AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, İstanbul İl Başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ünal, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutumunu eleştirdi. Ünal, "Türkiye'nin geleceği inşası ve kurulmasıyla, Türkiye'nin enerji gündemiyle, dış politikasıyla eğitimde, sağlıkta ekonomide ve her alanda enerjimizi odaklamak istiyoruz. Biz Türkiye'nin gündemi asla Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanları, hakaretleri ve zehirli dili tarafından teslim alınmasını istemiyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu'nun çirkin ifadelerine ne genel başkanımız ne bakanlarımız düzeyinde cevap verilmeyecektir. Kemal Kılıçdaroğlu, bu siyasi bataklığa da çekerek Türkiye'yi yolundan alıkoymak istemektedir. Buna asla müsaade etmeyeceğimizin bilinmesini isteriz" dedi.
"Brunson davası siyasetin konusu değil, yargının konusudur "
ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan iadesini istediği ABD uyruklu Papaz Andrew Craig Brunson'a ilişkin soruları yanıtlayan Ünal, "Brunson davası siyasetin konusu değil, yargının konusudur. Bu konuda yargının vereceği karardır esas olan. Biz FETÖ iadesi konusunda gerekli bilgileri belgeleri ilettiğimizde onlarda bize bu konunun yargı konusu olduğunu ifade etti. Yani Amerika'nın yargısı yargı da, Türkiye'deki yargı ve hukuk sistem kararı hakkında herhangi bir şekilde 'yok efendim öyle değil demek' doğru değil" diye konuştu.
"Her defasında yalanları ortaya çıkmasına rağmen destansı bir pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi yeni yalanlarını söylemeye devam etti"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yakınlarının yurt dışına para transfer ettiklerini iddia eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili soruları da yanıtlayan Ünal, "Her defasında yalanları ortaya çıkmasına rağmen destansı bir pişkinlikle hiçbir şey olmamış gibi yeni yalanlarını söylemeye devam etti. Şu anda yine Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanlarıyla ilgili Cumhurbaşkanımızın avukatı şikayette bulundu, bir süreç başladı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanlarından biz sıkıldık, Türkiye sıkıldı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun yalanlarından CHP'liler de sıkıldı. Özellikle TBMM'de basın toplantısı düzenleyen CHP'li milletvekillerinin kullandığı ifadeleri okuduğunuzda durumun vahameti ortaya çıkmakta" ifadelerini kullandı.
"Fransa'da olduğu gibi katı olmayan düzenlemeler yapılacaktır"
Olağanüstü Hal'in kaldırılması ilgili soruları da yanıtlayan Ünal, "Olağanüstü Hal'in kaldırılmasından sonrası süreçte Türkiye'nin güvenliliğinin sağlanması, terörle mücadelede gerekli mekanizmaların oluşturulması başka bir şeydir. Olağanüstü Hal başka bir şeydir. Bu sadece Türkiye'de olan bir şey değil. Fransa'da da İngiltere'de devletin terörle mücadelede ve devletin güvenliğini sağlamada ihtiyaç duyduğu parlamento tarafından onlara sunulması kaçınılmaz bir gereklilik. Ayrıca terörle mücadele temelde demokrasinin güvenliğini sağlamak için yapılmaktadır, kamu düzenini korumak için, temel hak ve özgürlükleri güvence altına almak için yapılmaktadır. Yani her ne kadar ana muhalefet başkanı Kılıçdaroğlu, terörün ve teröristlerin yanında pozisyon alsa da, biz HDP meclise girmemelidir. Çünkü HDP mecliste devletin terörle mücadelesinin sekteye uğratılması için çaba sarf etmektedir. Kandil'den emir almaktadır. Terörle arasına mesafe koymamaktadır" şeklinde konuştu AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Demokratik siyaset silahların ve terörün yanında olmaz dediğimizde Kemal Kılıçdaroğlu ısrarla PKK'ya hendekleri kapatın diyen, PYD'ye bizim gibi bir siyasi partidir diyen, militanları koruyan bir anlayış, doğal olarak TBMM'de terörle mücadeleye dönük, demokrasinin güvenliği, kamu düzenin sağlanmasına dönük alınan tedbirlerle ilgili tabii ki rahatsız olacaktır. Bu düzenlemeden kim rahatsız olacaktır diye sorduğumuzda karşımızda Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'si ve HDP çıkacaktır. Halkların Demokratik Parti'sinin terörle mücadeleden rahatsızlığı ortadadır. Kandilden emir almaktadır çünkü. Asıl soru Kemal Kılıçdaroğlu'nun terörle mücadeleden neden rahatsız olduğu sorusudur. Fransa'da olduğu gibi katı olmayan düzenlemeler yapılacaktır. Burada özgürlük ve güvenlik dengesi dikkate alınarak bu düzenlemeler yapılacaktır. Geçtiğimiz süreçte 15 Temmuz'dan sonra OHAL uygulaması vatandaşlarımızın günlük hayatını en ufak bir kısıtlamaya uğratmamış tam tersine, vatandaşlarımızın terör ve terör örgütlerinin saldırısından korunması güvenliklerin sağlanmasına hizmet etmiştir. Türkiye demokrasinin güvenliğini sağlamak, kamu düzenini korumak ve temel hak, özgürlükleri güvence altına almak için bazı düzenlemeler yapacaktır. Bu düzenlemeler kesinlikle vatandaşlarımızın özgürlüğüne, hak ve özgürlüklerine dönük bir kısıtlama içermeyecektir."