman firmasının yöneticisiyle aralarında geçen diyaloğu da anlatan Kurt, şunları kaydetti: "Avrupa'da bir iş seyahatine çıkıyordum. Bir telefon geldi. Almanya'da bu işi yapan firmanın genel müdürü benimle görüşmek istediğini söylüyordu. Bir fırsat yaratıp Münih Havalimanı'nda kendisiyle buluştuk. Merhabalaştıktan sonra ilk sözü 'Siz ne yapıyorsunuz?' oldu. Şaşırtıcı bir soruydu. Enteresan bir konuşma geçti aramızda, 'Kaç yılda bitecek bu proje?' dedi. 'Yaklaşık 6 yıl.' dedim. '6 yılda tasarımı ve 52 aracın üretimini yapacağınızı mı düşünüyorsunuz?' dedi, 'Evet' yanıtını verdim. '6 yılda bir tane bile araç yapamazsınız. Biz 40 yıldır bu işi yapıyoruz, nelere mal olduğunu, nasıl bir tecrübe, bilgi birikimi gerektirdiğini biliyorum, hiçbir şey yapamazsınız.' dedi. 'Peki bunları söylemek için mi çağırdın beni?' dedim. 'Hayır, bunları tabii ki söyleyeceğim ama bir önerim var.' dedi. 'Nedir?' diye sordum. 'Bizden alın bunları, verin Türkiye'ye.' dedi. 'Kahve, çay için teşekkür ederim ama bu bir opsiyon değil, bu bir özgün tasarım projesi. Bunun altına elimizi koyduk ve başaracağız. Destek vermek isterseniz konuşabiliriz.' dedim. Tabii ki Almanlar desteğe yanaşmadılar. 'Tamamen hazır alın'a getiriyorlardı. Bu bizim için bir opsiyon değildi. Tabii ki reddettik."
Bu diyaloğun 2 hafta rüyalarına girdiğini dile getiren Kurt, "Bu zorlu projeden yüzümüzün akıyla çıktık. Bütün bu başlangıç korkularını, zorluklarını bir bir yenerek gerçekten Türk savunma sanayisinde, kara sistemlerinde örnek teşkil eden ve bilahare özgün tasarımların da fazlasıyla önünü açan çok önemli bir projeydi, layıkıyla yerine getirdik." dedi.
FNSS, Samur'un ortaya koyduğu performansla bu araç sınıfında dünyadaki sayılı firma arasına girdi. Şirket, söz konusu platformla Türkiye'deki başarısını uluslararası alana taşımayı ve ihracatı hedefliyor.