Ahkaf suresinin nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında  tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Ahkaf suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Ahkaf suresi neden indirilmiştir?Ahkaf suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Ahkaf suresinin nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Ahkaf suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Ahkaf suresi neden indirilmiştir?Ahkaf suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Ahkaf suresinin nüzul sebebi...

AHKAF SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR?

Kelbî’nin yaptığı rivayete göre : «Mekke’de ashab-ı kiram iyice sıkılmış ve üzülmüşlerdi. Müşriklerin ardı arkası kesilmeyen saldırı ve işkenceleri onlara çok zor günler yaşatıyordu. Bir gün Resûlüllah (A.S.) Efendimiz rü­yasında, hurması ve suyu bulunan bir ülkeye hicret ettiğini görmüştü. Bu­nu arkadaşlarına anlatınca, onlar çok sevindiler; müşriklerin eza ve cefa­sından kurtulacakları o günü beklediler. Süre gecikince, Peygamber’e (A.S.) baş vurdular ve ne zaman hicret edebileceklerini sordular. Resûlüllah (A.S.) Efendimiz susup cevap vermedi ve derken dokuzuncu âyet indi.»

Ebû Bekir Sıddîk (R.A.) henüz on sekiz, Resûlüllah (A.S.) Efendimiz de 20 yaşında bulunuyordu. Birlikte ticarî amaçla Şam’a doğru bir yolculuk yaptılar. Konakladıkları bir yerde sidre ağacının gölgesinde oturuyorlardi. O sırada Ebû Bekir Sıddîk (R.A.) dinî konuda hatırına geien bir mese­leyi sormak üzere kalkıp yakın yerdeki manastıra gitti. Rahip ona : «Şu sid­re ağacının gölgesinde oturan kimdir?» diye sordu.

Oda : «Mekkeli Abdul­lah oğlu Muhammed’dir; Abdülmuttalib’in torunudur» diye cevap verdi. Ra­hip ona : «Vallahi o peygamberdir. İsa’dan sonra ağacın altında ondan başka kimse gölgelenmedi. Şüphesiz o son peygamber olacaktır» diyerek yemin etti. Böylece Ebû Bekir Sıddîk’ın kalbine tasdîk ve yakın girdi ve ar­tık Peygamber (A.S.) Efendimizden ayrılmak istemedi. Hz. Peygamber (A.S.) kırk yaşına girip nübüvvet tacını giyince, otuz sekiz yaşında olan Ebû Be­kir (R.A.) Ona imân edip tasdîkte bulundu ve kırk yaşına girince de, âyette açıklandığı şekilde duâ etti.

Yukarıdaki onbeş ve onaltıncı âyetler bu sebeple indi.

Ebû Bekir Sıddîk’in (R.A,) oğlu Abdurrahman, babasıyla birlikte İslama girmeyip ona muhalefet etti ve : «Üf be ikinize! Benden önce nice kuşak­lar gelip geçtiği halde siz beni öldükten sonra dirilip topraktan çıkarılaca­ğımla mı tehdit ediyorsunuz?» diyerek sert çıkışta bulundu. Ebû Bekir (R.A.) ile eşi ona : «Yazıklar olsun sana! İmân et. Şüphen olmasın ki Allah’ın ver­diği söz haktır» diyerek uyarılarını tekrarladılar ve bu hususta Allah’a sı­ğınıp O’nun yardımını dilediler. On yedinci âyet bu sebeple indi.a