Bahçelievler'deki Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer Eğitim Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Yüzyılı'nda Ceza İnfaz Sisteminde Madde Bağımlılığına Yenilikçi Yaklaşımlar Paneli" düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Tunç, bağımlılığın bugün insan aklını ve ruhunu esir eden, iradesini kelepçeleyen bir hastalığa dönüştüğünü söyledi.
Bağımlılığın farklı türleri olduğuna dikkati çeken Tunç, "Hepsi başta insan sağlığı olmak üzere aile bağlarımızı, sosyal ilişkilerimizi ve ekonomik yapıları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu bağımlılıklar arasında en yıkıcı olanlarından biri şüphesiz madde bağımlılığıdır." dedi.
Uyuşturucuyla mücadelenin sıradan bir görev olmadığının altını çizen Tunç, bunun tüm insanlığın onurunu koruma çabası olduğunu kaydetti.
Tunç, Adalet Bakanlığı olarak uyuşturucuyla mücadelenin görevleri olduğunu belirterek, şunları paylaştı:
"Özellikle uyuşturucuyla bağlantılı olarak suç işleyip cezaevine giren mahkumların, cezaevinde bağımlılıkla mücadelesinin desteklenmesi önemli bir husustur. Bakanlık olarak infaz aşamasında bu kapsamda önemli çalışmalar yürütüyoruz. Uyuşturucuyla mücadelede öncelikle suç işlenmeden önce tedbirler alınmalıdır. Suç işlendiğinde ise etkili yaptırım ve ceza verilerek etkin ceza infaz sistemi olmalıdır. Önleyici tedbirlerle ilgili devletin ilgili kurumları eylem planları kapsamında gerekli tedbirleri almakta, kolluk güçlerimiz yaptığı operasyonlarla zehir tacirlerini adalete teslim etmektedir."
- "Önümüzdeki 4 yıl içinde 6 bin aileye ulaşmayı hedefliyoruz"
Tunç, caydırıcılığı sağlayabilmek için geçen yıllarda Türk Ceza Kanunu'nda uyuşturucuyla ilgili suçlardaki cezaların artırıldığını anımsatarak, "Cezaevlerimizin mevcudunun şu anda 3'te 1'i uyuşturucu suçlarından hüküm giyen kişilerden müteşekkildir. Kullanma suçu bakımından da denetimli serbestlik kapsamında da çok ciddi oranda kişi var dışarıda." ifadelerini kullandı.
İnfaz sistemini ağırlaştırmanın bu suçları önlemede tek başına yeterli olmadığına dikkat çeken Tunç, mücadele için başka şeyler yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Cezalandırmanın caydırıcılık açısından önemli olduğunu vurgulayan Tunç, şöyle konuştu:
"Hükümlülerin ya da denetimli serbestlik hükümlülerinin özellikle bir daha suç işlememesi için onların tedavileri ve rehabilitasyonları için tedbirler alınması lazım. Gençlerimizi zehirleyen, toplumu ifsat eden bağımlılıkla mücadele için Adalet Bakanlığı olarak yaptığımız çalışmaları, Bağımlılıkla Mücadele Yüksek Kurulunun oluşturduğu bu strateji ve eylem planları çerçevesinde yürütüyoruz. Eylem planında Bakanlığımıza 'cezaevlerinin zorunlu tedavi merkezi işlevini desteklemeye yönelik sürece dahil edilmesi' sorumluluğu yüklenmiştir. Bu sorumluluk doğrultusunda 4 yıl içinde zorunlu tedavi merkezi işlevini destekleyecek toplam 106 ceza infaz kurumu oluşturarak sisteme dahil etmeyi hedefliyoruz. Yine aynı eylem planında yer alan 'ceza infaz kurumlarında bağımlılıkla mücadele sürecine hükümlü/tutuklu ailelerinin dahil edilmesi' faaliyeti kapsamında önümüzdeki 4 yıl içinde 6 bin aileye ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca, eylem planında bakanlığımız için uyuşturucu madde kullanımından dolayı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülere yönelik ayrı uyum programı oluşturulması hedefine yer verilmiştir."
Bakan Tunç, "7. Yargı Paketi" olarak bilinen düzenlemeyle Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) uyuşturucu kullanımına ilişkin suçlarda yapılan düzenlemeyi hatırlatarak, "TCK'nin 191. maddesinde değişiklik yapmıştık. Buna göre, haklarında 5 yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesiyle belirli bir süre tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen şüphelilerin erteleme süresince uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadıklarının tespiti için yılda en az iki defa ilgili kuruma sevk işlemleri yapılmasını düzenledik." dedi.
Bağımlılık davranışlarını kontrol altına alarak kişileri madde kullanımından uzak tutma bilincini teşvik etmeyi amaçladıklarını vurgulayan Tunç, "Madde bağımlılığıyla etkin mücadele sayesinde 2024 yılının ilk altı ayında yapılan 24 bin 90 ara kontrol sevk işleminde, 21 bin 120 yükümlünün yeniden uyuşturucu madde kullanmadığı ve bağımlılıktan kurtulduğu görülmüştür. Bu da önemli bir rakam." diye konuştu.