Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Bengisu Ay, Asya kaplanı sivrisineğinin Afrika, Asya ve bazı Avrupa ülkelerinde bulunduğunu, Türkiye'de ise Batı Karadeniz bölgesinde görülebileceğini belirtti.
Sivrisinek ısırığının ardından şiddetli kaşıntı, kabarıklık, sivilce benzeri şişlik ve plak şeklinde görüntü oluşabileceğine dikkat çeken Ay, Asya kaplanı sivrisineğinin Dang humması, sarı humma, chikungunya, Zika ve Batı Nil virüsü gibi hastalık etkenlerini taşıdığını ifade etti.
Bu hastalıkların ülkemizde nadir görülen türler olduğunu, ancak istilacı sivrisineklerin yayılmasıyla birlikte sıklığında artış yaşanabileceğini aktaran Ay, Alerjik bünyesi olan kişilerde, ciddi alerjik reaksiyonlara yol açabilecek boğaz şişmesi, yaygın kurdeşen, bayılma veya hırıltı gibi belirtiler görülebileceğini de ekledi.
Isırıkları diğer sivri sineklere göre daha şiddetliAy, Asya kaplanı sivrisineğinin Türkiye'deki diğer sivrisinek türlerinden farklı bir vücut yapısına ve biyolojiye sahip olduğunu vurgulayarak, bu nedenle ısırık sonrası cilt reaksiyonlarının daha şiddetli olabileceğini açıkladı.
Sivrisineklerle mücadelede iki aşama olduğunu belirten Ay, birincisinin kamu kuruluşlarının alacağı önlemler, ikincisinin ise bireylerin alması gereken önlemler olduğunu söyledi. İlaçlama, kontrolsüz su birikintilerinin yok edilmesi ve çevre temizliği gibi önlemlerin alınması gerektiğini ifade eden Ay, insanların evlerinde sineklerin girmesini önlemek için pencere teli, cibinlik gibi bariyer önlemleri alması gerektiğini ve sivrisineklerin yoğun olduğu saatlerde dışarıda bulunmamaları veya vücutlarında koruyucu ürünler kullanmaları gerektiğini belirtti.