Akşener için İmamoğlu kavga ve pazarlık aparatı

Altılı masada çatlağın oluşmasının bile masadaki bileşenlerin iradelerine bağlı olmadığını ifade eden Mücahit Birinci, "İsteseler de istemeseler de birlikte yürümeye mecburlar. Akşener, Kılıçdaroğlu'nun önünde pazarlık şansını yükseltmek için İBB'nin başındaki zatı bir kavganın ve pazarlığın aparatı olarak kullanıyor." dedi.

HABER: ÖZLEM DOĞAN

CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen hapis kararı sonrası İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’le kucaklaşan İmamoğlu Saraçhane’de şov yaptı. Göreve geldiği günden beri İstanbul’da toplu taşıma sistemini felç eden, şehir selle karla boğuşurken tatile çıkan İmamoğlu halkın gözünde başarısızlığa uğramıştı. Bir sonraki seçimde kendisinin hiçbir şansı olmadığını seçmenleri dahi konuşurken gelen mahkûmiyet kararına sımsıkı sarılan İmamoğlu’nun ve altılı masanın tutumunu, muhalefetin seçim stratejisini, 2023 seçimlerine yaklaşırken hükümetin yeni atılımlarını, enflasyona karşı alınan önlemleri AK Parti MKYK üyesi Avukat Mücahit Birinci Milat’a değerlendirdi.

SEVİNÇ YUMAĞI OLDULAR

Mahkûmiyet kararıyla birlikte İmamoğlu ve Akşener’in bir sevinç yumağı haline geldiğini belirten Birinci, “Birbirlerine çak yapıp içlerine sığmayan coşkuyu örtemeyerek sarıldılar. Bu fabrikasyon mağduriyetin sonuçlarından nemalanmak istiyorlar. Mağduriyetin sosyolojik temelleri olur. Sadece bir şiir okuduğu için hapse giren Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemde eşinin başörtüsünden dolayı Nejat Uygur’u GATA’da ziyaret edememesi sosyolojik bir mağduriyettir. Muhtemelen bozulacak olan bir mağduriyet kararının toplumda karşılığı olmaz” diye konuştu.

YANDAN YEMİŞ BİR KOPYA

Meral Akşener’in Ekrem İmamoğlu hakkında verilen hapis kararını Recep Tayyip Erdoğan’ın şiir mahkumiyetiyle kıyaslamasına değinen Birinci, “Olayları zamandan ve mekândan koparıp benzerlik oluşturma çabası gülünç. Biri sövmüştür, diğeri şiir okumuştur. Cumhurbaşkanımız ilk defa taklit edilmiyor, çünkü siyasetin ortasında dev bir kütlesi var. Bütün hikayeler Cumhurbaşkanımızın hikayelerine, bütün duruşlar da Cumhurbaşkanımızın duruşlarına benzetilmeye çalışılıyor. Bu tür yandan yemiş kopyalar aslını yaşatıyor” ifadelerini kullandı.

AYAK OYUNLARINA MİLLET KANMAZ

Halk TV’de bir tek zil takıp oynanmadığı kalan beyanlarda bulunulduğunu söyleyen Birinci sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Yarın içeri alırlar bunu’ sözleriyle hiçbir hukuki dayanağı olmayan, sadece mağduriyet devşirmeye ve olmayan zulmü varmış gibi göstermeye yönelik yayınlar yaptılar. Bu, masadaki kavganın şiddetlenmesiyle alakalı bir durum. Karşı taraftaki yapı sadece polemiklerle ve ayak oyunlarıyla hiçbir icraat sergilemedikleri gibi hiçbir icraat vaadi de olmayan bir şeklide ilerliyor. Aziz milletimiz bunların faturasını sandıkta çok net kesecektir.”

PAZARLIK APARATI OLARAK KULLANILIYOR

Altılı masanın ne zaman biteceğine altılı masayı oluşturan iradenin karar vereceğini kaydeden Birinci, “Altılı masada çatlağın oluşması kendi iradelerinde değil. İsteseler de istemeseler de birlikte yürümeye mecburlar. İyi Parti genel başkanının desteğinin siyaseten samimi olmadığı kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu’nun önünde pazarlık şansını yükseltmek için aparat olarak kullandığı görüşündeyim. İBB’nin başındaki zatın şu an bir kavganın ve bir pazarlığın aparatı olarak kullanılıyor” dedi.

KÖKLERLE KAVGA EDİLMEMELİ

Geleceği inşa etmek için köklerimizle kavga edilmemesi gerektiğini söyleyen Birinci sözlerini şöyle sürdürdü: “Osmanlı’nın gücüne ve hakimiyetine bakınca öğrenme, ders alma ve devlet yönetim şeklinde iyi taraflarını almaya çalışma şeklinde bir sistem organize etmeliyiz. Bunu 20 yıllık süre zarfından Türkiye Cumhuriyeti devlet bürokrasisinde o sahiplenmeyi net bir şekilde görüyorum. Bu bizi ileriye götürür, Avrupa ve dış ülkeler gözünde de saygın kılar. Her fırsatta, direnme kabiliyeti olduğu halde Ankara hükümetinin önünü açıp giden Vahdettin’e hain diyenlerin tarihe bakış açısının çarpık olduğu net. Yakın tarihimize karşı agresif bir düşmanlık sergiliyorlar.”

İTTİHATÇILIK SİYASİ İNTİHARDIR

İttihat ve Terakki’nin Osmanlı’nın son dönemlerinde iyi işler yapmadığını belirten Birinci, “Saray darbesi şeklinde bir hadiseyle başa geldiler. Şiddeti enstrüman olarak kullandılar. Dış politikada son derece acemi bir çizgi ortaya koydular. Faydadan çok zarar getirip Osmanlı’nın çöküşünü hızlandırdılar. Aralarında bu topraklardan olmayan insanlar ve azınlıklar var. Sahada onların sloganlarını atıp bunu da bilinçli yapıyorlarsa bu siyaseten iyi bir şey değil. Fakat ben bu kişilerin tarihle alakalı okumaları olduğunu sanmıyorum. İttihat ve Terakki’yi kendilerine örnek alıyorlar ve mensubiyetlerini belirtiyorlarsa burada ciddi problemler var demektir. Bile isteye o günlerin hatırlatılması siyasi bir intihardır” ifadelerini kullandı.

MİLLETİMİZİ VESAYETÇİLERE EZDİRMEYECEĞİZ

1930’lardan beri başörtüsü ve ezanla uğraşırken yıllarca MGK’nın tek gündeminin de irtica ve başörtüsü olduğuna dikkat çeken Birinci, “Yüz yıla yaklaşan Cumhuriyet tarihinde hiçbir şey yapılmamıştı. Biz yirmi yılda neredeyse bu tarihin toplamında yapılanların neredeyse iki katı yatırım yaptık. Tüm hizmetlerimizi engellemelere, kapatma davalarına, kalkışma ve darbelere rağmen yaptık. Milletimizi vesayetçi yapılara ve sözde meslek teşekkülleri gibi örgütlenmiş yapılara ezdirmeyeceğiz” diye konuştu.

YILBAŞINDAN SONRA İYİLEŞME GÖRÜLECEK

Tüm dünyada savaştan kaynaklanan ciddi etkiler yaşandığını kaydeden Birinci sözlerini şöyle noktaladı: “Koronavirüsün hemen arkasından savaş da gelince arz talep dengesi bozuldu, enflasyonu tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de yükseltti. İlk hedefimiz enflasyonun düşmesidir. Vatandaşımızı kira artışlarına mağlup etmemek için gerekli düzenlemeyi yaptık. Kira artışını yüzde 25’in üzerinde yapanlara karşı sulh hukuk mahkemeleri vatandaşımızın yanındadır. Vatandaşımız yılbaşından sonrasını beklesin. Enflasyonun nasıl düştüğünü görecekler.”