Ezgi ÇELİKANKARA
Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM), Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde “EastMed (Doğu Akdeniz) Boru Hattı Projesi- Söylemler ne kadar gerçekçi” başlıklı bir panel düzenledi. TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail arasındaki EastMed Boru hattına yönelik anlaşmanın uluslararası geçerliliğinin olmadığını belirterek, “Projeye yönelik maliyet, hukuki anlaşmalar, güvenlik ve hedef piyasa gibi detayların tam olarak netleşmiş ve ortaya konulmuş olması gerekiyor, aksi takdirde sadece söylemler tekrar ediliyor” dedi.
Yatırım oldukça maliyetli
1900 kilometrelik EastMed boru hattı projesinin 1300 kilometresinin deniz altından geçmesinin planlandığını, ancak böyle bir yatırımın oldukça maliyetli olduğunu dile getiren Akyener, "Bu boru hattının maliyetinin 16,28 milyar dolar seviyesinde hesaplandığı söyleniyor. Böyle bir maliyetle gazı sadece Yunanistan’a götürüyorsunuz. Buradan İtalya’ya taşımanız gerekiyor. Bu da ekstra bir maliyet gerektiriyor. Bu maliyetler gazın fiyatında artışa neden oluyor. Böyle bir durumda piyasadaki Rus gazıyla yarışmanız mümkün olmuyor” ifadelerini kullandı.
Mısır’ın denklemde yeri yok
EastMed projesinde ihracat senaryoları ve potansiyel hacimler konusunun net olmadığını anlatan Akyener, araştırmalara göre bölgede 3,5 trilyon metreküplük bir gaz rezervi olduğunu belirtti. Akyener, “Toplam rezervin 2,8 trilyon metreküpü Mısır sahasında bulunuyor. Mısır'ın aslında Doğu Akdeniz’deki denklemlerin dışında tutulması gerekiyor. Çünkü Mısır, bölgedeki doğal gazın üretimini kendi yapacak, kendi LNG tesislerinden istenilen piyasalara gönderecek. Ancak, Mısır, siyasi ve diplomatik olarak toplantılara ve söylemlere katılıyor olsa da Mısır'ın bu denklemde yeri yok. Çünkü doğalgaz çıkarıldıktan sonra Mısır’ın 2020 ve 2035 yılları arasında yeteri kadar boş LNG kapasitesi olmayacak. Bulunan gazın depolama problemi ortaya çıkacak. Gazın Avrupa'ya gitmesi açısından sorunlar gözüküyor” dedi.
İmza törenleri yeni değil
Üç yıldır farklı söylemlerle masaya getirilen imza süreçlerinin yeni olmadığına dikkat çeken Akyener, sürekli sürekli farklı iş birliği anlaşmalarının piyasaya çıktığını dile getirdi. Akyener, “Avrupa Birliği’nden 2 milyon avroluk bazı ön mühendislik araştırma aktivitelerinin kısmen gerçekleştirilmesi için destekler sağlanıyor. Tabii ortada çok fazla soru işareti var. Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail arasındaki EastMed Boru hattına yönelik anlaşmanın uluslararası geçerliliği yok. Projeye yönelik maliyet, hukuki anlaşmalar, güvenlik ve hedef piyasa gibi detayların tam olarak netleşmiş ve ortaya konulmuş olması gerekiyor, aksi takdirde sadece söylemler tekrar ediliyor” şeklinde konuştu.