Tanzanya'daki Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi, Gannuşi ve eski Tunus Adalet Bakanı ve eski milletvekili Nureddin el-Bahiri'nin yanı sıra Tunus'taki önde gelen muhalif liderlerden Said Fercani ve Gazi eş-Şavaşi'nin avukatlarının mayısta yaptığı başvuruyu değerlendirdi.
Söz konusu tutukluların avukatlarından basına gönderilen yazılı açıklamaya göre, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi, Tunus yönetimine, Gannuşi'nin yanı sıra diğer 3 Tunuslu siyasi tutuklunun avukatları ve doktorlarıyla görüşmesine izin verilmesi talimatını verdi.
Mahkeme, Tunus hükümetinden tutuklulara, onların ailelerine ve avukatlarına gözaltı gerekçelerini bildirmesi ve tutuklanmalarla ilgili "yeterli bilgi ve gerçekleri" sunması istedi.
Mahkeme ayrıca Tunus yönetimine söz konusu kararların uygulanması için 15 gün süre verdi.
Fercani'nin kızı Kaother Fercani, mahkemenin verdiği karara ilişkin, babasının 69 yaşında olduğunu ve hapishane odasını 105 kişiyle birlikte paylaştığını belirterek, "Babamın tutulduğu koşullar insani olmaktan uzak. Afrika mahkemesinin kararından çok memnunuz ve Tunuslu yetkililerin bu karara uymasını içtenlikle umuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Tunus, Afrika İnsan ve Halkların Hakları Mahkemesi kabul anlaşmasını imzalayan 6 Afrika ülkesinden biri.
- Devletin güvenliğine karşı komplo" soruşturmasında onlarca kişi tutuklandı
Tunus'ta 11 Şubat'tan bu yana siyasiler, gazeteciler, aktivistler, hakimler ve iş insanlarını kapsayan gözaltı operasyonları düzenleniyor. Bu operasyonlar kapsamında birçok muhalif cezaevine konuldu.
Bir toplantıdaki sözleri nedeniyle "halkı iç savaşa yönlendirmek" suçlamasıyla 17 Nisan'da evine baskın yapılarak gözaltına alınan Nahda lideri Raşid el-Gannuşi de ulusal ve uluslararası arenadaki tepkilere rağmen 48 saatlik polis sorgusunun ardından tutuklanmıştı.
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, ülkede bazı siyasilerin, "devletin güvenliğine karşı komplo kurma" ve "ekonomik krizi körüklemeye yönelik adımlar"dan ötürü gözaltına alındığını söylemişti.
Muhalefet ise bu gibi soruşturmaları siyasi olarak niteliyor ve Said'i demokrasiye aykırı hareket etmekle suçluyor.