KORAY TAŞDEMİR/İSTANBUL
Ortadoğu Uzmanı Dr. Abdullah Manaz, Almanya başta olmak üzere kimi Avrupa devletlerinin Türkiye'ye yönelik yaklaşımlarını ve dünya siyasetindeki Alman etkisini Milat'a değerlendirdi. Manaz, 'II. Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Almanya, o yıllardan bu yana derinden sürdürdüğü yeniden yapılanmasında çok önemli bir aşamaya geldi. Alman ekolü diriliyor. PKK'nın siyasi başkenti Almanya, FETÖ'nün medya karargahı Almanya'nın uydusu Hollanda'dır' dedi.
Trump'ı onlar seçtirdi
Trump'ın, Alman kökenli Amerikalıların ve Alman ekolünün desteği ile işbaşına geldiğine vurgu yapan Manaz, 'Bunu takriben Almanya bütün bölgelerde dünya politikasına müdahaleye başlamıştır. NATO'nun tartışmaya açılması ve fonksiyonunun sona erdiği iddialarının gündeme getirilmesi, NATO'dan sonra Almanya'daki nükleer silahların Almanya'ya devrinin ve Almanya'nın kendi bağımsız ordusunu büyütmesinin gerektiği gibi birçok önemli gelişme Almanya'nın siyasi ve askeri olarak dirilişinin göstergeleridir' dedi. Manaz, İngiltere'nin, Avrupa'da gelişen Alman hegemonyasına karşı, Obama'nın seçileceğinden ve gelecekte ABD-İngiltere ortaklığının gelişeceğinden emin olarak Brexit kararı almasının ve buna Almanya'nın sessiz kalmasının sebepsiz olmadığın dile getirdi.
İsrail'i yönlendiriyorlar
1. Dünya Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Almanya'nın o yıllardan bu yana derinden sürdürdüğü yeniden yapılanmasında çok önemli bir aşamaya geldiğine vurgu yapan Manaz, 'Savaştan sonra bütün dünyaya yayılan Nazi subaylarının oluşturduğu ODESSA örgütü ile CIA'nın da kurucusu olan Gehlen'in organizasyonuyla sahte kimliklerle özellikle İslam dünyasına ve Ortadoğu'ya yayılan ve özellikle Holocoust'ta katletilen Eşkenaz Yahudilerinin kimlikleriyle İsrail'e göç ederek İsrail siyasetini de yöneten büyük bir Alman örgütlenmesi vardır' dedi.
İngilizler işin farkında
Manaz, İngiltere ve kısmen de Fransa'nın bu durumun farkında olduğuna değinerek 'Rusya'da Putin ve O'nun Sovyet varlıklarını peşkeş çektiği Yahudi Oligarklar içerisinde de bu Alman ekolünün elemanları bulunmaktadır. Bilindiği gibi Eşkenazlar, Alman Yahudisi olarak kabul edilirler ve Almanca konuşup Alman kültürüyle büyümüşlerdir. II. Dünya Savaşı'nda Sefaratların ülkeyi terk etmesine izin verildikten sonra katledilen Yahudilerin neredeyse tümü Eşkenaz'dır' diye konuştu.
İran istihbaratını kurdular
Manaz, Cezayir'i kan gölüne çeviren büyük radikal örgütlerin hepsinin Güney Almanya'da ofisleri bulunduğuna dikkat çekerek 'Almanya, sadece Avrupa'da değil Kuzey Afrika'da da İngiltere ve Fransa'ya birçok egemenlik alanını kaybetmişti. Mısır ve Ortadoğu, Almanya'nın en önemli hedefleriydi. Hala Afganistan'da, Kazakistan'da bir Alman egemenlik alanı kurmak için büyük bir faaliyet içindeler. Aynen Almanlar gibi Arian olmakla övünen İran Farisileri ile Almanya arasındaki sıkı işbirliğinin ideolojik kökleri vardır ve 1990'lı yıllarda İran İstihbaratı'nı ve bütün dünyadaki Hizbullah örgütlenmelerini yeniden kuran Alman İstihbarat Teşkilatı'dır. Türkiye'deki önemli suikastların Uğur Mumcu, Gaffar Okkan, Hablemitoğlu ve diğerlerinin arkasında bu teşkilat vardır' diye konuştu.
PKK'nın başkenti Almanya
PKK Terör Örgütü'nün siyasi başkentinin Almanya olduğunu söyleyen Manaz, Hollanda'nın da FETÖ'nün medya karargahı olduğunu belirtti. Manaz, 'FETÖ, sosyal medyada Amsterdam'dan yönetilen yoğun bir propaganda faaliyeti yürütmektedir. Hollanda, Avusturya ve Belçika temelde Almanya'nın uydu devletleridir ve Almanya'nın bütün gayrı meşru faaliyetleri bu ülkelere havale edilir. Ortadoğu'nun en büyük Uyuşturucu Koridoru'nu yöneten PKK Terör Örgütü'nün Avrupa Merkezi de Amsterdam'dır ve uyuşturucu paraları Hollanda bankalarınca aklanır. Türkler bu olayların farkındadır ve Türkiye Emperyalizmin önündeki en önemli engeldir' ifadelerini kullandı.