Ali Erbaş''a destek yağdı!

İnsan Hakları Derneği, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın cuma hutbesinde Kur’an-ı Kerim’den okuduğu ayetler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Erbaş''a sosyal medyadan destek yağdı.

İnsan Hakları Derneği, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın cuma hutbesinde Kur’an-ı Kerim’den okuduğu ayetler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Erbaş'a sosyal medyadan destek yağdı.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop, "Diyanet İşleri Başkanımızın şahsına ve özellikle onun şahsı bahane edilerek İslam’a yapılmaya çalışılan saldırıyı şiddetle kınıyorum.Hukuk adına konuştuğunu iddia edenlerin, liyakat ve samimiyetten yoksunlukları apaçık ortadadır" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Zamanı ve mekanı yaratan Allah’ın hükmüne dil uzatanlar bu dünyada da ahirette de hüsrandadır. İlahi hükmü dile getiren #AliErbaşyalnızdeğildir" ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun da "İnsana kâinatta hak ettiği değeri göstererek, evvelimizi ve ahirimizi kul olmanın idrakiyle aydınlatan yüce dinimiz İslâm’ın kaideleri, Ali Erbaş hocaya münasebetsizce saldıranların keyiflerine göre sorgulanacak kaideler değildir" dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "İslami değerleri dile getirdiği için Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş hakkında, Ankara Barosu’nun yaptığı faşist açıklama tam bir terbiyesizliktir. Faşizmin en küstah ve terbiyesiz hallerinden birinin bir baro adına yapılan açıklamada görülmesi ibretliktir" dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise, "Diyanet İşleri Başkanımız, Sayın Hocamız #AliErbaşYalnızDeğildir Allah’ın emirlerini, yasak kıldıklarını anlatan, Allah’ın izniyle hiçbir zaman yalnız olmayacaktır. Hocamıza yapılan alçak saldırıları kınıyorum" ifadelerini kullandı.

ADALET BAKANI GÜL'DEN AÇIKLAMA

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, şu açıklamayı yaptı:

"Diyanet İşleri Bakanı Sayın Ali Erbaş’ın Cuma hutbesinde naklettiği dini hükümler nedeniyle Ankara Barosu’nun rahatsızlığını ifade eden ve yer yer haddi zorlayan açıklamasını esefle karşılıyorum.

Anayasa’nın 24. maddesinde ifadesini bulan dini inanç, vicdan ve kanaat hürriyetinin herkes gibi bir din adamı tarafından da kullanılmasında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Üstelik bu din adamı, anayasal bir kurum olan Diyanet İşleri’nin başı olarak İslam dininin hükümlerini seslendirmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın dini bilgi ihtiyacına, suallerine ve tereddütlerine cevap vermesi son derece doğal ve her şeyden önce bir kamu görevidir.

Sayın Ali Erbaş’ın ifade ettiği hususlarla ilgili bir nefret suçu teşhisi koymak en hafif tabirle hukuki cehalettir. Bu topraklarda her sesten, her kökten, her inanıştan insan, yüz yıllardır barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşamış ve yaşamaya devam edecektir. Çok açıktır ki, Ali Erbaş Hocamızın hitabında bu birlikteliğe kasteden hiçbir ifadesi, iması ve beyanı yoktur.

Ankara Barosunun bu açıklamalara yönelik yakıştırmaları bizi bir arada tutan değerlerle de demokratik ilkelerle de ne yazık ki uyuşmamaktadır. İnanç ve düşünce hürriyetinin anlamını herkesten iyi bilmesi gereken bir meslek örgütünün farklı bir düşünceye karşı yaptığı bu talihsiz açıklama, zihinlerinde bulunan faşist refleksi de bir kez daha ifşa etmiştir. Böylesi tek tipçi, ötekileştirici, tahakkümcü yaklaşımlar, herhangi bir hukuki dayanaktan yoksundur.

İçinde bulunduğumuz salgın günlerinden tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir dayanışma ruhu sayesinde en az kayıpla çıkmaya hazırlanan ülkemizde, modası geçmiş, katı pozitivist anlayışın halkımız nezdinde bir karşılığının olmadığı açıktır. İtibarını yükseltmek için başkalarının itibarına saldıranların karşısında Anayasamız, milli değerlerimiz ve demokrasimiz bulunmaktadır.

Bu düşüncelerle söz konusu Baronun ifade ettiği hususların, köklü bir hukuk kurumuna yakışmadığını düşünüyor, açıklamayı esefle kınıyorum."