Adiyat suresi, Adiyat suresinin okunuşu ve anlamı

Adiyat koşan atlar anlamlarına geliyor. Adiyat suresi Kuranı Kerim''de 100. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Adiyat suresi iniş sırasına göre 14. suredir. Adiyat suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Adiyat suresi 11 ayeti kerimedir. İşte Adiyat suresi hakkında bilgiler ile Adiyat suresinin okunuşu ve anlamı...

Adiyat koşan atlar anlamlarına geliyor. Adiyat suresi Kuranı Kerim'de 100. sıradadır. Kuranı Kerimin son surelerinden olan Adiyat suresi iniş sırasına göre 14. suredir. Adiyat suresi Mekke döneminde nazil olan surelerdendir. Adiyat suresi 11 ayeti kerimedir. İşte Adiyat suresi hakkında bilgiler ile Adiyat suresinin okunuşu ve anlamı...

Âdiyât Sûresi’nin Nüzûlü Âdiyât Sûresi, Mushaftaki sıralamada yüzüncü, iniş sırasına göre on dördüncü sûredir. Asr Sûresi’nden sonra, Kevser Sûresi’nden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayetler de vardır. (bk. Şevkânî, V, 566)

Âdiyât Sûresi’nin Adı/Ayet Sayısı Sûre adını 1. âyette geçen ve “koşan atlar” anlamına gelen âdiyât kelimesinden almıştır.

Âdiyât Sûresi’nin Konusu İnsanoğlunun nankörlüğü ve mala düşkünlüğü, ahiret hayatı için harcama yapmaması ve bu yüzden onu kötü bir sonucun beklediği söz konusu edilmektedir.

ADİYAT SURESİ TÜRKÇE VE ARAPÇA OKUNUŞU İLE ANLAMI

Adiyat 1 (Mealleri Karşılaştır): Vel âdiyâti dabhâ(dabhan). بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ وَٱلْعَٰدِيَٰتِ ضَبْحًا (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 2 (Mealleri Karşılaştır): Fel mûriyâti kadhâ(kadhan). فَٱلْمُورِيَٰتِ قَدْحًا (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 3 (Mealleri Karşılaştır): Fel mugîrâti subhâ(subhan). فَٱلْمُغِيرَٰتِ صُبْحًا (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 4 (Mealleri Karşılaştır): Fe eserne bihî nak’â(nak’en). فَأَثَرْنَ بِهِۦ نَقْعًا (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 5 (Mealleri Karşılaştır): Fe vesatne bihî cem’â(cem’an). فَوَسَطْنَ بِهِۦ جَمْعًا (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 6 (Mealleri Karşılaştır): İnnel insâne li rabbihî le kenûd(kenûdun). إِنَّ ٱلْإِنسَٰنَ لِرَبِّهِۦ لَكَنُودٌ (1-6) Soluk soluğa süratle koşan, (koşarken ayaklarını) vurarak ateş çıkaran, sabah erkenden baskın yapan, orada tozu dumana katan ve düşman topluluğunun ortasına dalan atlara andolsun ki, insan gerçekten Rabbine karşı pek nankördür.

Adiyat 7 (Mealleri Karşılaştır): Ve innehu alâ zâlike le şehîd(şehîdun). وَإِنَّهُۥ عَلَىٰ ذَٰلِكَ لَشَهِيدٌ Hiç şüphesiz buna kendisi de şahittir.

Adiyat 8 (Mealleri Karşılaştır): Ve innehu li hubbil hayri le şedîd(şedîdun). وَإِنَّهُۥ لِحُبِّ ٱلْخَيْرِ لَشَدِيدٌ Hiç şüphesiz o, mal sevgisi sebebiyle çok katıdır.

Adiyat 9 (Mealleri Karşılaştır): E fe lâ ya’lemu izâ bu’siramâ fîl kubûr(kubûri). ۞ أَفَلَا يَعْلَمُ إِذَا بُعْثِرَ مَا فِى ٱلْقُبُورِ (9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

Adiyat 10 (Mealleri Karşılaştır): Ve hussıle mâ fîs sudûr(sudûri). وَحُصِّلَ مَا فِى ٱلصُّدُورِ (9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.

Adiyat 11 (Mealleri Karşılaştır): İnne rabbehum bihim yevme izin le habîr(habîrun). إِنَّ رَبَّهُم بِهِمْ يَوْمَئِذٍ لَّخَبِيرٌۢ (9-11) Acaba o bilmiyor mu ki, kabirlerde bulunanlar çıkarıldığı ve kalplerdeki ortaya konulduğu zaman, işte o gün onların Rabbi kendilerinin her hâlinden mutlaka haberdardır.