Dışişleri Bakanlığının organizasyonuyla uçakla kente getirilen 180 Ahıska Türkü, Aşağıdemirtaş Geçici Konaklama Merkezi'ne yerleştirildi.
Konaklama merkezinde tüm ihtiyaçları giderilen ve sosyal imkanlardan istifade eden Ahıska Türkleri, savaştan uzak olmanın verdiği huzur ve güvenle kendilerine kucak açan Türkiye'ye minnettarlık duyuyor.
"Allah razı olsun Türkiye'den, Recep Tayyip Erdoğan'dan"Ahıska Türkü Zayide Mirselive, Ukrayna'daki savaş nedeniyle evlerini terk etmenin üzüntüsünü yaşadığını ancak Türkiye'de olduğu için mutluluk duyduğunu kaydetti.
Bugün hayatta olmalarını Türkiye'ye borçlu olduklarını söyleyen Mirselive, şöyle konuştu:
"Rusya'nın saldırısıyla korku dolu günler başladı, patlamalar oluyordu, çocuklar çok korkuyordu. Hastamız oldu doktora, marketlere gidemedik. Marketlerde hiçbir şey kalmadı, yemek yok. Bundan sonra daha zor olacak orası, açlık başlayabilir, o derece sıkıntı var. Allah razı olsun Türkiye'den, Recep Tayyip Erdoğan'dan, bize oradayken de un, yağ gibi yardımlar geldi. Kim bize yardım ettiyse Allah razı olsun. Kalanlar da inşallah gelir. Benim eşim orada kaldı, onun için çok üzülüyorum."
Konteynerlere yerleştiklerini anlatan Mirselive, kendilerini huzur ve güven içerisinde hissettiklerini aktardı.
Uçaktan mutluluktan ağlayarak indiklerini belirten Mirselive, şöyle devam etti:
"Allah razı olsun uçaktaki hosteslerden, bizimle çok ilgilendiler. Dediler ki 'Biz kendi vatandaşlarımızı buraya sağ salim indirdik.' Türkiye'ye, vatan toprağına indik, yüreğimiz havalandı vatanımıza geldik diye. Allah razı olsun. Burada sabah, öğle, akşam sıcak yemek veriliyor, yatacak yerimiz var. Çok minnettarız."
"Hayat günden güne zorlaştı"Ahıska Türkü Bahtiyar Ahmetoğlu ise Özbekistan'da yaşarken eski Rus lider Mihail Sergeyeviç Gorbaçov döneminde ülkede meydana gelen iç karışıklık nedeniyle 30 yıl önce sürgün edildiklerini ve Ukrayna'ya yerleştiklerini anımsattı.
Ukrayna'nın Herson kenti yakınlarındaki bir köye yerleştiklerini ve bugüne kadar orada barış içerisinde yaşadıklarını ifade eden Ahmetoğlu, şöyle konuştu:
"Orada yaşamımız iyiydi, her şey yolunda gidiyordu ancak Ruslar bir anda ülkeye girdi. Ne olduğunu anlayamadan bir sabah uyandık ki roketler uçuyor, patlamalar oluyor. Herson'u iki gün içinde geçtiler, onların esareti altında kaldık. Özellikle gençleri sorguya alıyorlardı. Sıkıntılar başladı, ne olacağı belli değildi, insanlar korkuyordu. İlaç yetmiyor, yemek yok, marketler boşaldı, her şey bitti. Yiyecek bir şey bulamıyorduk, hayat günden güne zorlaştı."
"Bayraktar olmasaydı biz ne olurduk"Ahmetoğlu, yaşadıkları bölgede artık can güvenliklerinin kalmadığı bir anda kendilerine yardım eli uzatan Türkiye'ye büyük minnet duyduklarını dile getirdi.
Ukraynalılarla bugüne kadar hep barış içerisinde yaşadıklarını ve Rusya ile olan savaşta, Bayraktar TB2'nin sağladığı faydadan dolayı Türkleri daha çok sevmeye başladıklarını aktaran Ahmetoğlu, şöyle konuştu:
"Bayraktarları Ukraynalılar çok seviyorlar, onun için şarkılar söylüyorlar, adeta tapıyorlar, 'Bayraktar olmasaydı biz ne olurduk' diye. Bunları işittikçe bizler de gururlandık. Ukraynalılar çocuklarının ismini Bayraktar koyuyor, onlara savaşta çok yardımcı oldu. Bayraktar gerçekten gurur kaynağımız oldu."
"Allah’a şükür güvendeyiz"Ruslan Veyselov da Ukrayna doğumlu olduğunu, savaşın başlamasıyla büyük zorluklar çektiklerini ve can güvenliklerinin tehlike altına girdiğini belirtti.
Veyselov, "Allah razı olsun, Türkiye devleti yardım etti bize. Allah'a şükür güvendeyiz. Mutluyuz. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a selam gönderiyorum. Allah ondan razı olsun, bize Türkiye'nin kapısını açtı, bizleri buraya kadar getirdi. Allah ona uzun ömürler versin, Allah onu bizim başımızdan eksik etmesin." ifadelerini kullandı.