​Ajanlık faaliyeti yapıyorlar

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Batılı devletlerin STK'larla göçmenler üzerinden Türkiye'de ajanlık yaptığını belirterek, "Altındağ'daki olayda olduğu gibi hemen harekete geçiyorlar. Bir ayakları Türkiye içinde bir ayakları dışarıda. Biz MİT ile birlikte bu konularda mücadele ediyoruz." Dedi.

ESED TARAFTARLARI ESED’DEN KAÇIYOR

Türkiye’nin yakın çevresindeki göç olaylarının hiçbirisinin müsebbi olmadığını buna rağmen 8 milyon göçmen dalgası ile tehdit altında bulunduğunu söyleyen Bakan Soylu, Esed’in yönetimi altındaki insanlardan da göç gelmeye başladığını belirterek, “Suriyelilerin yüzde 20’si bu şekilde geliyor. Çatışma bölgelerinden gelmeyen Suriyelileri geri gönderiyoruz.” ifadesini kullandı.

PKK’ya kırsaldan katılımın düşmesi nedeniyle Avrupa’dan örgüte katılım için göçmen kamplarının kullanıldığını dile getiren Bakan Soylu, “Batılı devletlerden 6, Lavroin kampı üzerinden 7 kişiyi tespit ederek ilgili ülkelere de bildirdik. PKK’nın kamplara getirdiği ve buradan Kuzey Irak’a geçirdiği teröristleri isim isim biliyoruz.” diye konuştu.

NEŞAT GÜNDOĞDU-ANKARA

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, göç konusunda gündemde yer alan tüm konulara ilişkin medyanın Ankara temsilcilerine değerlendirmede bulundu. Göçe kaynaklık eden ülkelerde yaşanan iç buhran, ekonomik kriz ya da vakelet savaşlarının hiçbirisinden Türkiye’nin sorumlu olmamasına rağmen hepsinden Türkiye’nin etkilendiğini kaydeden Bakan Soylu, bu sorunların ülkelerin kendilerinden de kaynaklanmadığını ve Batılıların son model silahlarının bir anda bu ülkelerde bittiğini ve olayların Türkiye’nin maruz kaldığı bir göç dalgasına dönüştüğünü söyledi. Göç, terör, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının iç içe geçtiğini ve Batılıların göç konusundaki sorunları çok iyi bildiğini buna rağmen kulaklarının üstüne yattıklarına dile getiren Bakan Soylu, göçmenler üzerinden oluşturulan bazı STK’lar ile Türkiye’ye istihbarat operasyonu yapılmaya çalışıldığını kaydetti.

Yunanistan PKK’ya destek veriyor

Yunanistan’ın Lavroin Göçmen Kampı’nı PKK lehine harekete geçirdiğini dile getiren Bakan Soylu, “PKK kırsalda zayıflayınca şehirlerde eylem yapma talimatı veren Murat Karayılan, operasyonları bizzat yönetmesine rağmen başarılı olamıyor. Yurt içi katılımın sona ermesi nedeniyle PKK’ya katılımı artırmak için yurtdışından güzergah oluşturmaya başladılar. Sempatizanlar Batılı devletlere gidip oradan Irak’ın kuzeyine gelerek örgüte katılıyor ya da Yunanistan’ın Lavroin kampı üzerinden katılım sağlanıyor. Batılı devletlerden 6, Lavroin kampı üzerinden 7 kişiyi tespit ederek ilgili ülkelere de bildirdik. PKK’nın kamplara getirdiği ve buradan Kuzey Irak’a geçirdiği teröristleri isim isim biliyoruz.” ifadesini kullandı.

PKK göçmenleri tehditle kullanıyor

PKK’nın yapılanmasını güçlendirmek için göçmen aileleri de kullanmaya başladığını kaydeden Bakan Soylu, “Suriyeli göçmenleri, ailelerini PYD hapishanelerinde tutarak Türkiye’ye mühimmat sokmak ve insan kaçırmak için zorluyorlar. Bu önemli bir zaafiyet doğuruyor. Aldığımız istihbaratlara değerlendirerek hemen müdahale ettik. Sınırlarımızı üçlü bir yapı ile koruyarak etkili bir savunma sağladık. Duvardan sonra TSK’nın kontrolü ardından Jandarma onun arkasında ise Polis Özel Harekât ile sınırın kontrolünü elimize aldık.” dedi.

Batı, STK’lar ile ajanlık yapıyor

Terör örgütünün legal yapılar üzerinden şehir içinde örgütlendiğinin altını çizen Bakan Soylu, “Siyasi Parti, STK ya da medya olarak meşru kılıf içerisinde çalışıyorlar. AB ve ABD, LGBT meselesiyle cinsel yönelim üzerinde Türkiye politik ve kültürel bir salınım yapmak istiyor. Bunların hiçbirisi tesadüfi işler değildir. Yaptırdığım ankete göre cinsel yönelim meselesine en tepki gösteren HDP seçmeni. HDP’liler biz bunu kabul etmiyoruz, diyorlar. Üç yıl önce Suriye rejiminden kaynaklı göçmenler üzerinde istihbarat çalışmaları da vardı. Son yıllarda Batı kaynaklı olarak bunu görüyoruz. Göçmenlere yardım etmek için Türkiye’de görev alan AB’li STK’ların içinde terör örgütü suçu işleyenler var. AB Büyükelçisine söyledim. Yardımınızı reddetmiyoruz ama bunu bir ajanlık faaliyeti olarak kullanıyorsanız buna izin vermemiz mümkün değil. Yardım ortaya koyan sivil toplum örgütleri üzerinden istismar etme ve değerlendirme anlayışları olduğu kadar direkt ajanlık faaliyetleriyle de bunu yapıyorlar. Altındağ’daki olayda olduğu gibi hemen harekete geçiyorlar. Bir ayakları Türkiye içinde bir ayakları dışarıda. Biz MİT ile birlikte bu konularda mücadele ediyoruz.”şeklinde konuştu.

Geri dönüşleri teşvik edilecek

Türkiye’nin 8 milyon göçmen tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Bakan Soylu, “İdlib’de 3,9 milyon; İran sınırında 2 milyon Afgan, Cerablus’ta 2 milyon; Azez, Mare, El Bab ve Çobanbey ise 1,2 milyon insan her an Türkiye’ye doğru hareketlenebilir. Suriye’den gelişler de hâlâ devam ediyor. Esed yönetimindeki Şam’da artan ekonomik kriz Şam’dan da Türkiye’ye doğru göçü başlattı. Suriyelilerin yüzde 20’si bu şekilde geliyor. Bu yeni durumla da mücadele ediyoruz. Çatışma bölgelerinden gelmeyen Suriyelileri geri gönderiyoruz. Türkiye’de 5,5 milyon yabancı var bunun 4 milyonu mülteci 3 milyon 700 bini ise geçici koruma statüsündeki Suriyelirden oluşuyor. Suriye güvenli alanlarda oluşturulan sanayi ve konut bölgelerine geri dönüşüler sürüyor. Geçici bir süre eğitim desteği ile Kızılay yardımlarını devam ettirecek modellerle 480 bine ulaşan geri dönüşleri daha da teşvik edeceğiz.” açıklamasını yaptı.

Karakollara barıştırma yetkisi vermiyoruz

16 yaşındaki Sıla Şentürk’ün nişanlısı tarafından bıçaklanarak öldürülmesi olayına ilişkin detayları paylaşan Bakan Soylu, “İlk önce itiraz olmasına rağmen rızaya dayalı bir söz kesiliyor. Sonra söz bozuluyor. Fail cinsel taciz durumundan aileye yakanıyor ve hapse giriyor. Kız sevgi evlerini gönderiliyor. Kız sonrasında eve geri geliyor. Aile faille ilgili ilk olaydan dolayı şikâyetten vazgeçiyor. Fail cezaevinden çıkıyor. Eve gidiyor. Babaanne ile oturuyorlar. Tartışma çıkıyor. Sonra Sıla Şentürk’ü 4-5 yerinden bıçaklıyor. Arkadaşlarımız kendisine ait olmayan bir cep telefonu kullanmasına rağmen faili havalimanında yakaladılar. Bu tip bir olaylar olduğu zaman karakoldaki arkadaşlarımıza barıştırma yetkisi vermiyoruz. Aile içi şiddet konusunda tek tembihimiz var: Sakın kolluk olmadan bir araya gelmeyin. 2021 yılındaki 308 kadın cinayetinin 20’in üzerindeki ölümde erkek kadını ikna ederek eve getirip tartışarak öldürme şeklinde gerçekleşti. Şiddet başladığı andan itibaren devam ediyor. Bunlarla ilgili soruşturma açıyoruz. Sosyolog görevlendirdik. Türkiye’nin suç analizlerini sosyologlar üzerinden tekrar elden geçiriyoruz.” diye konuştu.