Yıldırım, Şişli'deki otelde düzenlenen 79. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) Yıllık Genel Kurulu ve Dünya Hava Taşımacılığı Zirvesi'nin açılış toplantısında yaptığı konuşmada, uluslararası havacılık şirketlerine Türkiye'de 11 ili etkileyen depremlerin ardından Türk halkına insani yardım aktarılmasına verdikleri destek ve dayanışma için teşekkür etti.
Hava taşımacılığının küresel bir sektör olduğunu belirten Yıldırım, küresel sektör olmanın da küresel krizlere, meselelere bağlı bulunmak anlamına geldiğini vurguladı.
Yıldırım, son 5 seneye bakıldığında, 2018-2019 yıllarında havacılık sektörü yolcu sayısı ve kargo taşımacılığı bağlamında dünyada büyük bir patlama ve yükselme yaşarken Kovid-19 salgınıyla her şeyin aniden altüst olduğunu dile getirdi.
Kriz ve belirsizlikte etkilenen ilk sektörün ulaşım olduğunu, ulaşım sistemleri arasında da ilk sırada havacılığın yer aldığını kaydeden Yıldırım, salgının etkisi azalmaya başladığında sektörün de hareketlendiğini, şirketlerin salgın öncesi duruma dönmek için çalışmaya başladığını ancak bunun kolay olmadığını ifade etti.
Operasyonel zorlukların şirketleri zora soktuğunu anlatan Yıldırım, salgın sürecinde sektördeki kaliteli ve tecrübeli birçok kişi sektörden ayrıldığı için başta kaptanlar olmak üzere şirketlerin eleman ihtiyacı sorunuyla yüzleşmeye başladıklarını, bu kıtlık sebebiyle birçok Avrupalı hava yolu şirketinin uçuşlarını ertelemek zorunda kaldığını belirtti.
"Pandemi artık bitti ama problemler ve krizler bitmedi. Krizleri yönetebilirsiniz ama belirsizlikleri yönetemezsiniz. Bu sebeple hava yolu şirketleri küresel ve bölgesel belirsizliklere bağlı durumdalar." diyen Yıldırım, salgının ardından bu kez Rusya-Ukrayna Savaşı ve Çin gibi uzak bölgeler için bazı kısıtlamaların hava yolu taşımacılık sistemini ve bu sisteme dahil olan şirketleri etkilediğine dikkati çekti.
Türk havacılık sektörünün 20 yılını anlattıYıldırım, IATA'nın 20 yıl içinde İstanbul'daki ikinci buluşmasını gerçekleştirdiğini belirterek, 2008'de İstanbul'da ilk toplantı yapıldığında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olduğunu söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı döneminde 2003 yılından itibaren hava yolu ulaşımında serbest düzenlemeler getirmeye çalıştığını anlatan Yıldırım, o dönem Türk Hava Yolları yöneticilerinin bu karara karşı çıktıklarını, kendisinin ise bugün bu yapılırsa varlıklarını korumak ve büyümek için şanslarının olabileceğini, yapılmazsa iflas edeceklerini söylediğini aktardı.
Binali Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
"Serbestleşme sürecinin tamamlanmasını yürüttük. Pazara yeni oyuncular girdi ve kalite yükseldi, yarış yükseldi, insanların memnuniyeti arttı. Her şey olumluydu. İşte o zaman Türkiye'deki havacılık hakkında bir rapor okuma şansım oldu. IATA'nın, ülkeler ve küresel bazda havacılık sektörü üzerine tahminler yapmaktan keyif aldığını biliyorum. Bu raporda, Türkiye'deki havacılık sektörünün 2015 yılında yıllık 55 milyon yolcu rakamına ulaşacağı belirtiliyordu. Bunu görünce güldüm ve 'Türkiye'de ne olacağı konusunda iyi tahminlerde bulunamıyorlar.' dedim.
Ben çalışanlarıma 'Biz bu hedefe 2007'de ulaşacağız.' dedim. 2007'den önce 50 milyon rakamına ulaştık. 2015 yılına geldiğimizde ki IATA'nın tahmini 55 milyondu ama biz 185 milyondaydık. İşte bu havacılık sektörünün Türkiye ekonomisine olan katkısının yüzde 1'den aşağıdayken yüzde 5'ten fazla nasıl olduğunun hikayesi. Altyapı, hava yolları, hava yolu çalışanları kapasitesi konusunda ilk 10 büyük ülke arasındayız."
Dünyada her gün yaklaşık 100 bin uçuş gerçekleştirildiğini ve günde seyahat eden kişi sayısının ortalama 20 milyon olduğunu belirten Yıldırım, "Pandemiden önce yıllık hava yolu ulaşımı 4,5 milyar dolara ulaşmıştı. Pandemi sonrası keskin bir düşüş yaşadık. Sonrasında iyileşme çok hızlı oldu ve Türkiye bunu gerçekleştiren ülkelerden biriydi. Türkiye'de bugün hava yolu taşımacılığındaki görünüm 2019 rakamlarından yüzde 17 fazla. Dünya, hava taşımacılığında 2024 yılında ancak pandemiden önceki rakamlara ulaşabilecek." diye konuştu.
"En önemlisi yeni İstanbul Havalimanı"Havacılığın Türk ekonomisine doğrudan ve dolaylı olarak 1 milyon istihdam sağladığını söyleyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"Havacılık sektörünün gelirleri yıllık ortalama 950 milyon lira. Bu da 45 milyon dolara tekabül ediyor. Dediğim gibi yıllık yüzde 5'lik büyümeyi temsil ediyor. Son 20 senede havacılık sektörünün kapasitesi 5 kat daha arttı. Bu, iyi organize edilmiş ve serbestleştirilmiş havacılık siteminin getirdiği inanılmaz bir ilerleme. Burada iyi hazırlanmış havaalanlarının da etkisi var. Biz 27 yeni havalimanı açtık. En önemlisi yeni İstanbul Havalimanı. Bu havalimanı iniş kapasitesi, işletmeler, hava trafiği olarak dünyanın en büyük hava limanlarından biri ama bu, nihai aşaması değil. Daha tamamlanacak iki kısmı var. Böylelikle dünyanın en büyük havalimanı olacak."
Yıldırım, taşınan şehir içerisindeki Atatürk Havalimanı'nın kapasitesini artırmak mümkün olmadığı için havacılık sektörünün gelişip ilerleyebilmesi için yeni bir havalimanına ihtiyaç duyulduğunu, İstanbul Havalimanı'nın bu ihtiyaçtan dolayı yapıldığını belirtti.
Binali Yıldırım, Türk hava ulaşımının 20 senede çok iyi bir başarı hikayesi elde ettiğini dile getirerek, "Tabii bunu THY gibi, AnadoluJet gibi, Pegasus, SunExpress ve dahası sözleşmeli şirketlerle yaptık. Havacılıktaki serbestleşme sayesinde altyapı ve eğitime yatırımlar yaptık. IATA'nın eğitim sistemi anlamında çok iyi şeyler yaptığını biliyorum. Sizin de yetişmiş eleman eğitimi için eğitim merkezleriniz oldu ki bu, acil bir ihtiyaçtı. Ben havacılığın, ülkeleri ve insanları birleştiren en önemli sektörlerden biri olduğuna inanıyorum. Ayrıca bu atmosferde havacılık sistemleri bölgesel ve küresel barışa katkı sunuyor." ifadelerini kullandı.