AK Parti'nin yol hikayesi...

İşte AK Parti'nin yol hikayesi...

Yıl 2001u2026

Tüm dünyada yeni binyıl büyük umutlarla bekleniyordu. Türkiye'de ise karamsarlık ve kaos hakimdi. Ekonomi çökmüş, ülke krize sürüklenmişti.

Koalisyon hükümetleri işlevini yitirmiş, siyasiler her gün ortaya çıkan sorunlara çözüm bulmak yerine, suçu birbirine atma yarışına girişmişti. Yurt dışından getirilen "ithal" bakanlar günü kurtarmaya çalışıyor, milletimiz hastane sıralarında, maaş kuyruklarında eziyet çekiyordu.

Esnaf kapanan kepenklerinin hesabını sormak için Başbakanlık önünde yazar kasa fırlatıyordu. Ülkenin en yetkili makamlarında bulunan kişiler milletin içine düştüğü karanlık günlere çözüm getiremiyor, basına birbirlerini suçlayan demeçler vermekten başka bir şey yapmıyorlardı.

Her alanda büyük potansiyel taşıyan bir milletin; emekleri, çabası, yılları ve yarınları siyasi çekişmelerle, koalisyon hükümetinin umursamaz tavırlarına kurban ediliyordu.Siyasi, sosyal ve ekonomik alanlardaki durumun vehameti gün geçtikle artıyor, milletimizin umudu da sabrı da tükeniyordu.

İşte böyle bir ortamda "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyerek yola çıkan Ak Parti, 14 Ağustos 2001 yılında resmen kuruldu.

O gün, "Milletimizin bahtı ak olsun" diye edilen yemindi.

O gün, temelini milletimizin attığı, tabelasını milletimizin astığı Ak Parti'nin kurulduğu gündü.

Milletin adamı R. Tayyip Erdoğan, "Erdemliler Hareketi" olarak tanımladığı Ak Parti'nin kurucu genel başkanı oldu. R. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşlarımız tarafından heyecanla karşılandı. Milletimiz, geleceğini kendi iradesi ve öz kaynakları ile inşa etmenin izini sürmekteydi. Kurulduğu ilk günden bu yana milletin umudu olan Ak Parti'yi millet bağrına bastı.

Bu umut ışığını gören hain odaklar kumpas kurmaya daha o günlerde başladı ve okuduğu bir şiir yüzünden hakkında mahkumiyet kararı verilmiş olan liderimiz R. Tayyip Erdoğan, aynı gerekçeyle "siyasi yasaklı" ilan edildi. 20 Eylül 2002 günü tarihe kara bir leke olarak geçti. Ama önümüze konulan engeller bizi hiçbir zaman yıldırmadı.

O günden beri engellere aldırmadan, zorluklardan kaçmadan, baskılardan korkmadan doğru bildiğimiz yolda ilerledik. Milletimizin her seçimde partimize gösterdiği teveccüh ile kararlı bir şekilde yolumuza devam ettik.

"Yakın Işıkları Türkiye Aydınlansın!"

Türkiye'yi aydınlatmak için yola çıkan kutlu davanın erleri olarak 3 Kasım 2002 Genel Seçimleri'ne girdik. Gece gündüz demeden tüm Anadolu'yu gezdik, insanımızla kucaklaştık. Çünkü biz gücümüzü milletten alıyor, hizmet aşkı ile yürüyorduk.

Milletimiz bu azmi ve hizmet aşkını karşılıksız bırakmadı. Bağrından kopup gelen, ülkesinin sorunlarını iyi bilen ve çözüm odaklı projeler ile karşısına çıkan bu yeni oluşuma yetkiyi verdi. Ak Parti olarak "Tek Başına İş Başına" diyerek girdiğimiz ilk genel seçimden %34,28 oranında oy aldık ve tek başına iktidara gelerek millete hizmet etmeye başladık. Ankara'ya hapsolmadık, masa başında oturmadık. Sadece seçimden seçime değil, her daim milletimizin yanında olduk. Siyasetimizin merkezine insanımızı yerleştirdik.

58.Hükümet Sayın Abdullah Gül'ün Başbakanlığında kuruldu. Kurucu liderimiz R. Tayyip Erdoğan ise Genel Başkan olarak dünyanın dört bir yanında temaslarda bulundu. Türkiye'yi gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen ülke yapma hedefiyle gecemizi gündüzümüze kattık.

Ak Parti olarak hemen işe koyulduk ve Sayın R. Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağının verdiği burukluğa rağmen Türkiye'nin özlemlerini hayata geçirmek, tarihi hedeflerini ihya etmek için kollarımızı sıvadık ve işe koyulduk. Her gönüle muhabbet, her metrekareye hizmet taşıdık.

19 Şubat 2003 yılında TCK'nın 312. Maddesi'nde yapılan değişikle Genel Başkanımız R.Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasağı kalktı ve Siirt'te yenilenen seçimlerle milletvekili seçildi. "Muhtar bile olamaz" başlıkları atılarak siyaset sahnesinden silinmeye çalışılan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı oldu.

Biliyorduk ki bir lideri güçlü yapan, milletinin ona duyduğu inançtır.

Bir lideri büyük yapan, milletiyle kurduğu gönül bağıdır.

Bir lideri lider yapan, milletine verdiği sözü "ölümüne, ölümüne" diyerek tutmaktır.

O, milletin kabul edilmiş bir duasıydı.

Liderimiz R. Tayyip Erdoğan öncülüğünde hedeflerimizi gerçekleştirmek amacıyla yeni ve katılımcı bir siyaset dönemi başlattık. Tüm parti yetkililerinin bir araya gelerek yaptığı istişare toplantıları ile Türk siyasi tarihinde yeni ve örnek alınan bir döneme girdik.

Kadınların siyasette temsilini %100'den fazla arttırdık. Red, inkar ve asimilasyon politikalarını gündemimizden çıkardık. Toplumun her kesimini kucaklayan bir siyaset güttük. Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırarak yargı sisteminde önemli bir değişiklik gerçekleştirdik.

Yeni kurulmuş bir parti olsak da, binlerce yıllık köklü bir medeniyet, tarih ve kültürün devamı olduğumuzu bilerek gece gündüz çalıştık.

Yakın uzak demedik, her gönüle dokunduk, her yere hizmet götürdük.

Kısa sürede Türkiye'yi dünyanın en itibarlı, adından en çok söz edilen ülkesi yaptık. Kapılardan kovulan Türkiye'nin yerini, kapısı aşındırılan Türkiye aldı.

Denklemlerde yer arayan Türkiye'nin yerini, kendi denklemini kuran Türkiye aldı. Türkiye dünyanın parlayan yıldızı oldu.

"Türkiye Karar Verdi, Yerel Kalkınma Başlıyor"

Sıra yerel kalkınmaya gelmişti. "Şehirlerimizin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur" dedik. Yeter ki kaynak üretmeyi beceren, belediye imkanlarını halkın hizmetine sunan, bilgili, becerikli, planlı, programlı, milletine sevdalı kadrolar iş başına gelsin.

28 Mart 2004 tarihinde girdiğimiz yerel seçimlerde bu amacımızı gerçekleştirmek için gereken oy oranına ulaştık ve %41,67 oy alarak ikinci zaferimizi kazandık.

Gecemizi gündüzümüze katarak yeni kaynaklar ürettik. Şehirlerimizin önce altyapı sorunlarını çözdük. Sonra insanımıza daha kaliteli ve yaşanılabilir şehirler inşa etmenin peşine düştük.

Ekonomi, eğitim, sağlık, ulaşım, sosyal güvenlik gibi alanlarda birçok devrime imza attık. İstikrarlı, özgüvenli ve rekabet gücü yüksek bir Türkiye'nin önünü açtık. Herkesin birinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü, eşitlikçi ve adil bir Türkiye için hiç durmadan çalıştık.

Değişim, reform ve demokrasinin öncülüğünü yaptık.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde Ak Parti yoluna doludizgin devam ediyordu. Kendini Türkiye'nin sahibi zanneden vesayetçi yapılar 27 Nisan e-muhtıra krizi ile demokrasiye darbe vurmaya çalıştı. Dik duruşumuzdan ödün vermeden, sırtımızı milletimize dayayarak bu krizi de başarı ile atlattık. Fakat istedikleri güvensizlik ortamını oluşturamayan ve milli iradeyi hiçe sayan karanlık odaklar bu sefer de 367 icadıyla Cumhurbaşkanlığı Seçimi krizini ortaya çıkardılar.

"Durmak Yok, Yola Devam"

Oynanan oyunun farkında olan aziz milletimiz istikrarın ve ülkemize değer katan projelerin sürmesini istiyordu. "Durmak Yok, Yola Devam" sloganıyla girdiğimiz 22 Temmuz Genel Seçimleri'nde aldığımız %46,58'lik rekor oy bu durumun en açık göstergesiydi. Sandıktan bir kez daha tek başına iktidar çıkıp 60. Hükümeti kurduk. Çalışmalarımıza hız kesmeden devam ettik.

28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan oylamada partimizin kurucularından Sayın Abdullah Gül Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı seçildi. Bir daha böyle suni krizlerle kaos ortamı yaratılmaması adına, Cumhurbaşkanı'nı bizzat halkın seçmesi için gerekli çalışmaları başlattık. 21 Ekim 2007'de halkımızın onayına sunulan teklifimiz milletin verdiği %68,95'lik oyla hayata geçti. Millet güçlü bir ses ile "Evet" dedi.

14 Mart 2008'de ise eski Türkiye'nin demokrasiyi ve milli iradeyi hiçe sayan kesimleri yine sahneye çıktılar. Milletin iradesini temsil eden AK Parti'ye kapatılma davası açıldı. Ancak planları tekrar boşa çıktı. Kapatma davası sonuçlandı ve partimiz, aldığı ödeneğin %50 oranında kesilmesi cezasına çarptırıldı. Biz yine de kısık seslerin sesi olmaya devam ediyorduk.

29 Ocak tarihinde Davos Zirvesi'ne katılan Başbakan R. Tayyip Erdoğan'ın gösterdiği "One Minute" tepkisi mazlum halkların takdir ve sevgisini kazandı. Mazlumların haklı davalarında daima yanlarında olduğumuzu açıkça beyan etti. Kardeşlik bağlarımızın ne kadar kuvvetli olduğunu dünyaya gösterdi.

Bugün Kafkaslardan Balkanlar'a, Asya'dan Afrika'ya kadar, mazlumlar Türkiye'ye bakıyor, Türkiye'den yardım istiyor. Cesaret arayanlar, dik durmayı özleyenler, özgürlüğün sesini haykırmak isteyenler Türkiye'yi örnek alıyor.

Hayallerinin peşinden koşanlar, büyük başarıları arzulayanlar Türkiye'den ilham alıyor.

"İşimiz Hizmet, Gücümüz Millet"

Kurulduğumuz günden beri milletimizin hizmetkarı, istikrar ve huzurun adresi, mazlumların gür sesi olduk.

Art arda seçim zaferleri kazanmaya devam ettik. Aynı yıl yapılan 29 Mart Yerel Seçimlerinde aldığımız %38,39'luk oy oranıyla yine birinci parti olduk. Yerel yönetimlerdeki hizmetlerimize yenilerini ekleyeceğimiz bir döneme başladık.

Yaptığımız büyük icraatlar, dev eserler ve hizmetlerle milletimiz her seçimde Ak Parti'ye olan inancını gösterdi.

Biz hem genel yönetimde hem de yerel yönetimlerde devrim yapmış bir partiyiz. Altyapıda, ulaşımda, çevrede, şehircilikte, sosyal hizmetlerde ilkleri hayata geçirdik. Medeniyetimize, tarihi mirasımıza sahip çıktık. Şehirlerimizi ayağa kaldırdık.

2010 yılında, 12 Eylül'ün yıl dönümünde 82 Anayasası'nın düzenlenmesi ile ilgili referandum yapıldı. Milletimizle akıl ve gönül bağı kurmuş bir parti olarak %57,88'lik bir oranda "Evet" oyu alarak gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik.

Yeni Türkiye'nin ayak sesleri artık daha net duyulmaya başlanmıştı. Her türlü vesayet odağı ile mücadeleyi kendine görev bilen Ak Parti yoluna devam ediyor, devrim niteliğinde adımlar atıyordu. Ak Parti, millete tepeden bakan, kendi insanını hor gören vesayetçi anlayışın icadı olan kamuda baş örtüsü yasağını kaldırmak için çözüm iradesi ortaya koymuştu. Bir neslin geleceğine mal olan, bu milletin evlatlarını üniversite kapılarından içeri almayan, kendi devleti için çalışmasına izin vermeyen bu yasağı milletimizden aldığımız güçle kaldırdık. Uluslararası uyum yasaları çerçevesinde, benzer şekilde bir ayrımcılık yaşanmaması için de gerekli tedbirleri aldık.

"Türkiye Hazır, Hedef 2023"

2011 yılında girdiğimiz 3. Genel Seçimi de %49,95 oranında oy alarak kazandık. Devletimizin 100. Kuruluş yılı olan 2023 tarihine doğru emin adımlarla ilerlerken, milletimizin ve ülkemizin önüne büyük hedefler koyduk. 61. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni kurarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam ettik.

Biz gücümüzü milletten aldık, hesabımızı da sadece millete verdik. Bu yüzden kurulduğumuz günden bugüne kadar, karanlık planlara ve engellemelere rağmen milletimizle birlikte dimdik durarak yolumuza devam ettik.

2013 yılının Haziran ayında başlayan Gezi Olaylarına da milletimizle birlikte cevap verdik, omuzlarımızda taşıdığımız emaneti yere düşürmedik. Dik durduk, dikleşmedik. Hainler yıpratmaya çalıştıkça daha da güçlendik.

Dev projelere ara vermeden devam ettik. İlkleri başardık. Yapılamaz denenleri tek tek hayata geçirdik.

Tüm bu gelişmeler devam ederken milletimiz yeni bir tehlike ile karşı karşıya kaldı. Devletimizin içinde yuvalanmış bir terör örgütü olan FETÖ, iktidara ve milli iradeye müdahale etmeye kalkıştı. 17-25 Aralık darbe girişimi ile milletimizin iradesi bir kez daha gasp edilmeye çalışıldı. Sahnelemeye çalıştıkları oyunu milletimizle beraber bozduk.

Büyük milletimizle, birlik ve beraberliğimizden taviz vermeden, "Biz Birlikte Türkiye'yiz" diye haykırdık.

"Millet Eğilmez, Türkiye Yenilmez"

Tüm badireleri milletimizle beraber atlatarak iktidarımızın 12. yılına girdik. Genel seçimlerde gösterdiğimiz başarıyı yerel seçimlerde de sürdürdük. 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri'nde %45,60 oy alarak "Ak Belediyecilik" kavramının temellerini sağlamlaştırdık. Milletimizin güvenine layık olduğumuzu bir kez daha gösterdik.

TBMM'nin 2007'de Cumhurbaşkanını seçmesine 367 icadıyla engel olmuşlardı. Bu statükocu dayatmaya boyun eğmemiş, Halk Oylamasına gitmiş, "Hayır! Millet Seçmesin" diyen statükocu anlayışa darbe vurmuştuk. Milletimiz kendi oyuyla Cumhurbaşkanını seçmeye "Evet" demişti. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi ile tarihimizde ilk kez Cumhurbaşkanını milletimiz seçecekti.

"Türkiye'nin Gücüne Güç Kat"

Ak Parti'nin adayı R. Tayyip Erdoğan'dı.

O yürüdüğü yoldan asla geri dönmedi.

Kararlı, ilkeli ve irade sahibi oldu,

Gücünü sadece milletinden aldı,

Büyük Türkiye davasını yıllardır omuzlarında taşıdı,

Her zaman daha büyük hedeflere koştu,

Sessiz devrimlerin öncüsü oldu.

10 Ağustos 2014'te tarih yeniden yazıldı. Cumhur, Başkanını seçti ve Başbakanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan Türkiye'nin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı oldu.

Kazanan demokrasi oldu.

Kazanan milletimiz oldu.

Kazanan Türkiye oldu.

Ak Parti'de bir bayrak değişimi yaşandı. Cumhurbaşkanlığı görevi için partimizden ayrılan Sayın R. Tayyip Erdoğan'ın ardından Sayın Ahmet Davutoğlu Ak Parti Genel Başkanlığı'na seçildi.

"Sen Ben Yok, Türkiye Var"

7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nde yine milletimizin huzurundaydık, sandıktan yine birinci parti olarak çıktık. %40,9 oy aldık, ancak muhalefet partilerinin uzlaşmaz bir politika gütmeleri yüzünden hükümeti kuramadık. PKK terör örgütü oluşan siyasi boşluğu kendisi için bir fırsat sayarak terör eylemlerine yeniden başladı. Küçük siyasi hesaplar için Türkiye'yi uçurumun kenarına sürükleyenlerden yüz bulan PKK, şehirlerimizi yaşanmaz hale getirmeye çalıştı.

Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu önderliğinde dik durduk, teröre ve siyaseti çözümsüz bırakmak isteyenlere boyun eğmedik. Karşımıza çıkan her krizde yaptığımız gibi yine milletimizin karşısına çıkma kararı aldık. Bir kez daha "Tek Başına İş Başına" dedik. Milletimiz 1 Kasım 2015 tarihinde düzenlenen erken seçimlerde Ak Parti'yi % 49,5'lik oyla yeniden tek başına iktidara layık gördü. Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan 64. Hükümeti kurma görevini Sayın Ahmet Davutoğlu'na verdi ve iktidarımız icraatlarına devam etti.

22 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen 2. Olağanüstü Kongre ile partimizde yeni bir bayrak değişimi daha yaşandı. Partimizin kurucularından olan Sayın Binali Yıldırım Genel Başkanlığa seçildi. Akabinde 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini kurarak Başbakan oldu.

Dava adamı olmak,

Kendini milletin hizmetine adamak,

Aşk ile gece gündüz demeden çalışmak...

O, 2023 yolunda en önemli projelere imza attı.

Muasır medeniyet seviyesini aşma hedefinin öncülerinden oldu.

Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan'a

Belediye Başkanlığı döneminden beri yol arkadaşlığı yaptı.

Hiçbir görevden, sorumluluktan kaçmadı.

Dava için ne gerekiyorsa onun için çalıştı.

Türkiye güçlendikçe hainler yeni planlar peşinde koşuyor, yeni saldırılar organize ediyordu.

Bu saldırıların en alçakçası şüphesiz 15 Temmuz'da yaşadığımız hain darbe girişimiydi.

Devletin içine yuvalanmış, kökü dışarıda vatan haini FETÖ'cü cunta, milletimize ait olan tanklarla, uçaklarla ve tüfeklerle milletimizin canına kast etti. Genç, yaşlı, kadın, erkek ayırmadan ateş etti, kurşun sıktı.

Cumhurbaşkanı'nın çağrısına cevap veren milletimiz kulaklarında sala, göğüslerinde iman, ellerinde bayraklarla sokaklara indi. Ne meydanları hainlere terk etti, ne darbecilere geçit verdi.

15 Temmuz gecesi 250 şehit verdik. 2193 vatandaşımız gazi oldu.

Milletimizin yazdığı şanlı destan asla unutulmayacak.

Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen bu hain oyunu milletimizle beraber bozduk. Okyanus ötesinde yapılan planları galebe çaldık. İstikrarımızı ve hedeflerimizi koruduk. Darbe girişimlerine, milletin iradesini hiçe sayan kesimlerin engelleme çabalarına rağmen ülkemizi şaha kaldıracak yeni bir sistem üzerinde çalışmaya başladık.

Koalisyon hükümetleri ile yıllarca boğuşan, istikrarı özleyen milletimiz, aradığı düzen, gelişim ve değişim çizgisini Ak Parti ile yakalamıştı. Ancak artık kalıcı bir çözüm ve dönüşüm iradesini ortaya koymanın vakti gelmişti ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin desteğiyle, MHP ile işbirliği içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni hazırladık. Halk oylaması süreci boyunca her türlü yalana başvuranları,"Rejim değişiyor" diye yaygara koparanları dikkate almayan ve esas derdimizin istikrarı korumak olduğunu bilen milletimizin onayına sunduk. 16 Nisan 2016 tarihinde gerçekleşen halk oylamasında %51,4 oranında "Evet" oyu veren milletimizle beraber ülkemizin yarınlarını güvence altına aldık.

Halk oylaması sonuçlarından sonra gerçekleştirdiğimiz 3. Olağanüstü Kongre ile Kurucu Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan, 3 yıllık bir hasretten sonra tekrar Genel Başkanımız oldu.

Milletimizin demokrasi mücadelesi, hukuk mücadelesi, adalet mücadelesi devam ettiği sürece bize rehavet yok!

Mazlumların, mağdurların feryadı devam ettiği müddetçe bize dinlenmek yok!

Büyük Türkiye'yi özlemleriyle buluşturana, hayallerine kavuşturana kadar bize durmak yok!

Biliyoruz ki Türkiye yakın zamanda dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak.

Milletimizin destek ve öncülüğünde yeni bir atılım dönemi yaşayacak, değişim ve dönüşümü yeni bir evreye taşıyacağız.

Türkiye barışın, huzurun, kardeşliğin, değerlerin, yeniliklerin adresi olacak.

O güne kadar, Türkiye ve millet sevdasını yüreğinde bayrak gibi taşıyan, başta Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm teşkilatlarımızla hedeflerimize doğru kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz.

Çünkü biz

Özgürlüklerin ve demokrasinin teminatı,

Adalet ve Kalkınmanın öncüsü,

Birliğin ve kardeşliğin sözcüsüyüz.

Biz,

İstikrar ve güvenin koruyucusu,

Birliğimizin ve dirliğimizin savunucusu,

Dirilişin ve yükselişin adresiyiz.

Biz,

Türkiye'yi hayalleriyle buluşturacak,

2023 hedeflerine hiç durmadan koşacak,

Hizmet sancağını Türkiye'nin her yerinde aynı coşkuyla dalgalandıracak Ak Parti'yiz, biz milletin ta kendisiyiz.