DEMHAT DEMİR
Gezi Parkı'nda başlayan barışçıl eylemler, aşırı uçların ve yabancı devlet ajanlarının provokasyonları sonucu olaylar çığırından çıktı. Göstericiler polislere saldırdı. Kamu mallarına zarar verdi. Eylemlerde ilk belirlemelere göre 280 işyeri, 6 kamu binası, 103 polis otosu, 207 özel araç, bir konut ve polis merkezi ile 11 AK Parti binası zarar gördü.
Öğrencileri alana sürüyorlarKoç Üniversitesi başta olmak üzere dış bağlantılı sermayelerin sahip olduğu üniversiteler, öğrencileri Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemlere katılmasını destekliyor. Bu üniversitelerdeki akademisyenler ise öğrencilerin sınavlarını erteleyip, eylemlere katılmasına olanak sağlıyor. Medya eliyle eylemleri körükleyen bu güçler, kazandıkları faizlerle gelirlerini her gün katlıyor.
O vakıflar görevde!Türkiye'de faaliyette bulunan Alman Vakıfları, burs verdiği öğrencileri eylemlere katılması için çağrıda bulunduğu iddia ediliyor. Türkiye'deki birçok toplumsal eylemlerde aynı rolü üstlendiği ileri sürülen bu vakıfların sicilleri ise oldukça kabarık. Faili meçhuller, şiddet örgütlerine kara para aktarmak, siyasal partileri şekillendirmeku2026
Çevreci eylemler bahaneBergama ve Karadeniz'de yaptıkları sözde çevre eylemleriyle bölgeye yapılacak olan yatırımlara engel olan Alman Vakıfları, Güneydoğu'da şiddeti artırmak için yapılan eylemlerde aktif rol üstlendiği biliniyor.
BDP üzerinden PKK'ya yardımBaşbakan Erdoğan'ın 2011 yılındaki "Bazı Alman vakıfları BDP'li belediyeler üzerinden PKK'ya para aktarıyor" sözüleri; gözlerin, Türkiye'deki Alman vakıflarına çevrilmesine yol açmıştı. Heinrich Böll Vakfı, Kondrad Adenaur Vakfı, Friedrich Ebert Vakfı, Friedrich Naumann Vakfı mercek altına alınmıştı. Özellikle Heinrich Böll Vakfı'nın Güneydoğu, Kondrad Adenaur Vakfı'nın Çukurova faaliyetlerinin ele alınmıştı.
Vakıflar DGM'de yargılandıErdoğan'ın 2011 yılında yaptığı açıklamanın 10 yıl öncesinde "Alman vakıfları" konusu tekrar gündemdeydi. "Alman vakıfları" konusu, on yıl önce ülkeyi kasıp kavuran ulusalcılık rüzgarında sıkça gündeme gelmiş, hatta dünyaca ünlü Alman vakıfları "casusluk" suçlamasıyla dönemin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde yargılanmış ve aklanmıştı.