AK Parti İstanbul Milletvekili Sena Nur Çelik Kanat, "Bu siyasetçi ve hükümetler bir daha insan haklarıyla ilgili herhangi bir konuda konuşma meşruiyetlerini, Gazze'de katledilen binlerce çocuğun naaşlarıyla beraber toprağa gömdüklerini bilmeliler." dedi.
Fransa'nın Strazburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 2024 Genel Kurulu Bahar Oturumu Gazze konulu oturumda konuşan Kanat, İsrail'in Gazze'yi "açık hava hapishanesinden toplu mezara" dönüştürdüğünü belirterek, 14 bin çocuk ve 10 bin kadın dahil 34 binden fazla insanın, yüzlerce gazetecinin, yardım görevlisi ve doktorun katledildiğini ifade etti.
Kanat, İsrail'in 75 binden fazla insanın yaralanmasına neden olduğunu, 1,7 milyon kişiyi zorla yerinden ettiğini ve Gazze'deki sivil altyapının yüzde 70'ini tahrip ettiğini kaydederek, "İsrail, insani yardımların Gazze'ye ulaşmasını kasıtlı olarak engellemeye devam ediyor." dedi.
Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in, İsrail'in Gazze'de kıtlığa sebep olduğuna ve açlığı bir savaş silahı olarak kullandığına ilişkin ifadelerine atıfta bulunan Kanat, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması'na göre (IPC), Gazze'deki insanların yüzde 100'ünün yeterli gıdaya erişemez durumda olduğunu vurguladı.
Kanat, bunun eşi benzeri görülmemiş bir durum olduğuna işaret ederek, şimdiye kadar IPC raporlarının hiçbirinin, dünyanın herhangi bir yerinde bu kadar ciddi seviyede bir gıda güvensizliği krizi tespit etmediğine dikkati çekti.
"Uluslararası toplum Gazze'deki durumu artık tartışmıyor"
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu'nun (UNICEF), Gazze'deki bebeklerin artık ağlayacak enerjilerinin kalmadığını söylediğini aktaran Kanat, "Dehşet içinde çocukların açlık nedeniyle ölümlerine tanıklık ediyoruz. Uluslararası toplum, artık İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği keyfi ve orantısız saldırıların ve Gazze halkının toplu olarak cezalandırılmasının savaş suçu ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar olup olmadığını tartışmıyor bile." ifadelerini kullandı.
Kanat, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail'in eylemlerinin soykırım kapsamına girebileceğini tespit ettiğini ve Filistinlileri korumak için ihtiyati tedbir kararı aldığını anımsatarak, Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'in Gazze'de kullanılan şiddet türlerini ve İsrail'in politikalarını analiz ettiği raporunda, İsrail'in soykırım yaptığına dair eşiğin aşıldığını gösteren makul gerekçeler olduğu sonucuna vardığını söyledi.
Milletvekili Kanat, raporun en önemli bulgularından birinin, İsrail'in idari ve askeri liderliği ile askerlerinin, Filistin halkına yönelik soykırımsal şiddeti meşrulaştırmak için soykırım niyeti taşıyan açıklamalar yaptıkları ve savaş hukuku ilkelerini kasıtlı şekilde ihlal ettikleri olduğunu vurguladı.
"Çifte standart bırakılması ve İsrail yaptıklarından sorumlu tutulmalı"
Kanat, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nde bulunan herkesin 7 Ekim 2023'te sivillerin öldürülmesini ve kaçırılmasını kınadığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Ancak bu mecliste bulunan bazı milletvekillerinin ve Avrupa Konseyi üyesi bazı hükümetlerin, halen İsrail'in uluslararası hukuk ihlallerini görmezden gelmesi ve kınamayı reddetmesi büyük bir utanç, vicdansızlık ve bu suçların işlenmesine ortaklık etmektir. Bu siyasetçi ve hükümetler bir daha insan haklarıyla ilgili herhangi bir konuda konuşma meşruiyetlerini, Gazze'de katledilen binlerce çocuğun naaşlarıyla beraber toprağa gömdüklerini bilmeliler. Bu meclis ve dünyanın dört bir yanındaki hükümetler, çifte standardı bırakmalı ve diğer tüm aktörler gibi İsrail'e de uluslararası standartları uygulayarak İsrail'i yaptıklarından sorumlu tutmalıdır."
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Raportörü Piero Fassino tarafından hazırlanan ve mecliste kabul edilen Gazze raporunun içeriğinin oldukça yetersiz olduğuna dikkati çeken Kanat, "(Rapor) Bu meclisin değerleri için bir utanç kaynağıdır." dedi.
Kanat, gerekli önerileri içeren yeni objektif bir raporun bu mecliste acilen hazırlanması gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Uluslararası hukuku korumak ve bölgesel çatışmayı önlemek için hepimiz için şu çağrılarda bulunmalıyız: Kalıcı bir ateşkesin sağlanması; tüm UAD kararlarının acilen tam olarak uygulanması; insani yardım akışının engelsiz sağlanması; İsrail'in BM'nin tüm kurumlarıyla işbirliği yapması; tüm rehinelerin, Gazze'deki rehinelerin ve İsrail hapishanelerinde yargılanmadan tutulan binlerce Filistinlinin serbest bırakılması; Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına bazı ülkelerin durdurduğu fonların yeniden sağlanması ve İsrail'e tüm silah ihracatının durdurulması."